'Mü'minin firasetinden sakının!'

 "Mü'minin firasetinden sakının! Çünkü o, Allah'ın nûru ile bakar."
Muhyiddin İbni Arabî bu hadis hakkında diyor ki:
"Resûl-i Ekrem bu hadisinde firâset nûrunu Cenâb-ı Hakk'ın isimleri içinden yalnız Allah ismine bağlamıştır. Çünkü Allah ismi bütün isimlerin hükmünü câmîdir. Bu itibarla öğülen, yerilen şeyleri, saîdlik, şakilik hareketlerini keşfeder. Eğer Resul-i Ekrem (a.s.) firâset nûrunu (Hamîd) ismine izafe etseydi, meselâ, 'Hamîd'in nuru ile bakar' deseydi, o zaman firasetli mü'min ancak saîd, hayırlı ve makbul olanları görürdü. Her kimin ki firâseti Rabbânî alâmet ve nişanlar olursa, onun firâseti hata etmez."
Zamanın Hz. Ali nefesli, Ehl-i Beyt aşığı Prof. Dr. Haydar Baş, aylar öncesinden "Türkiye zifiri karanlık bir döneme girdi. Kendi başınıza asla çıkamayacaksınız!" derken, bu hadis-i şerifin nasıl zuhur ettiğine millet olarak hep birlikte şahit olduk aslında.
O, 27 sene önce "Körfez çıkarması ve Irak işgali, Irak için değil, ABD'nin bölgeye yerleşmesi için yapılıyor" dediğinde de böyleydi.
21 sene önce, herkesin "hocaefendi" diyerek el-etek öpüp, Bank Asya açılışı gibi, Yazarlar Birliği etkinlikleri gibi yerlerde, kendisine sırtını dayayacak ikbal kapısı aradığı günlerde, Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog ajanı olarak Fetulla'nın milli birlik ve milli beraberlik ruhunu yıkmaya memur bir ajan olduğunu söylediğinde de böyleydi.
22 sene önce, herkesin AB için Gümrük Birliği Anlaşması imzalandığında, bir tek O ve ekibi, "Bizi AB'ye almayacaklar. Zira AB ekonomik değil, dini bir topluluktur. Biz Hıristiyan olmadan ve eyaletlere bölünmeden bizi almazlar" derken de böyleydi.
15 sene önce, bütün Avrupa ve Türkiye'de tek para birimi Euro'ya geçildiği için bayram yapılırken, bir tek O, hem de aynı gün, "AB 15 yıla varmaz batar. Hem de tek para birimine geçildiği için" dediği gün de böyleydi.
Herkes seçimlerde "analar ağlamasın" diyerek mevcut iktidara "Açılım" altında PKK ve gerçekte olmayan Kürt sorunu için destek verirken, "Ben dağdaki gençlerimi annelerinin yanına indireceğim. Yeter ki bana bir kerelik iktidar olma fırsatı versin milletim" derken de böyleydi.
Bunları alt alta yazmak, yazıp çoğaltmak mümkün...
30 yıllık basılı ve görsel basın-yayın arşivleri bunlar gibi onlarca kayıtlı bilgi, kendisiyle birlikte olan binlerce kişinin kişisel hafızası da bunlar gibi binlerce anı ile dolu.
Her seferinde iktidar kandırıldı, darbeci yüz binlerce piyon kişi kandırıldı, siyasiler kandırıldı, bir tek O ve O'na inanan ekibi kandırılamadı.
FETÖ ve yüz binlerce piyon kişi haksız çıktı, AB, ABD, FETÖ'nün kandırdığı (!) siyasiler haksız çıktı, bir tek O ve O'na inanan ekibi haklı çıktı, kandırılamadı.
Acaba neden?
Ne buyurdu Peygamber Efendimiz (s.a.v.): "Mü'minin firasetinden sakının! Çünkü o, Allah'ın nûru ile bakar." 
Bunu bile görmek istemedikten sonra... 
"Esselâmu alâ men'ittebe'al Hüda."