Kabine üyelerinden biri, düşünüp-taşındıklarını, uzun uzun istişare yaptıklarını ve marketlerde 25 kuruşa satılan poşetlere zam yapılmamasına karar verdikleri müjdesini açıklayınca, bir alkış tufanı koptu ki görülmeye değerdi gerçekten.
Yirmi yıllık iktidarın ardından millet olarak ve vekiller olarak, marketlerden aldığımız poşete zam yapılmamasını çılgınca alkışlar hale geldik.
Poşetin zamlanmamış olmasını alkışlarken, içini nasıl dolduracağımız endişesi ile içimiz buruk, içimizde ve yüreğimizde yangın gitgide büyüyor.
Soruyoruz, sorguluyoruz, gerçekten sadece merak ediyoruz; yağmurlar mı bize küstü biz mi yağmurlara küstük?
Toprak mı bize küstü biz mi topraklara küstük?
Dağlar, ovalar, yaylalar ve bağlar mı bize küstü biz mi onlara küstük?
Bu toprakların varlığı ile, bolluğu ile, bereketi ile çalışkan insanının arasına hangi kara kediler girdi de böyle tanınmaz hale geldik?
Keşke, ne olaydı, bir tane de poşete konulacak mesela gıda maddelerinden birinin, sadece birinin zamlanmadığı müjdesini verebilseydi sayın Bakan.
Ne yazık ki, poşet müjdesinin yanına bir tek müjde daha gelmedi, gelemedi ve gelemezdi zaten.
Asgari yaşam şartlarını sağlamak ve hayatta kalabilmek için, içini doldurmak zorunda olduğumuz poşet fiyatının artmamasını, artık bir müjde olarak algılamaya başladık.
'Poşete zam yapmadık' müjdesini doyasıya alkışlayan iktidar partisine mensup vekiller, pek açık etmeseler, edemeseler de, alkışlayabilecekleri bir müjde daha beklemişlerdir diye düşünüyoruz.
Enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığı bir ülkede ne yazık ki, ülkeyi yirmi yıldan beri yönetenlerin, poşetten başka, 'fiyatı sabit kaldı, zamlanmadı' diyebilecekleri tek kalem dahi kalmadı.
İktidar etrafında kümelenmiş olan bir avuç mutlu azınlığın, kendi şartlarına bakarak, bir türlü kabul etmedikleri devasa yoksulluk, artık hiç bir şartta ve hiç bir yandaş medyada saklanamayacak, üstü örtülemeyecek boyutlara ulaşmış durumda.
Poşete zam yapmadınız, iyi güzel de, içine konulacak olan çaydan, şekerden, sütten peynirden, etten kıymadan, zeytinden, zeytin yağından, patatesten, soğandan, domatesten, biberden, patlıcandan ne haber?
Benzinden mazottan, arabadan evden, kiralardan ne haber?
Poşeti ne ile ve nasıl dolduracağız?
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025