(Dünkü yazının devamı)
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız İmam Hüseyin eserinde "Muhtar bin Ebi Ubeyd es-Sakafi" hakkında şu bilgilere yer veriyor:
…"Muhtar b. Ebu Ubeyde, zindana düştüğünden beri Abdullah bin Ömer tarafından yardım isterdi ve şundan ötürü hile ederdi. Abdullah bin Ömer'le akrabalığı vardı. Çünkü o Muhtar'ın kız kardeşi ile evliydi. Bundan dolayı Muhtar kendi azadlısı Zerin'i Medine'ye gönderdi. Abdullah b. Ömer de Abdullah bin Yezid'e mektup yazarak, "Muhtar'ı benim hatırım için bırakıversin" dedi. Abdullah bin Yezid de Muhtar b. Ebu Ubeyde'yi serbest bıraktı ve ona, "Ben ne kadar emir bulunduğum sürece sen huruc hareketinde bulunmayasın" dedi. Muhtar da and içti ve kendi sarayında oturdu. Halk gizli gizli onun katına gelirlerdi ve biat ederlerdi. Vatka ki, Hicret tarihi altmış altıncı yılı oldu.
Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Yezid'i Kûfe'den azledip Abdullah bin Muti'yi yerine göndermişti. O da Kûfe'ye gelince gördü ki, Muhtar'ın işi ulu olmuş. Birçok kimseler ona biat etmişler. Birkaç gün geçince onun seraskeri olan İyas bin Mudr, Abdullah bin Muti'ye, "Ey emir! Birçok kişi Muhtar bin Ebi Ubeyde ile gizlice biatlaşmışlardır. Ve yakındır ki, ansızın huruc hareketinde bulunabilirler. İş işten geçmeden onu kapat ki, bu fitne ortadan kalksın" dedi. Bunun üzerine Abdullah bin Muti, Hüseyin'i ve Zaide bin Kuddame'yi gönderdi, "Varın, Muhtar'ı çağırın" dedi. Zaide, Muhtar'ın amcasının oğluydu. İkisi de vardılar. Muhtar'a, "Emir seni çağırıyor" dediler. O da, "Duydum ve baş eğiyorum" dedi. Giysilerini getirdiler. Gitmek için onları giydi ve Zaide aşağıdaki ayeti okudu:
"Ya Muhammed! Bir zaman o kâfirler seni bağlayıp hapsetmek, yahut öldürmek ya da sürgüne göndermek için tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı kurarken, Allah da hilelerini onların başlarına yıkıyordu. Allah hilekârlara ceza verenlerin en hayırlısıdır." (Enfal, 30)
Muhtar o anda bu çağırıştan muradın ne olduğunu anladı. Kullarına, "Bana bir yorgan getirin. Beni yine sıtma tuttu" dedi. Hemen yorganı getirdiler. Üstüne örttüler. Titreyerek hemen yatağa yattı ve "Bana sıtma geldi. Varın gidin emire sıtmaya tutulduğumu söyleyin" dedi. Zaide, "Ben hiçbir şey söyleyemem. Hüseyin'i gönder o söylesin" dedi. Muhtar da, "Ey Hüseyin! Benim hastalandığımı emire söyle ki, gelecek günlerde bu söylemenin sana faydası ola" dedi. Hüseyin de, "Baş üstüne" dedi, odadan dışarı çıktılar. Muhtar'ın kapısında çok adamın olduğunu gördüler. Şehir de de, "Emir Muhtar'ı hapsetmek için çağırdı" haberi yayılmıştı.
Her taraftan ona biat edenler onun etrafında toplanmıştı. Muhtar'ı ellerinden almak istediler. O gece, Muhtar kendisine biat edenleri topladı ve onlara, "Yarın bizim huruc etmemiz gerekti. Abdullah bin Muti'yi öldürelim" dedi. Ehl-i Beyt'ten bir kişi olan Sa'd İbn-i Ebi Sa'd el-Hanifî, "Biz sana itaatkârız ve senin buyruğundayız. Ama bu yarın için mümkün değil. Şundan ötürüdür ki, bizim halkımız dağılmıştır. Bize on gün mühlet ver. Ta ki, halkı toplayalım. Silahlarımızı hazırlayalım" dedi. Muhtar, "Ya bu emir bize mühlet vermezse" dedi. Sa'd de, "Eğer o seni tutup hapsederse, biz de seni tutup hapisten kurtarırız, çıkarırız" dedi. Muhtar artık hiçbir şey söylemedi. Halk dağıldı." (Taberi, a.g.e, c.4, s.146-148)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020