Yüce Allah'ın murat ettiği birçok kutsi olay, Muharrem ayı içerisinde cereyan etmiştir. Özellikle de Muharrem'in 10'uncu günü olan Aşure günü cereyan eden olaylara baktığımız zaman, Muharrem ayının dünyanın kaderinde önemli bir yer teşkil ettiğine şahit olmaktayız.Peygamberimizin( s.a.a.) Hadisi şeriflerinden anladığımız kadarıyla; semaların, dağların, denizlerin yaratılışı; Hz. Âdem(as)'ın, Hz. İbrahim(as)'ın, Hz. İsa (as)'ın doğumu; birçok peygamberin tövbelerinin kabulü; Muharrem ayı içerisinde ve 10'uncu günü olan Aşure gününde cereyan etmiştir.Hicri 61'inci senesinde Muharrem ayında cereyan eden ve 10'uncu Muharrem günü Hz. Hüseyin (as) ın şehadetinden sonra, Muharrem ayı hüzünle anılmaya başlanmış; bu hüzün sayesinde dökülen gözyaşları kıyamete kadar da sürecektir. Çünkü bu ayda ve bu günlerde peygamberin torunları ve evlatları dünyada eşi ve benzeri görülmeyen bir vahşetle şehit edilmiştir.Bu ay içerinde tutulacak oruçların, yapılacak ibadetlerin özel bazı faziletleri ve sevapları mevcuttur. Ancak bu ayda yapılacak en önemli iş; ibadetlerin yanında, Peygamber evlatlarına reva görülen zulüm ve işkencenin mantığını kavramak olmalıdır. Muharrem ayı vesile kılınıp, Ehl-i Beyt'in ve özellikle şehitlerin şahı Hz. Hüseyin (as)'ın kıyamını anlamak adına bir gayret ortaya konmalıdır.Hz. Hüseyin(as)'ın kıyamını anlamadan, şehit olacağını bile bile Kerbela'ya gelmesinin sebeplerini kavramadan; Ehl-i Beyt'in yolunu yol, davasını dava edinmeden kurtuluşa ermenin mümkün olmadığını öğrenmeliyiz. Hz. Hüseyin(as)'a Kufe'den gelen on binlerce mektupta "gel sana biat edeceğiz, yoksa da peygamberin ahkâmı, sünnetleri yok olacak" diyorlardı. Ancak yaşanan diğer olaylara bakılırsa bunun bir tuzak olma ihtimali de vardı; sözlerinden cayma ihtimali de vardı. Yakınları O'na "Ya Hüseyin, gitme sana bir kötülük ederler" diyerek endişe duymalarına rağmen; O, bir peygamber evladına yakışan duruşu sergiledi. Burada kalmaktansa, davet edilen yerde şehit edilmek O'nun için daha faziletliydi. O'nun duruşunun, sözünün ve davranışlarının yanında, şehadetinin dahi insanlığa vereceği bir mesaj vardı. O, üzerine düşeni yapacak, Allah'ta O'na bir hayır murat edecekti. Ehl-i Beyt'in hayatı kadar ölümü de mutlaka hayırlı olacaktı. Ve öyle de oldu. Yüce Allah(cc) Hz. Hüseyin (as)'ın şehadetini; önem verdiği, Muharrem'in 10'uncu günü olan Aşure gününe denk getirdi. Ve İmam Hüseyin (as)'ı cennet gençlerinin efendisi, şehitlerin şahı eyledi. Allah(cc) Hz. Hüseyin (as)'ın hayatından da, şehadetinden de, şefaatinden de istifade etmeyi nasip eylesin. Âmin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara fardır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025