Muharrem ayı

Muharrem, yasaklanan, haram olan, kutsal olan, saygı duyulan manalarına gelir. Cahiliye Araplarında, senenin hangi ayla başlayıp hangi ay ile bittiğiyle alakalı bir bilgi yoktu. Hicri takvimde kullanılan bütün ay isimleri, cahiliye Araplarda kullanılan isimlerdi.

İmam Ali'nin (k.v.) Peygamber Efendimizden (s.a.a.) aldığı ilimle, senenin Muharrem ayı ile başlaması ve Hicri takvimin uygulamaya konulması Hicret'in 17. yılında, ikinci Halife Ömer devrinde olmuştur.

Muharrem ayı Allah-ü Teâlâ'nın 'Haram Aylar' olarak savaşı yasakladığı dört mübarek ay olan Zilkade, Zilhicce ve Recep aylarından biridir.(Tevbe Suresi: 36)

Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bu ay için "Şehrullahi'l-Muharrem - Allah'ın ayı" yani İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır demiştir.

Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu, "Ramazandan sonra en faziletli oruç Allah'ın ayı Muharrem ayındaki oruçtur. Farzdan sonra en faziletli namaz ise geceleyin kılınan namazdır. (Müslim, II. 821.)

Muharrem ayı, Allah-ü Teâlâ'nın, savaşı öldürmeyi haram kıldığı Bakara suresi 217. ayeti kerime ile sabit olup, beyan buyurmuş olduğu, haram kıldığı dört aydan biridir. Muharrem ayı Allah-ü Teâlâ'nın ayıdır. Bu ayın sahibine hürmeten Müslüman'ın yapması gereken bu ayda Rabbimizin yasakladığı savaşı yapmamaktır. Savaş ve katletme bu ayda yapılırsa ayeti kerimenin hükmü ile büyük günah işlenmiş olur.

Bütün Peygamberlerin bu ayda büyük bir tehlikeden kurtulup kurtuluşa çıktıkları ile alakalı rivayetler hadisi şeriflerde geçmesine rağmen, Kur'an-ı Kerim'de bu kurtuluşların zamanı ile alakalı bir olay bu ayda olmuştur diye, bildirilmemektedir.

Peygamber Efendimize (s.a.a.) ve onun pak Ehl-i Beyt'ine âşık olan milletimiz ve ecdadımız, Muharrem ayını hep, muharremiye ve maktel diye eserler yazarak ve okuyarak hatırlamış yâd etmiştir.

Türün örnekleri müstakil manzum ve mensur eserlerdir: Maktel-i Hüseyin (Meddahî, Lamî Çelebi, İbn-i Yusuf Mehmed, Şâdi), Maktel-i İmam Hüseyin (Yahya b. Bahşî), Kerbelâ (Ali Ferrûh), Kerbelâ-nâme (Sâfî), Matem-nâme (Muallim Feyzî), Mersiye, Mersiye-i Seyyidü'ş-şühedâ (Osman Şems), Dâstân-ı Adn der Hikâyet-i Hasan ve Hüseyin (Nakiboğlu), Hadikatü's-süeda (Fuzûlî), Vakıa-ı Kerbelâ (Nureddin) gibi isimlerle eserler yazılmış, divanlarda ve çeşitli mecmualarda daha çok mersiye başlığı altında işlenmiştir.

Muharrem ayı, ecdadımızda ve milletimizde bir hüzün mevsimi diye anıldığının en büyük kaynağı ve dayanağı edebiyat tarihimizde bu ay ile alakalı ortaya konulan eserlerdir. Bizlerin de, en layıkıyla ecdadımızın yolundan gidip Resûlullah'a (s.a.a.) ve onun pak Ehl-i Beyt'ine gereken sevgiyi ve saygıyı göstermesini temenni ederek bugün başlayan Muharrem ayınızı ve 1439. Hicri yılın Tüm Müslümanlara vahdet getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ederim.