Varlığımızı ve aziz vatanımızın Türk yurdu olmasını borçlu olduğumuz ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:
"Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda gerekli olmayan bir sırrı kalbimde taşımak kudretinde olmayan bir adamım. Çünkü ben, bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın önünde söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni yalanlar. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni yalanladığını görmedim."
Ben de aynı kanaatte ve karakterde bir insanım.
Vatanım ve milletim için neyi doğru buluyor veya öngörüyorsam, hiç araya perde koymadan açıkça söylüyor ve yazmaya çalışıyorum.
Siyasi parti liderleri içerisinde bu kanaat ve karakterde olan yalnızca, Hüseyin Baş'ı tanıyor ve takip ediyorum.
O kadar içten ve samimi ki, vallahi 10 saat konuşsa hiç sıkılmadan dinleyebilirim.
Tıpkı dedesi Mustafa Kemal Atatürk gibi.
Ne düşünüyorsa Türk milleti ile paylaşıyor ve adeta zifiri karanlıkta kandil gibi yanarak, aydınlık yarınları müjdeliyor.
Tek başına çok ağır bir yükü taşıyor.
Nasıl yani diyebilirsiniz.
Dominant olması gereken ana muhalefet partisi CHP'nin yapması ve demesi gereken ne varsa, millet bunları Hüseyin Baş'tan duyuyor.
Sadece iktidarı eleştirmiyor, devasa gibi görünen sorunların aslında bilgi ve bilimin ışığında nasıl kolayca çözüme kavuşturulabileceğine ilişkin savlarını da, çok yalın bir dille millete anlatıyor.
Özelleştirilen devasa işletmelerin devletleştirileceği, madenlerin devlet-millet ortaklığı ile işletileceği, tarım ve hayvancılık konusu, sanayi ve teknoloji, milli para formülü, vergilendirmeler ve toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren meselelerin çözüme kavuşturulması gibi konularda çok net mesajlar veriyor.
O kadar büyük ilgi ve sevgi var ki, Hüseyin Baş'a, "Keşke ana muhalefet partisinin başında olsa" diyenleri çok duydum.
"Böyle bir cumhurbaşkanımız olsa dünyada savaşlar sona erer" diyenlerin sayısı da çok fazla.
Şimdi başlığa dönelim ve diyeceklerimizi kitabın ortasından yazalım.
Sevgili Özgür Özel, CHP'nin Türkiye'nin sorunlarına kalıcı ve kesin çözüm sunacak herhangi bir çözümü var mı, yok!
Sayın Müsavat Dervişoğlu, partinizden her gün bir milletvekili, AK Parti'ye geçiyor. Demek ki, sizin de gerek bu vekilleri ve milleti heyecanlandıracak ve arkanıza takacak bir teziniz bulunmamaktadır.
Diğer muhalif partiler için de durum farklı değil ve aynısıdır.
Ancak saydığım bu partilerin ve tabanlarının tamamı vatansever ve Atatürkçüdür.
Hüseyin Baş'ın partisi BTP'ye baktığımızda aynısı karşımıza çıkmıyor.
Bu partinin 2002'den bu tarafa Türk milleti ile paylaştığı ve Rusya'nın Duma parlamentosunda bütün dünyaya deklare edilen, Milli Ekonomi Modeli söz konusudur.
Ayrıntıları o kadar fazla ki, bin sayfaya yakın eşsiz bir Model.
Şimdi anlamadığım şu ve soruyorum; Türkiye'yi 6 ayda sorunsuz bir ülke haline getireceği bin defa deklare edilen böylesine muhteşem bir sisteme sahip BTP'ye, şimdiye kadar CHP'den neden ve hangi gerekçelerle birlikte olma ve ülkeyi içinde bulunduğu zifiri karanlıktan çıkarma teklifi yapılmaz?
Hüseyin Baş Tam bağımsız bir Türkiye'yi savunduğu için mi?
Yerli ve milli olduğu için mi?
Sahip olduğu ve Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan "MEM" gibi devrim niteliğindeki bu tezin, ABD'yi rahatsız edeceği endişesi mi CHP'yi, BTP'den uzak tutuyor?
Yoksa nedir sevgili Özgür Özel, gerçekten bilmek istiyorum zira, bu tavrınız da daha fazla sürdürülebilir değildir ve çok can sıkıcıdır!
Neden bunu İYİ Parti'ye sormuyorum, çünkü CHP son seçimlerde Türkiye birincisi olmuş bir partidir ve bu soruların muhatabı da doğal olarak onlardır.
"AK Parti ve Cumhur İttifakı ülkeyi Sevr koşullarına getirdi" diyorsunuz ancak, Cumhur İttifakı'nda halen daha bileşenleri açısından aralarında hiçbir çatlak yoktur.
Muhalefete bakanı bir de.
Çok dikkat ediyorum ve şunu görüyorum.
Konuşmasında büyük bir nezaketle bir tek Hüseyin Baş Bey, parti ve liderlerin ismini vererek, çeşitli örneklendirmelerde bulunuyor ve muhalefetin bir arada olması gerektiğine çaba gösteriyor.
Siz Sayın Özel neden hiçbir konuşmanızda BTP ve Hüseyin Baş'tan bahsetmiyorsunuz?
Aynı şeyi Müsavat Bey için de söyleyebilirim.
Bir tek Muharrem İnce Bey "Muhalefetin bir araya gelmesi için bana düşen ne varsa yapmaya hazırım" diyor.
CHP ve Sayın Özel'in aklını başına alması için, 3. Dünya Savaşı çıksa ne yazar!
Beyefendi siz muhalefeti bir merkezde toplayacaksınız. Bu toplanma yeri ve merkezi, 'Milli İttifak'tır.
Yarım ağızla erken seçim diyorsunuz. Belli ki Ekrem İmamoğlu adayınız ve doğru olan tercih de budur.
Erken seçim kararı alındı diyelim ve seçim tarihi belli oldu. Ne yapacaksınız, millete çözüm yerine şarkı mı söyleyeceksiniz?
Şimdi ne yapılacaksa yapılmalıdır. "Gel kardeşim Hüseyin Bey, ne var sizin bu bahsettiğiniz ve Rusya'nın uyguladığı modelde" diye bir sor, bak gerisi nasıl geliyor.
Muhalefet parti liderleri de hiç kusura bakmasınlar ama acayip ego görüyorum ki, bu tavrı gösteren siyasetçilerin millete verecekleri hiçbir şeyleri olamaz!
Bırakın bu gereksiz egonuzu ve bir an önce Türk milletine umut ve heyecan yaratın.
Bunu çok kolay başarabilecek ve yüzde yüz iktidara yürüyecek partiler şunlardır:
CHP- İYİ Parti-BTP- Zafer Partisi-Millet Partisi-DP.
Saadet ve Yeniden Refah Partisi durdukları yeri netleştirmedikleri için, şimdilik onları bu kategoriye almadım.
Ya gereğini yaparsınız, ya da nal toplarsınız!
- Muhalefet partileri gökten elçi mi bekliyor? / 27.01.2025
- Nutuk’u çok okuyun / 22.01.2025
- Harbiye Marşı'nı çok severim / 21.01.2025
- Teğmenler bu ülkenin namusudur / 20.01.2025
- Milli ittifak şart oldu! / 15.01.2025
- Anayasa 42-66-101 çarpmasın! / 09.01.2025
- Anayasa değil, kafalar değişmeli! / 07.01.2025
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025