Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEOG'u kaldırın, dedi. Milli Eğitim Bakanlığı kaldırdı. Yeni sistem getirin, dedi. Milli Eğitim Bakanlığı yeni sistem getiremiyor. 18 milyon öğrenci okula başlamış. Eğitim yılının ilk çeyreğinin sonuna geliyoruz. Herkes geçen yılın sistemine göre bir planlama yapmış ve bir gece ansızın TEOG kaldırılmış.
40-45 gündür milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren 4 farklı sistem Saray'a sunulmuş. Hepsi geri dönmüş. Tabi 45 günde planlanan 4 farklı sistem, banyo olan bir kişinin, 'yangın var' şakasıyla banyo havlusu ile sokağa koşması ve kalabalığın içinde öylece kala kalması gibi bir şeydir, her halde.
Oysa söz konusu olan eğitim. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın tarifiyle; "Eğitim bir milletin var oluşudur. Eğer bir millet kendi doneleri, kendi kültür yapısı, siyaset yapısı, medeniyet yapısıyla insanını kendi yararına, menfaatine kazanmazsa o milletin devlet olarak ayakta kalması asla mümkün olamaz."
İşte böyle hassas bir konuda böyle ani kararlar vermek ve yeni sistemi bu kadar kısa sürede konunun uzmanlarıyla, Türkiye'nin eğitim haritası gerçeğine bakmadan, halkın gelir düzeylerini incelemeden sadece kendi gözlüğünle bir sistem arayışına girersen bir nesle hıyanet etmiş olursun.
Milli eğitimin tek sorunu sistem değil. Müfredat, sistemden daha önemli bir sorundur.
Hatırlayın! Meclis kürsüsünden, 'Hocaefendiye, Fetullah diyemezsin' saygısının gösterildiği, ansızın Gülen ölürse nasıl bir türbe inşa etmemiz lazım, nasıl bir merasim düzenlememiz, hangi hafızları, hangi devlet başkanlarını çağırmamız lazım diye düşünüldüğü günlerde bizler, okul kitaplarındaki FETÖ zihniyetini ve gelecek nesillerin nasıl zehirlendiğini yazıyor, iktidar ve muhalefeti uyarıyorduk.
O dönem Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı AKP'li vekillerin çalışmasıyla ilköğretim kitaplarında yapılanlara birkaç örnek aktarayım;
"Zebur, Tevrat ve İncillerin insanlar tarafından bozulduğu göz ardı edilerek, Allah'ın gönderdiği şekliyle duruyormuş gibi gösteriliyor ve şöyle deniyor: "Bu kitaplar günümüze kadar ulaşmıştır." (6. sınıf Din Kültürü kitabı, sahife: 98)
"Mezhebin, dinin kendisiyle bir ilgisi yoktur, "Müslüman olmak için bir mezhebe bağlanma koşulu aranmaz" deniliyor. (2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitabı, sahife: 89, 90)
"Doğruluk bütün dinlerin öğütlediği güzel bir davranıştır." (Aynı kitap, sahife: 103)
"Dinlerin öğütlerine uygun davranmaya özen gösterelim." (Aynı kitap, sahife: 105)
"Bütün dinler insanlara çalışarak kendi emekleriyle geçinmelerini sağlamalarını öğütler." (Sahife: 113)
Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için "başı yarı açık" resim kullanıldı. Aynı kitabın 91. sayfasında cemaatler için: "Bunlar tarikatlar gibi insanların din ve vicdan özgürlüğünü, ulusal birlik ve beraberliğini ortadan kaldıran gruplardır" ifadesi kullanıldı.
Bazı köylerde ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine dağıtılan okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarında haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı. (MEB-TTKB'nin 12.07.2004 tarih/115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı.)
Bugünkü Yahudilik ve Hıristiyanlığın da İslâmiyet gibi ilâhî bir din olduğu söyleniyor. (Din Kültürü, 7. sınıf, sahife: 91) Aynı kitap sh. 108'de Noel'in dinî bir bayram olduğu söyleniyor.
2005'te onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitabının 20-21. sahifesinde "Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah'tır" deniyor. ("Muhammedur-rasûlullah" ifadesine yer verilmiyor.)
Şimdi Fetullah Gülen ve dün Nurculuk adıyla bildiğimiz bugün ise FETÖ denilen yapılanma hain, terör örgütü ilan edildiğine göre müfredatlardaki bu itikadi sapıklıklar da kaldırıldı mı? Merak ediyorum.
İlgili birimler bilgilendirirse aynen yayınlayacağım.
40-45 gündür milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren 4 farklı sistem Saray'a sunulmuş. Hepsi geri dönmüş. Tabi 45 günde planlanan 4 farklı sistem, banyo olan bir kişinin, 'yangın var' şakasıyla banyo havlusu ile sokağa koşması ve kalabalığın içinde öylece kala kalması gibi bir şeydir, her halde.
Oysa söz konusu olan eğitim. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın tarifiyle; "Eğitim bir milletin var oluşudur. Eğer bir millet kendi doneleri, kendi kültür yapısı, siyaset yapısı, medeniyet yapısıyla insanını kendi yararına, menfaatine kazanmazsa o milletin devlet olarak ayakta kalması asla mümkün olamaz."
İşte böyle hassas bir konuda böyle ani kararlar vermek ve yeni sistemi bu kadar kısa sürede konunun uzmanlarıyla, Türkiye'nin eğitim haritası gerçeğine bakmadan, halkın gelir düzeylerini incelemeden sadece kendi gözlüğünle bir sistem arayışına girersen bir nesle hıyanet etmiş olursun.
Milli eğitimin tek sorunu sistem değil. Müfredat, sistemden daha önemli bir sorundur.
Hatırlayın! Meclis kürsüsünden, 'Hocaefendiye, Fetullah diyemezsin' saygısının gösterildiği, ansızın Gülen ölürse nasıl bir türbe inşa etmemiz lazım, nasıl bir merasim düzenlememiz, hangi hafızları, hangi devlet başkanlarını çağırmamız lazım diye düşünüldüğü günlerde bizler, okul kitaplarındaki FETÖ zihniyetini ve gelecek nesillerin nasıl zehirlendiğini yazıyor, iktidar ve muhalefeti uyarıyorduk.
O dönem Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı AKP'li vekillerin çalışmasıyla ilköğretim kitaplarında yapılanlara birkaç örnek aktarayım;
"Zebur, Tevrat ve İncillerin insanlar tarafından bozulduğu göz ardı edilerek, Allah'ın gönderdiği şekliyle duruyormuş gibi gösteriliyor ve şöyle deniyor: "Bu kitaplar günümüze kadar ulaşmıştır." (6. sınıf Din Kültürü kitabı, sahife: 98)
"Mezhebin, dinin kendisiyle bir ilgisi yoktur, "Müslüman olmak için bir mezhebe bağlanma koşulu aranmaz" deniliyor. (2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitabı, sahife: 89, 90)
"Doğruluk bütün dinlerin öğütlediği güzel bir davranıştır." (Aynı kitap, sahife: 103)
"Dinlerin öğütlerine uygun davranmaya özen gösterelim." (Aynı kitap, sahife: 105)
"Bütün dinler insanlara çalışarak kendi emekleriyle geçinmelerini sağlamalarını öğütler." (Sahife: 113)
Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için "başı yarı açık" resim kullanıldı. Aynı kitabın 91. sayfasında cemaatler için: "Bunlar tarikatlar gibi insanların din ve vicdan özgürlüğünü, ulusal birlik ve beraberliğini ortadan kaldıran gruplardır" ifadesi kullanıldı.
Bazı köylerde ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine dağıtılan okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarında haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı. (MEB-TTKB'nin 12.07.2004 tarih/115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı.)
Bugünkü Yahudilik ve Hıristiyanlığın da İslâmiyet gibi ilâhî bir din olduğu söyleniyor. (Din Kültürü, 7. sınıf, sahife: 91) Aynı kitap sh. 108'de Noel'in dinî bir bayram olduğu söyleniyor.
2005'te onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitabının 20-21. sahifesinde "Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah'tır" deniyor. ("Muhammedur-rasûlullah" ifadesine yer verilmiyor.)
Şimdi Fetullah Gülen ve dün Nurculuk adıyla bildiğimiz bugün ise FETÖ denilen yapılanma hain, terör örgütü ilan edildiğine göre müfredatlardaki bu itikadi sapıklıklar da kaldırıldı mı? Merak ediyorum.
İlgili birimler bilgilendirirse aynen yayınlayacağım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025