'Montrö savaşı engelliyor'
İstanbul'da çevrimiçi gerçekleşen "Rusya-Ukrayna Çatışması ve Karadeniz'in Güvenliği” panelinde konuşan Prof. Dr. Sertaç Başeren, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin Karadeniz’in savaş alanı olmasını önlediğine dikkat çekti
10.03.2022 14:40:00





Yaşar Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Işıl Özkan'ın moderatörlüğünde düzenlenen, "Rusya-Ukrayna Çatışması ve Karadeniz'in Güvenliği" panelinde akademisyenler, Montrö Boğazlar Sözleşmesini, çatışmanın gidişatını ve diğer ülkelere etkilerini konuştu. Çevrim içi panele; İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sertaç Başeren, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan katıldı. Montrö Boğazlar Sözleşmesinin maddelerini günümüze yorumlayan Prof. Dr. Sertaç Başeren, "Montrö'nün Karadeniz'in savaş alanı olmasını önleme istikametinde birtakım katkıları var. Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerinin boğazlardan geçişine getirilen sınırlandırma ve bu gemilerin Akdeniz'de bulunuşuna getirilen bir sınırlandırma var. Bu şekilde kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz'de güç bulundurmasının önüne geçiliyor. Gemilerin sınırlı miktarda olması ve Karadeniz'de sınırlı kalış süresi, Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin buraya ciddi şekilde güç projeksiyonu yapmasına engel olmakta. Bu da Karadeniz'in bir savaş alanına dönüşmemesi için katkıdır. Savaşan devletlerin savaş gemileri boğazdan geçemez bu açık ve net. Karadeniz'e kıyısı olsun ya da olmasın limanlarına ulaşmak için boğazlardan geçmek durumunda olan gemilerin boğazdan geçme imkânı var. Karadeniz'de limanı bulunan Rus savaş gemilerinin boğazdan geçmesi mümkün; ama dışarı çıkmaları mümkün olmayacaktır" dedi.
Rus dış politikasını uluslararası ilişkiler bağlamında anlatan Prof. Dr. Mitat Çelikpala ise "Rusya'nın beklediği tarafsızlık değil, Ukrayna'nın Rusya'nın nüfuz alanında kalmış olduğunu kabul etmesini, Batı'yla ya da NATO'yla ilişkisi olmamasını, silahsızlandırılmasını istiyor. Federal Ukrayna'yı oluşturacak bir anayasa yazılsın istiyorlar. Bu bir tür Ukrayna'yı Belaruslaştırma çabası" dedi. Yakın gelecekteki süreci ve çatışmanın Türkiye'ye etkisini yorumlayan Prof. Dr. Çelikpala, "Kısa sürede bir ateşkes ve barış anlaşması işi normalleştirecek bir uzlaşı olsa bile uzun süreli bir rekabeti başlatacak" şeklinde konuştu. Ülkesinden göç eden Ukraynalı sayısının 2 milyona yaklaştığını belirten Prof. Dr. Hasan Köni de, ABD Başkanı Biden'ın göreve gelmesinden sonra Rusya ile Ukrayna ilişkilerinde değişimden bahsederek, "Avrupa, Rusya için 'Rusya bize petrol ve gaz satıyor, faydalanıyoruz. Zaten kapitalist oldu, herhalde çatışma çıkacak hali yok. Bir sorunumuz olmayacak' diyordu. İstila etmeyeceklerini düşünüyorlardı. Olaylar 3 ay içinde gelişti. Asker yığmalar, karşılıklı laf söylemeler başladı. Şu anda Güneydoğu Asya'dan başlayarak Türkiye hattından geçen bir göç hattı var. Buna Ukraynalılar da eklendi. Avrupalı gördükleri için Ukraynalılara iyi davranıyorlar, ancak bu askeri harcamalar milliyetçiliği başlatacak" şeklinde konuştu.
Ukrayna'yı Belaruslaştırma çabası
Rus dış politikasını uluslararası ilişkiler bağlamında anlatan Prof. Dr. Mitat Çelikpala ise "Rusya'nın beklediği tarafsızlık değil, Ukrayna'nın Rusya'nın nüfuz alanında kalmış olduğunu kabul etmesini, Batı'yla ya da NATO'yla ilişkisi olmamasını, silahsızlandırılmasını istiyor. Federal Ukrayna'yı oluşturacak bir anayasa yazılsın istiyorlar. Bu bir tür Ukrayna'yı Belaruslaştırma çabası" dedi. Yakın gelecekteki süreci ve çatışmanın Türkiye'ye etkisini yorumlayan Prof. Dr. Çelikpala, "Kısa sürede bir ateşkes ve barış anlaşması işi normalleştirecek bir uzlaşı olsa bile uzun süreli bir rekabeti başlatacak" şeklinde konuştu. Ülkesinden göç eden Ukraynalı sayısının 2 milyona yaklaştığını belirten Prof. Dr. Hasan Köni de, ABD Başkanı Biden'ın göreve gelmesinden sonra Rusya ile Ukrayna ilişkilerinde değişimden bahsederek, "Avrupa, Rusya için 'Rusya bize petrol ve gaz satıyor, faydalanıyoruz. Zaten kapitalist oldu, herhalde çatışma çıkacak hali yok. Bir sorunumuz olmayacak' diyordu. İstila etmeyeceklerini düşünüyorlardı. Olaylar 3 ay içinde gelişti. Asker yığmalar, karşılıklı laf söylemeler başladı. Şu anda Güneydoğu Asya'dan başlayarak Türkiye hattından geçen bir göç hattı var. Buna Ukraynalılar da eklendi. Avrupalı gördükleri için Ukraynalılara iyi davranıyorlar, ancak bu askeri harcamalar milliyetçiliği başlatacak" şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.