Akıllara durgunluk veren ve ruh ve beden bütünlüğü içinde gerçekleşen Mi'rac mucizesinde, "iki yay kadar yahut daha yakın oldu" (Necm, 8) şeklinde anlatılan Aşık'ın Maşuk'u ile buluşmasından sonra, Hz. Peygamberimize cennet ve cehennem gösterilmiştir. Hz. Cebrail ile birlikte cennetin kapısına varan Allah Resulü, duvarları gümüşten, inciden, yakuttan ve zümrütten olan cennet duvarlarını gördü. İnce, beyaz ve güzel huri kızlarının başında yakuttan taçları vardı. Cennette herkes istediğini yer içer. Nehirlerin kıyıları beyaz incidendir. Çakıl taşları yakut ve zümrüttendir. Burada Resulullah, Allah'ın kendisi için yarattığı Kevser Havuzu'nu gördü. Kevser sütten beyaz, baldan tatlı, kardan soğuk, miskten güzel kokuludur. Cehennem de gösterildi, Allah'ın Sevgilisine? Orada azap çeşitleri gösterildi, Kendisine. İlk olarak karnı akrep ve yılanlarla dolu insanlar gördü, bunlar zekat vermeyenlerdi. Başka bir kavmi, etleri dökülmüş kemikleri görünür bir halde buldu. Elleri, ayakları ve dilleri kesilmiş bir haldeydiler. Cebrail, "Bunlar dünyada iken dilleriyle Müslümanlara eziyet ediyorlardı" dedi. Bazı insanları kulaklarına eritilmiş kurşun dökülürken gördü. Bunun etkisiyle beyinleri pişiyordu. Bunlar çalgı dinlemeyi adet edinmiş kimselerdi. Başka bir grup çok pis kokuyordu. Yüzleri simsiyahtı. Üzerlerinde ateşten elbiseleri vardı. Cebrail, "Bunlar içki içenlerdi" buyudu. Bir grubun etleri ateşten bıçaklarla kesiliyor, parçalanıyor, sonra yeninden diriltiliyor ve tekrar kesiliyordu. "Bunlar haksız yere Müslümanları öldürenlerdir" buyurdu, Hz. Cebrail. Bu şekilde cehennemin azaplarını seyreden Resulullah, dönüş yolculuğuna başladı. Mü'minlere en büyük hediye olan namaz ile? Hz. Peygamber, Hz. Cebrail'e, "Yya kavmim Beni tasdik etmezse" diyordu. Endişesinde haklı çıktı. Abdulmuttaliboğulları, İsra ve Mi'rac gecesinde Hz. Peygamberi yatağında bulamayınca aramaya kalktılar. Allah Resulü, Ümmü Hani'nin evine dönünce başından geçenleri anlattı. Ümmü Hani, "Bunu halka açma, onlar Seni yalanlarlar ve üzerler" dedi. O da, "Allah'a yemin olsun ki, bunu onlara anlatacağım" diyerek kararlılığını göstermiştir. Allah Resulü Kâbe'nin "Hatim" denilen yerine giderek müşriklere başından geçenleri anlattı. Deve ile en az iki ay süren bu yolculuğun yatağının sıcaklığı geçmeden gerçekleştiğine kimse inanmadı. Allah Resulüne o anda Hz. Ebubekir inandı ve "Sıddık" unvanını almıştır. Etrafına toplananlar Beytü'l-Makdis ile ilgili sorular sordular ve Hz. Peygamber hepsini doğru bir şekilde yanıtladı. Yolda rastladığı bir kervandan su içmesini anlatması dahi, müşrik mantığını ikna edemedi. Mi'rac mucizesi, rüyada gerçekleşmiş olsaydı ne bu kadar itiraz alır, ne de kimsenin dikkatini çekerdi. Bu öyle büyük bir mucizedir ki, Allah Resulü göğe ruh ve beden olarak yükseltilmiştir. Mi'rac hadisesinin anlatıldığı İsra Suresi, müşriklere karşı son ihtar hükmündedir: "? Ve onlar ki ahirete inanmazlar, onlara elim bir azap hazırladık?" İsra Suresi'nde beyan edilen ve insanlığın kurtuluş ve huzuru için bahsi geçen Rahmani hükümler şöyleydi: - Allah'a hiçbir şekilde şirk koşmayın, - Akraba, yoksul ve yolda kalmışa yardım edin, - Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, - Fuhuş ve zinaya yaklaşmayın, - Haksız yere kimseyi öldürmeyin, - Yetimlerin malına yaklaşmayın, - Ahdinize sadık kalın, - Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat edin, - Bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin, - Yeryüzünde kibir ve gururla yürümeyin, - İsraftan ve cimrilikten sakının. Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Mi'rac hadisesi hakkında, Allah'ın, Peygamberine ayetlerini gösterdiğini, âlemlere de, "Benim Muhammed gibi bir kulum" diyerek O'nu takdim ettiğini söyler. Allah (c.c.), Muhammed'i (s.a.a.) ile övünmektedir. Ne mutlu biz Müslümanlara ki, Hz. Muhammed Efendimiz (s.a.a.) gibi çok büyük bir peygamberin ümmetiyiz. Allah şefaatine nail eylesin. Son olarak bir hatırlatmada bulunalım. Resulullah şöyle buyurmuştur: "Bir kimse Receb ayının 27. günü oruç tutar ise, kendisine altmış aylık oruç sevabı yazılır." Allah altmış aylık sevabı kazanacağımız bu günü idrak etmeyi nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018