Ülkemizde yaşanan gelişmeleri izlerken insan hayretler içinde kalıyor. Bu vatanın, devletin, bu meclisin gerçek sahibi olan milletin talepleri yönünde hiç bir ilerleme yok.
Bilakis milletin eğitim ve beklentileri gözardı ediliyor. Ama ABD Başkanı'nın, büyükelçisinin, AB yetkililerinin, IMF ve Dünya Bankası başkanlarının talepleri anında yerine getiriliyor.
Memurlar, bu milletin evlatlarıdır. Devletin kurumlarında görev yapmaktadırlar. Mali durumlarının düzeltilmesini, özlük haklarının iyileştirilmesini, gayri hukuki ve insan haklarına aykırı durumların düzeltilmesini talep ediyorlar. Ama mecliste bu konuda tık yok.
İşçiler, bu milletin evlatlarıdır. Sadece ücret değil, iş güvenliği anlamında da beklentileri var. Dahası demokratik bir ülkede, seslerinin dinlenmesini, meclisin problemlerine çözüm bulmasını bekliyorlar. Ama mecliste onların sesleri duyulmuyor. Onlarla ilgili çaba yok.
Esnaflar, bu vatanın evlatlarıdır. Devletine bağlı olmuş, örfünü yaşamış, yaşatmış, insanlardır. Bütün ekonomik krizler onları silindir gibi ezmiştir. Ama onların beklentilerine mecliste sahip çıkan olmamıştır. Meclis anlara çalışmıyor.
Öğrenciler, geleceğimizin teminatıdır. Devletin-milletin gözbebeğidir. Onların beklentileri arzuları, taleplerine meclis yaklaşmıyor. Yine tık yok. Geniş halk kitleleri onları temsil eden cemiyet ve dernekler, beklentilerinin karşılanmadığını ifade ediyorlar. Dahası ülkelerinin geleceğinden, vatanlarının bölüneceğinden, devletlerinin egemenlik haklarının devredilmesinden endişe duyuyorlar. Onlara sorulmadan AB'ye giriş kararları alınıyor. Hatta halkın vekillerine de sorulmuyor.
Buna karşılık, bir telefon, bir mektup, bir elçi ile, TBMM'ne "15 günde 15 yasa" dayatılıyor. Meclis'te tepki yok. Gece-gündüz demeden çalışıyorlar, çırpınıyorlar. Yasaları ABD'nin, IMF'nin, Dünya Bankasının, AB parlamentosunun istediği gibi çıkarıyorlar. Ne çalışkanlarmış! Ne gayretliymişler! On parmaklarında on hüner varmış!
Milletin fertleri (memurlar, işçiler, öğrenciler, esnaflar, emekliler...) talep edince, olmasını isteyince, bir türlü toplanamıyorlar, salınamıyorlar, uzlaşamıyorlar, yasa çıkaramıyorlar.
Bu hükümet ve onun kontrolünde şekillenen meclis, milletin işlerine bakmıyor. Bugünlerde egemenlik de tartışmaya açıldı. (Bizim için sürpriz olmadı).
Bütün bu tespitlere hemen haklı bir tepki doğuyor. Yahu bunları bu millet seçmedi mi? Evet, maalesef bu millet seçti. Ama çok büyük hata yaptığını anladı. Sessizce, sabırla, metanetle önüne konacak sandığı bekliyor. O sandıktan bu hükümet çıkmayacak... Tabi ki bu vekiller de... Çünkü milletin istediğini değil, başkalarının dediğini yapıyorlar...
Bilakis milletin eğitim ve beklentileri gözardı ediliyor. Ama ABD Başkanı'nın, büyükelçisinin, AB yetkililerinin, IMF ve Dünya Bankası başkanlarının talepleri anında yerine getiriliyor.
Memurlar, bu milletin evlatlarıdır. Devletin kurumlarında görev yapmaktadırlar. Mali durumlarının düzeltilmesini, özlük haklarının iyileştirilmesini, gayri hukuki ve insan haklarına aykırı durumların düzeltilmesini talep ediyorlar. Ama mecliste bu konuda tık yok.
İşçiler, bu milletin evlatlarıdır. Sadece ücret değil, iş güvenliği anlamında da beklentileri var. Dahası demokratik bir ülkede, seslerinin dinlenmesini, meclisin problemlerine çözüm bulmasını bekliyorlar. Ama mecliste onların sesleri duyulmuyor. Onlarla ilgili çaba yok.
Esnaflar, bu vatanın evlatlarıdır. Devletine bağlı olmuş, örfünü yaşamış, yaşatmış, insanlardır. Bütün ekonomik krizler onları silindir gibi ezmiştir. Ama onların beklentilerine mecliste sahip çıkan olmamıştır. Meclis anlara çalışmıyor.
Öğrenciler, geleceğimizin teminatıdır. Devletin-milletin gözbebeğidir. Onların beklentileri arzuları, taleplerine meclis yaklaşmıyor. Yine tık yok. Geniş halk kitleleri onları temsil eden cemiyet ve dernekler, beklentilerinin karşılanmadığını ifade ediyorlar. Dahası ülkelerinin geleceğinden, vatanlarının bölüneceğinden, devletlerinin egemenlik haklarının devredilmesinden endişe duyuyorlar. Onlara sorulmadan AB'ye giriş kararları alınıyor. Hatta halkın vekillerine de sorulmuyor.
Buna karşılık, bir telefon, bir mektup, bir elçi ile, TBMM'ne "15 günde 15 yasa" dayatılıyor. Meclis'te tepki yok. Gece-gündüz demeden çalışıyorlar, çırpınıyorlar. Yasaları ABD'nin, IMF'nin, Dünya Bankasının, AB parlamentosunun istediği gibi çıkarıyorlar. Ne çalışkanlarmış! Ne gayretliymişler! On parmaklarında on hüner varmış!
Milletin fertleri (memurlar, işçiler, öğrenciler, esnaflar, emekliler...) talep edince, olmasını isteyince, bir türlü toplanamıyorlar, salınamıyorlar, uzlaşamıyorlar, yasa çıkaramıyorlar.
Bu hükümet ve onun kontrolünde şekillenen meclis, milletin işlerine bakmıyor. Bugünlerde egemenlik de tartışmaya açıldı. (Bizim için sürpriz olmadı).
Bütün bu tespitlere hemen haklı bir tepki doğuyor. Yahu bunları bu millet seçmedi mi? Evet, maalesef bu millet seçti. Ama çok büyük hata yaptığını anladı. Sessizce, sabırla, metanetle önüne konacak sandığı bekliyor. O sandıktan bu hükümet çıkmayacak... Tabi ki bu vekiller de... Çünkü milletin istediğini değil, başkalarının dediğini yapıyorlar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019