Seçim tarihinin konuşulduğu şu günlerde partiler destek arayışlarını sürdürüyorlar. Arayışın mahiyeti liderler ve partiler hakkında detaylı bilgi elde etmek açısından önemli.
Hemen şunu belirtelim ki, hiçbir milli menfaatimizin olmadığı, üstelik bölünme süreci haline dönüşen AB'ye üyelik girişimleri için ANAP, CHP, DYP, AKP,SP, Yeni oluşumcular... üstün gayret gösteriyorlar.
Diyalog arayışı sürdürülen bir diğer ülke ise ABD'dir. Her ne kadar SP, ANAP, DYP, DTP gayret içinde olsa da ABD daha çok AKP ve Derviş ile temaslarını sürdürüyor.
Abdullah Gül geçen hafta Washington'daydı. Gül, CIA'nin temel taşlarından, ortadoğu uzmanı, eski ABD büyükelçisi Morton Abromowitz ile ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman ile görüştü. Seyahatin ardından önceki gün Ankara'daki ABD büyükelçisinin evinde ise özel konuk olarak bulundu.
AKP'nin temasları bunlarla sınırlı kalmıyor. Son 1 ay içinde ABD ve İngiliz büyükelçileri başta olmak üzere yabancı büyükelçiliklerden çeşitli düzeylerde görevlilerle görüşmelere de devam etmekte.
Bu görüşmelerin sıklaşmasının ardındaki gerçek, İngiliz The Times gazetesi okunduğu zaman anlaşılır. Gazete, ABD kulislerinde olası bir erken seçimde Bağımsız Türkiye Partisinin tek başına iktidar olacağını ifade ediyor ve BTP'nin iktidarında Irak'a operasyona müsaade edilmeyeceğini ifade ederek çözüm yolları arıyor.
ABD'yi doğal müttefik kabul eden, milli kültürümüzü kenar mahalle kültürü olarak gören AKP zihniyetinin bu görüşmelerde neyi gündem ettiği tahmin edilebilir.
Parti liderlerinin beyanatları günler içinde taban tabana zıt karakter arz ediyor. Devlet Bahçelinin yaşadığı çelişkileri ise yaza yaza bitirmek mümkün değil. Bir bakıyorsunuz AB için çıkarılacak kültürel hakları hükümetten çekilme nedeni sayarken, hemen akabinde partisinin böyle davranmayacağını söylüyor; MHP'nin de AB'ci olduğunu tekraren göstermiş oluyor.
Özet olarak görülen, iktidar millete rağmen, millet iradesinin dışında ve milletin menfaatine olmayan vaadlerle elde edilmeye çalışılıyor.
İşte bütün bu partilerin dışında bir tek ses, Bağımsız Türkiye Partisi, milli duruşu temsil ediyor. AB'ye hayır, IMF'ye hayır diyor. İç ve dış politikasını tamamen ülke menfaatlerine uygun olacak şekilde planlıyor. Üstelik BTP desteğini milletin kendisinden alıyor.
Yıllardan beri milli duruşa hasret olan millet, kendini, benliğini ve geleceğini Kuvay-i Milliye hareketinin lideri Prof. Dr. Haydar Baş beyde ve projelerinde buluyor. Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda, BTP'ye verilen destek % 42 seviyesini aşmış durumdadır. Halkımız yapılacak seçimin millet ve devlet adına ne anlama geldiğini biliyor. Son şansın Prof. Dr. Haydar Baş bey olduğunu görüyor.
Milletimiz her platformda desteğini, iradesini, kararını ortaya koyuyor. İşte bugün de saat 16:00 da Tandoğan meydanında yapılacak AB'ye karşı Bağımsız Türkiye Mitinginde Prof. Dr. Haydar Baş beyle buluşacak ve kör gözlere, sağır kulaklara ve lal olmuş dillere gereken cevabı verecek.
Hemen şunu belirtelim ki, hiçbir milli menfaatimizin olmadığı, üstelik bölünme süreci haline dönüşen AB'ye üyelik girişimleri için ANAP, CHP, DYP, AKP,SP, Yeni oluşumcular... üstün gayret gösteriyorlar.
Diyalog arayışı sürdürülen bir diğer ülke ise ABD'dir. Her ne kadar SP, ANAP, DYP, DTP gayret içinde olsa da ABD daha çok AKP ve Derviş ile temaslarını sürdürüyor.
Abdullah Gül geçen hafta Washington'daydı. Gül, CIA'nin temel taşlarından, ortadoğu uzmanı, eski ABD büyükelçisi Morton Abromowitz ile ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman ile görüştü. Seyahatin ardından önceki gün Ankara'daki ABD büyükelçisinin evinde ise özel konuk olarak bulundu.
AKP'nin temasları bunlarla sınırlı kalmıyor. Son 1 ay içinde ABD ve İngiliz büyükelçileri başta olmak üzere yabancı büyükelçiliklerden çeşitli düzeylerde görevlilerle görüşmelere de devam etmekte.
Bu görüşmelerin sıklaşmasının ardındaki gerçek, İngiliz The Times gazetesi okunduğu zaman anlaşılır. Gazete, ABD kulislerinde olası bir erken seçimde Bağımsız Türkiye Partisinin tek başına iktidar olacağını ifade ediyor ve BTP'nin iktidarında Irak'a operasyona müsaade edilmeyeceğini ifade ederek çözüm yolları arıyor.
ABD'yi doğal müttefik kabul eden, milli kültürümüzü kenar mahalle kültürü olarak gören AKP zihniyetinin bu görüşmelerde neyi gündem ettiği tahmin edilebilir.
Parti liderlerinin beyanatları günler içinde taban tabana zıt karakter arz ediyor. Devlet Bahçelinin yaşadığı çelişkileri ise yaza yaza bitirmek mümkün değil. Bir bakıyorsunuz AB için çıkarılacak kültürel hakları hükümetten çekilme nedeni sayarken, hemen akabinde partisinin böyle davranmayacağını söylüyor; MHP'nin de AB'ci olduğunu tekraren göstermiş oluyor.
Özet olarak görülen, iktidar millete rağmen, millet iradesinin dışında ve milletin menfaatine olmayan vaadlerle elde edilmeye çalışılıyor.
İşte bütün bu partilerin dışında bir tek ses, Bağımsız Türkiye Partisi, milli duruşu temsil ediyor. AB'ye hayır, IMF'ye hayır diyor. İç ve dış politikasını tamamen ülke menfaatlerine uygun olacak şekilde planlıyor. Üstelik BTP desteğini milletin kendisinden alıyor.
Yıllardan beri milli duruşa hasret olan millet, kendini, benliğini ve geleceğini Kuvay-i Milliye hareketinin lideri Prof. Dr. Haydar Baş beyde ve projelerinde buluyor. Kamuoyu araştırmalarına baktığımızda, BTP'ye verilen destek % 42 seviyesini aşmış durumdadır. Halkımız yapılacak seçimin millet ve devlet adına ne anlama geldiğini biliyor. Son şansın Prof. Dr. Haydar Baş bey olduğunu görüyor.
Milletimiz her platformda desteğini, iradesini, kararını ortaya koyuyor. İşte bugün de saat 16:00 da Tandoğan meydanında yapılacak AB'ye karşı Bağımsız Türkiye Mitinginde Prof. Dr. Haydar Baş beyle buluşacak ve kör gözlere, sağır kulaklara ve lal olmuş dillere gereken cevabı verecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025