MHP bir taraftan AB'ye karşı olmadığını iktidar ortakları ve muhalefete ispatlamaya çalışırken, diğer taraftan da seçmenine verdiği idam sözünü tutamamanın sıkıntısını yaşıyor. İdam cezasının kaldırılmasının tahmin ettikleri süreden önce önlerine konmasıyla, hazırlıksız yakalanan MHP, idamın orta vadede halledilmesi gereken bir konu olduğunu ısrarla belirtmeye çalışıyor. MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, idam cezasının kapsam ve şeklinin TBMM tarafından orta vadede belirleneceği hususunun Ulusal Program'da yer aldığını belirterek, "Bunun altında Hükümet'i oluşturan 3 parti genel başkanının imzası vardır. MHP'nin yaptığı, bu prensibi hatırlatmak ve herkesi imzasına sahip çıkmaya davet etmektir'' dedi. İdam cezasının terörizm suçlarından da bir an önce kaldırılmasını talep edenlerin bilerek veya bilmeyerek bir yanlışın içinde olduklarını yineleyen Bahçeli, bu konuda kendilerini eleştirenleri şöyle cevapladı: "Eğer, terörist başının hak ettiği cezayı çekmesi gerektiğini vurgulamak AB üyeliğimiz önündeki en büyük engelse bu caninin hak ettiği cezadan kurtulmasını Türkiye'nin önüne sürekli ön şart olarak getirip dayatanların tutumunu nasıl yorumlamak gerekir? Bahçeli, idam cezasının kapsam ve şeklinin TBMM tarafından orta vadede belirleneceğinin Ulusal Program'da prensip olarak kabul edildiğini, bu belgenin altında Hükümet'i oluşturan üç parti genel başkanının imzası bulunduğunu hatırlatarak, "MHP'nin yaptığı, bu prensibi hatırlatmak ve herkesi imzasına sahip çıkmaya davet etmektir.İdam cezasının doğrudan ele alınacağı ve tartışılacağı mekanın Meclis olduğu, daha önce varılmış bir mutabakatı ifade etmektedir'' diye konuştu. 'Tabii bunun en iyi farkında ve bilincinde olması gerekenler, günümüzde üyelik sürecini ölüm kalım meselesi haline getiren, ama bu ilişkilerin sürdürülmesinde uzun süre yetki ve sorumluluk üstlenenlerdir'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle son bir yıldır gereksiz bir şekilde ve dönem dönem açılan kampanyalarda siyasi önderlik misyonuna soyunmak, bu gerçeği değiştirmemektedir. Bu süreçte gözardı edilmek istenen bir başka gerçek de şudur: Türkiyemiz'in belirli ölçülerde de olsa açıklığa ve somut bir temele kavuşması, ancak 1999 Aralıkında toplanan Helsinki Zirvesi'de alınan kararlarla mümkün olabilmiştir.'' Bahçeli, Birlik yönetimi tarafından hazırlanan Türkiye İlerleme Raporunda geçmiş örnekleriyle karşılaştırıldığında nispeten daha saygılı ve ölçülü ifadelerin yer alması, Katılım Ortaklığı Belgesi'nin yayınlanması, Ulusal Program'ın hazırlanması, Türkiye'nin Avrupa Komisyonu'na davet edilmesi ve terörizmle mücadele konusunda çok yetersiz olsa da bir başlangıç ifade eden adımların atılmasının, Aralık 1999 tarihinden itibaren, MHP'nin de içinde yer aldığı 57. Hükümet döneminde gerçekleştiğini anlattı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.