Bağımsız Türkiye Partisi Ege bölgemizdeki miting turuna Isparta'dan sonra Kütahya ile devam etti. Kütahya Zafer Meydanında gerçekleştirilen mitingte yer yerinden oynadı. Zeybekler oynadı. Davullar çaldı. Objektiflere sığmayacak derecede Zafer Meydanını tıka basa dolduran on binlerce Kütahyalının, BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'a hitaben, "İşte lider işte başbakan", "Bu vatan bu millet seni bekliyor" sloganları yeri göğü inletti.
Devletiyle ordusuyla, güçlü bir kainat devleti
2. Kuvay-ı Milliyenin önderi ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bir kuvay-ı milliye şehri olan Kütahya'da, meydana izdiham derecesinde akın eden Kütahyalılara hitaben yaptığı konuşmada Türk milletinin dünyanın en izzetli, şerefli, seçkin bir milleti olduğundan, bu milletin elinin dünyadan çekilmesiyle birlikte, dünyada can, mal, namus, din ve vicdan emniyetinin kalmadığından bahsederek, tekrar bu emniyetlerin sağlanmasının yanısıra Türk milletinin ilanihaye bekası için güçlü bir devlet ve güçlü bir orduya ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Bir ülkenin dünyada söz sahibi olmasının, ABD örneğini de göstererek güçlü bir silahlı kuvvetlerden geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Devleti, orduyu küçültelim" diyenlerin, milli mücadele yıllarında Türk ordusunu tasfiye etmek isteyen Lord Curzon gibilerin oyununa geldiklerini belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş,bu oyunun farkında olarak BTP'nin, güçlü bir devlet ve güçlü bir orduyu tesis edeceğini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir kâinat devletine dönüştüreceklerini ifade etti.
Kalkınmamızı istemiyorlar
İktidara geldiklerinde hayata geçirecekleri sosyal devlet projesi hakkında müjdeler veren Prof. Dr. Haydar Baş, Kütahya'nın bir tahıl ambarı olmasına rağmen IMF'nin dayatmaları yüzünden arpa, buğday, şeker pancarının ekilemez hale geldiğini, fabrikaların kapandığını, isteyenin istediği kadar değil IMF'nin istediği kadar üretmek zorunda bırakıldığını söyleyerek şöyle dedi: "Çünkü sen çalışırsan ambarların dolar. Kalkınırsın. O da bunların işine gelmez. Onun için istediğin gibi değil onların istediği gibi çalışacaksın. İstediğin gibi kalkınamazsın. Onların istediği gibi kalkınacaksın. Yani hiç kalkınmayacaksın. Aynı metodu bize cumhuriyet kurulduğu zaman uygulamaya çalıştılar. 'Türkiye tahıl memleketidir. Kesinlikle sanayiye el atmayın. Tarımla uğraşın. Ürettiklerinizi bize satın. Biz de size sanayi mamullerini satalım. Siz tarımda biz sanayidi ileri gidelim' dediler. Merhum Atatürk, "Hayır" dedi. Sanayiye el attı. 1938 yılında uçak imalatı yaptık, Belçika'ya uçak ihraç ettik. Çünkü merhum Atatürk'ün milli bir sanayi, tarım, ormancılık, denizcilik politikası, kısaca milli bir ekonomik politikası vardı. Şimdi biz aynı yolu devam ettiriyoruz. Var masınız?"
Türkiye nüfusuyla da güçlü bir ülke olacak
Prof. Dr. Haydar Baş, tarım kesimine avans verileceğini, bu kesimin her şartta devlet tarafından destekleneceğini, "her malın mutlaka bir alıcısı vardır" ilkesinden hareketle ürünlerine dünya piyasasında pazar bulunacağını, çiftçinin borç faizlerinin sıfırlanacağını, ana borcun da devlet tarafından verilecek avans ile cebinden bir tek kuruş çıkmadan ödeme imkanı getirileceğini, hayvancılık, denizcilik, ormancılık sektöründekilerin de aynı imkanlardan yararlandırılacağını, ürünlerimizi Çin'e satsak yetiştirilemeyeceğini, milletvekillerinin Pazar bulmak için ülke ülke dolaşacağını, ağanın elindeki toprağı almak değil hazine arazilerini ihtiyacı olana vermek suretiyle toprak reformu yapacaklarını, taksisi,TIR'ı, otobüsü olanlara arabalarını yenilemek için faizsiz kredi verileceğini, seferde aldıkları parayı tamirciye vermekten kurtarılacaklarını, tüm sanayi dalları ve KOBİ'ler ile esnafa faizsiz kredi verileceğini, vücuda kan verme misali piyasaya para pompalanacağını, 100 milyarın altında geliri olandan bir tek kuruş vergi alınmayacağını, vergisiz bir Türkiye meydana getirileceğini, işçinin, memurun, emeklinin maaşından kesinti yapılmayıp maaşların iki katına çıkarılacağını, ev hanımlarının emekli edileceğini, kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacağını, liselilerin üniversitelere sınavsız alınacağını, dersane kadrolarının da istihdam edileceğini, burs adet ve miktarının arttırılacağını, gençlere uzun vadeli evlenme kredisi verileceğini, evsizlerin ev sahibi yapılacağını, mahkumların eğitilerek iş sahibi yapılacağını, şehit ailelerinin ve özürlülerin devlet garantisinde mutlu bir yaşama kavuşturulacağını kısacası sosyal devletin hayata geçirileceğini söyleyerek nüfusun önemine, bu konuda bir oyuna dikkat çekti, yapılacakları anlattı:
"Her doğan çocuk için ailesine çocuk parası verilecektir. Bu para vasat bir devlet memurunun maaşının dörtte biri nispetinde olacak.Dört çocuğu olanın evine bir maaş daha girecek. Çocuk berekettir. Çocuk rahmettir. Şimdi çocuk yapmayın, diyorlar. Doğum kontrolü diyorlar. Sen dünyaya gelecek çocukların gelmesini kontrol edeceğine bunları kazanmanın, büyük adam etmenin ve de millete, devlete yararlı olmanın yollarını araştırsan, eğitsen daha iyi değil mi? Doğum kontrolü için yaptığın hizmetleri onların yetişmesi için yapsan daha iyi değil mi? Avrupa'yı taklit ediyorlar. Avrupa, 'çocuk doğurmayın' mı diyor? Yook. İstediğin kadar çocuk yap diyor. Teşvik ediyor. Şimdi biz bu millet istediği kadar çocuk yapacak diyoruz. Bu millet nüfusuyla da dünyanın en güçlü milleti olacaktır. Var mısınız?"
Prof. Dr. Haydar Baş, bütün bunların gerçekleşmesi için diğer partilerin nadasa bırakılmasının ve BTP'nin tek başına iktidar yapılmasının şart olduğunu belirterek, "bütün bunları gerçekleştirmek için bize ir dönem yeter" dedi ve bir dönem için Kütahyalılardan 16 yıldızın ortasındaki hilal amblemli BTP'ye mührü basmalarını istedi.
Devletiyle ordusuyla, güçlü bir kainat devleti
2. Kuvay-ı Milliyenin önderi ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bir kuvay-ı milliye şehri olan Kütahya'da, meydana izdiham derecesinde akın eden Kütahyalılara hitaben yaptığı konuşmada Türk milletinin dünyanın en izzetli, şerefli, seçkin bir milleti olduğundan, bu milletin elinin dünyadan çekilmesiyle birlikte, dünyada can, mal, namus, din ve vicdan emniyetinin kalmadığından bahsederek, tekrar bu emniyetlerin sağlanmasının yanısıra Türk milletinin ilanihaye bekası için güçlü bir devlet ve güçlü bir orduya ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Bir ülkenin dünyada söz sahibi olmasının, ABD örneğini de göstererek güçlü bir silahlı kuvvetlerden geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Devleti, orduyu küçültelim" diyenlerin, milli mücadele yıllarında Türk ordusunu tasfiye etmek isteyen Lord Curzon gibilerin oyununa geldiklerini belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş,bu oyunun farkında olarak BTP'nin, güçlü bir devlet ve güçlü bir orduyu tesis edeceğini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir kâinat devletine dönüştüreceklerini ifade etti.
Kalkınmamızı istemiyorlar
İktidara geldiklerinde hayata geçirecekleri sosyal devlet projesi hakkında müjdeler veren Prof. Dr. Haydar Baş, Kütahya'nın bir tahıl ambarı olmasına rağmen IMF'nin dayatmaları yüzünden arpa, buğday, şeker pancarının ekilemez hale geldiğini, fabrikaların kapandığını, isteyenin istediği kadar değil IMF'nin istediği kadar üretmek zorunda bırakıldığını söyleyerek şöyle dedi: "Çünkü sen çalışırsan ambarların dolar. Kalkınırsın. O da bunların işine gelmez. Onun için istediğin gibi değil onların istediği gibi çalışacaksın. İstediğin gibi kalkınamazsın. Onların istediği gibi kalkınacaksın. Yani hiç kalkınmayacaksın. Aynı metodu bize cumhuriyet kurulduğu zaman uygulamaya çalıştılar. 'Türkiye tahıl memleketidir. Kesinlikle sanayiye el atmayın. Tarımla uğraşın. Ürettiklerinizi bize satın. Biz de size sanayi mamullerini satalım. Siz tarımda biz sanayidi ileri gidelim' dediler. Merhum Atatürk, "Hayır" dedi. Sanayiye el attı. 1938 yılında uçak imalatı yaptık, Belçika'ya uçak ihraç ettik. Çünkü merhum Atatürk'ün milli bir sanayi, tarım, ormancılık, denizcilik politikası, kısaca milli bir ekonomik politikası vardı. Şimdi biz aynı yolu devam ettiriyoruz. Var masınız?"
Türkiye nüfusuyla da güçlü bir ülke olacak
Prof. Dr. Haydar Baş, tarım kesimine avans verileceğini, bu kesimin her şartta devlet tarafından destekleneceğini, "her malın mutlaka bir alıcısı vardır" ilkesinden hareketle ürünlerine dünya piyasasında pazar bulunacağını, çiftçinin borç faizlerinin sıfırlanacağını, ana borcun da devlet tarafından verilecek avans ile cebinden bir tek kuruş çıkmadan ödeme imkanı getirileceğini, hayvancılık, denizcilik, ormancılık sektöründekilerin de aynı imkanlardan yararlandırılacağını, ürünlerimizi Çin'e satsak yetiştirilemeyeceğini, milletvekillerinin Pazar bulmak için ülke ülke dolaşacağını, ağanın elindeki toprağı almak değil hazine arazilerini ihtiyacı olana vermek suretiyle toprak reformu yapacaklarını, taksisi,TIR'ı, otobüsü olanlara arabalarını yenilemek için faizsiz kredi verileceğini, seferde aldıkları parayı tamirciye vermekten kurtarılacaklarını, tüm sanayi dalları ve KOBİ'ler ile esnafa faizsiz kredi verileceğini, vücuda kan verme misali piyasaya para pompalanacağını, 100 milyarın altında geliri olandan bir tek kuruş vergi alınmayacağını, vergisiz bir Türkiye meydana getirileceğini, işçinin, memurun, emeklinin maaşından kesinti yapılmayıp maaşların iki katına çıkarılacağını, ev hanımlarının emekli edileceğini, kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacağını, liselilerin üniversitelere sınavsız alınacağını, dersane kadrolarının da istihdam edileceğini, burs adet ve miktarının arttırılacağını, gençlere uzun vadeli evlenme kredisi verileceğini, evsizlerin ev sahibi yapılacağını, mahkumların eğitilerek iş sahibi yapılacağını, şehit ailelerinin ve özürlülerin devlet garantisinde mutlu bir yaşama kavuşturulacağını kısacası sosyal devletin hayata geçirileceğini söyleyerek nüfusun önemine, bu konuda bir oyuna dikkat çekti, yapılacakları anlattı:
"Her doğan çocuk için ailesine çocuk parası verilecektir. Bu para vasat bir devlet memurunun maaşının dörtte biri nispetinde olacak.Dört çocuğu olanın evine bir maaş daha girecek. Çocuk berekettir. Çocuk rahmettir. Şimdi çocuk yapmayın, diyorlar. Doğum kontrolü diyorlar. Sen dünyaya gelecek çocukların gelmesini kontrol edeceğine bunları kazanmanın, büyük adam etmenin ve de millete, devlete yararlı olmanın yollarını araştırsan, eğitsen daha iyi değil mi? Doğum kontrolü için yaptığın hizmetleri onların yetişmesi için yapsan daha iyi değil mi? Avrupa'yı taklit ediyorlar. Avrupa, 'çocuk doğurmayın' mı diyor? Yook. İstediğin kadar çocuk yap diyor. Teşvik ediyor. Şimdi biz bu millet istediği kadar çocuk yapacak diyoruz. Bu millet nüfusuyla da dünyanın en güçlü milleti olacaktır. Var mısınız?"
Prof. Dr. Haydar Baş, bütün bunların gerçekleşmesi için diğer partilerin nadasa bırakılmasının ve BTP'nin tek başına iktidar yapılmasının şart olduğunu belirterek, "bütün bunları gerçekleştirmek için bize ir dönem yeter" dedi ve bir dönem için Kütahyalılardan 16 yıldızın ortasındaki hilal amblemli BTP'ye mührü basmalarını istedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.