İnsan da bu kaidenin dışında değildir! Yüksek ruhlar hakikat-ı Muhammedîyye'den in'ikas eden füyuzatla gıdalandıkları gibi, habîs ve fasık ruhlar da habasetle tatmin olur. Hz. Ebûbekir (r.a.), Rasulullah (s.a.)'in sîmasına bakar; "Amnan ne kadar güzel!" diye hayret ederdi. Ebû Cehil de o mübarek yüzden tam tersi bir intiba alır ve ondan nefret ederdi. Bu farklılığın sebebi; her ikisinin de ayine-i Muhemmedî'de kendi hakikatlerini görmeleriydi.Vereset'ül Enbiya (Evliyaullah) hazeratı:"Biz cilalı ayna gibiyiz, herkes bizde suretini görür!" buyurmuşlardır.Hiç bir ayna hatır için yalan söylemez ve çirkini güzel, güzeli de çirkin olarak göstermez! Kendisine akseden şey her ne ise görüntüsü de ondan ibarettir. Evliyaullah da, tecellî-i ilahi karşısında olsun, eşya muvacehesinde olsun, birer ayna gibidir. Onlara bakan kendisini görür.Şeyh Niyazî-i Mısrî (k.s.):"Halk içre ayineyim. Herkes bakar bir an görür.Her ne görür, kendini görür; ger yahşî (güzel), ger yaman (çirkin) görür." beytinde gönüllerinin bir ayna olduğunu ne güzel belirtir.Mevlana (k.s.) buyurur:"- Bir kimse incinecek, yahud bir şahıs utanacak diye ayna ve terazî doğruyu söylemekten çekinirler mi?Ayna da terazî de yüksek birer mihenk taşıdır. "Hatırım için doğruyu gizle, fazla göster eksik gösterme diye yalvarsan, onlar sana cevap verirler ki: "Herkesi güldürme. Ayna ve terazî karşısında hîlekârlık olur mu?Hasta ve yaralı kimse nasıl kendini tedavî edemeyip bir doktor veya operatör arar ise ahlak hastası ve manen yaralı kimseler de tasfiye-i ahlak hekiminin yani bir mürşidi kamilin tedavisi altına girmek mecburiyetindedir.Olgunluğa eriştiğini zanneden bazı kişiler sureta mahviyyet göstermeğe çalışırlar. Aczlerinden ve noksanlarından bahsederler. Lakin bu halleri ciddi değildir. Gösteriş içindir. Biraz deşilip üzerine gidildiğinde ucub ve gurur ile dolu bir kalb bataklığı ortaya çıkar.Mevlana (k.s.):"Bu benlik ve gurur bataklığının temizlenmesi için bir mürşidi kamilin himmet ve feyzi zarurîdir." buyurur.Bazı kimseler vardır ki, onlar, sırf kitap okumakla nefslerini ıslah edeceklerini, ucub, gurur ve kibirden sıyrılacaklarını zannederler.