Türkiye, yerin üstündekilerin kıymetini bilmediği gibi yerin altındakilerin kıymetini hiç ama hiç bilmiyor. Petrolle ilgili yazdığımız yazılarda bu konuyla ilgili görüşlerimizi belirtmiştik ama Türkiye topraklarının altında sadece petrol yok. Türkiye, maden konusunda çok stratejik bir konuma sahip. Bazı kritik madenlerde dünyanın en önemli rezervleri Türkiye'de bulunuyor. Petrol konusundaki rezervimiz "özellikle saklandığı" için petrol rezervini bilemiyoruz ama bor ve mermer konusunda bilinen rakamlar Türkiye'nin dünya rezerv miktarının önemli bir bölümünü bünyesinde barındırdığı gerçeğini gösteriyor. Bor konusunu önümüzdeki günlerde detaylı bir şekilde irdeleyeceğimiz için, bugün Türkiye'nin mermer zenginliğinden ve bu zenginliğin nasıl görmezden gelindiğinden bahsetmek istiyorum.Türkiye, dünya mermer rezervinin yüzde 40'ına sahip. Son yıllarda gittikçe güçlenen önemli bir mermer üreticisi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Ancak mevcut mermer potansiyelimizle, üretip sattığımız ürün miktarı arasında önemli açıklar bulunuyor. Bu açığın en önemli sebebi, Türkiye'nin kendi öz değerlerine sahip çıkamamasıdır. Şimdi bu konuda iki önemli örnek vererek konuyu biraz daha derinleştirelim.Geçtiğimiz aylarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul'un en önemli merkezlerinden birisi olan İstiklal Caddesi'nin taşlarını değiştirdi. Sorunun temelinde önemli bir zihniyet problemi olduğu için, bu işin ihale edildiği firmanın ismini ve o firmanın iktidar partisi ile olan ilişkilerini yazmayacağım. Bu trilyonluk ihalede, İstiklal Caddesi, Çin'den ithal edilen granit taşlarla döşendi. O dönemde 'neden yanıbaşımızdaki granit taşlarının kullanılmayıp, onbinlerce kilometre uzaklardaki Çin'den granit ithal edildiği' yönünde gelen eleştiriler Büyükşehir belediyesince hep kulak ardı edildi, duymazlıktan gelindi. Fakat İstiklal Caddesi'nin granit döşeme işi bittikten sonra ortaya çıkan acı manzara bu tartışmaları ve soruları bir kez daha gündeme getirdi. Çünkü İstiklal Caddesi'ne Belediyenin trilyonlar ödeyerek yaptırdığı granitler daha birkaç gün geçmeden dökülmeye başladı. Her ay yüzbinlerce dolar kira ödeyen ve granit döşeme çalışmaları sırasında mağdur olan İstiklal Caddesi esnafı ise haklı olarak Belediyeye ateş püskürüyor. Fakat işin asıl vahim boyutu, dünya mermer rezervinin yüzde 40'ın sahip olan Türkiye'nin Çin'den granit ithal etmesi!Bu konuda özellikle AKP'li belediyelerin anlaşılmaz bir ısrarı bulunuyor. İstanbul'dan sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de Ankara sokaklarında kullanmak üzere Çin'den granit ve mermer ithal etmek üzere Çin'e gitmiş. Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Erdinç, Çin'in Şangay kentinde düzenlenen fuarda Türk doğaltaşını satmak için çalışırken, Melih Gökçek'e rastladıklarını belirtiyor ve ekliyor: "Türkiye'de doğaltaşın metrekaresi 10 dolardan başlıyor. Çin'den alınacak doğaltaşın metrekaresi 50 dolara mal olacak. Çin'den verilen fiyatı biz de veririz. Ankara Belediyesi'nin doğaltaş alımı konusunda bir ihale açtığını da duymadık." Bizim yerel yöneticiler sokak ve caddeleri döşemek için Çin yollarında gezinirken, ABD'nin patronları artık "Turkish stone" (Türk taşı) olarak markalaşmış olan bizim mermeri kullanıyor. Dell'in patronu Michael Dell'in evinden sonra Google'ın ortaklarının yaptırdığı şatoda da bizim mermer ve granitler kullanıldı. Ve ilginçtir, bizim Büyükşehir belediyeleri cadde ve sokaklarımıza Çin malını döşemeyi tercih ederken, ABD belediyeleri de sokak ve caddelerinde Türk taşını tercih ediyor.ABD pazarında liderliğe oynayan Türk taşının bu yükselişi, nedense Türkiye'de birileri tarafından görülmüyor. Burada dikkat çekmemiz gereken önemli bir husus da Çin'in bizim mermerleri ham olarak aldıktan sonra işleyerek dünyaya pazarlaması tehlikesi. Bu konuda da Erdinç uyarıyor: "Çin bizden hammadeyi alıyor devlet desteğiyle üretip işlenmiş malı ucuza maledebiliyor." Bu da Türk mermer üreticisini uluslar arası pazarda zor durumda bırakan önemli bir tehlike. Ancak bunlar aşılamayacak sıkıntılar değil. En büyük tehlike ve sıkıntı, kendi içimizde, kendi madenlerimize sahip çıkmamamız ve üzerine oturduğumuz mermeri taa Çin'den almaya kalkmamız!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012