Önceki yazımızda müfessirlerin ittifak halinde "Velayet Ayeti" olarak ifade ettiği ve İmam Ali'nin velayetiyle alakalı olduğunu belirttiği Maide Suresi 55. ayetten bahsetmiştik.
40'ı aşkın Ehl-i Sünnet kaynağında ?ki bunların birçoğunu yazımızda ifade etmiştik- bu ayet İmam Ali hakkında nazil olmuştur denmesine ve Hz. Ali'nin namazda rüku halindeyken bir dilenciye yüzüğünü vermesi üzerine indiği ifade edilmesine rağmen, son zamanlarda çıkan meallerin çoğu bu gerçeğe aykırı bir şekilde bu ayetin mealini yazmışlardır.
Esasen sadece bu gerçekleri gizleme hadisesi bile günümüzdeki meallerin gerçekleri asla yansıtmadığını, Allah'ın muradından çok uzaklarda olduğunu göstermektedir.
Bir hatırlama babından Maide Suresi'nin 55 ayetinin nüzul sebebine ve Arapça kaidelerine uygun olarak gerçek meali şöyledir:
"Sizin veliniz, ancak Allah, O'nun Resulü ve namaz kılarken rüku halinde zekat veren Mü'minlerdir."
Ülkemizdeki Müslümanlara dini doğru anlatmakla mükellef olan Diyanet İşleri'nin mealinde bu ayetin meali şöyle geçmektedir: "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir."
Nüzul sebebini asla yansıtmayan, İmam Ali'nin velayetini örtme gayretli, ayetin manasını oldukça genelleştiren bir tercüme?
Esasen İmam Ali'yi örtme gayretli bu meal çalışmalarını, Elmalılı Hamdi Yazır'ın mealinde, "sadeleştirme" tezgahıyla yaşanan şu değişim açıkça göstermektedir:
Elmalılı'nın eski mealinde Maide 55'in meali, "Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû' halinde zekât verirler" şeklinde yer almıştır.
Dikkat ederseniz, nüzul sebebine ve Arapça kaidelerine uygun bir mealdir.
Bu meal daha sonra sadeleştirme adı altında ele alınmış ve şöyle değiştirilmiştir:
"Sizin dostunuz önce Allah, sonra peygamberi, sonra namaza devam eden ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek zekat veren Mü'minlerdir."
İmam Ali'nin rüku ederken zekat vermesini ifade eden ayet, "Allah'ın emirlerine boyun eğerek" şeklinde değiştirilmiş, maksattan uzaklaştırılmıştır.
Bununla da yetinilmemiş Elmalılı'nın meali bir kez daha sadeleştirmeye tabi tutulmuş ve bu sefer Diyanet'in bugünkü mealine uygun bir hale getirilmiştir:
"Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir."
Yine bu ayetten İmam Ali çıkmayacak şekilde bir meal tahrifatı?
Bu gizleme çalışmaları Ehl-i Beyt'le alakalı bütün ayetlerde yapılmıştır.
Kur'an'ın aslına dokunamayanlar, meallerini kendi amaçlarına uygun olarak yaparak Hz. Peygamber'in mütevatir ve sahih hadislerle bizlere emanet ettiği ve onların yolundan yürüdüğümüz takdirde asla sapıklığa düşmeyeceğimiz Ehl-i Beyt ve İmam Ali gerçeğini örtmeye çalışmışlardır.
Bu gizleme gerçeğini, "Gadir-i Hum'da Hz. Peygamber'in (s.a.v.) İmam Ali'nin velayetini, hilafetini ilan etmesi" hadisesinde de görmedik mi?
Bu konu hakkında Maide 67 ve Maide 3 gibi iki ayet olmasına ve 222 Ehl-i Sünnet kaynağında yüzlerce delil olmasına ve de Hüccetü'l-İslam İmam Gazali Sırru'l-Alemeyn eserinde bu hadiseye tam icma demesine rağmen, asırlardır bu önemli hadise Müslümanlardan gizlenmedi mi?
Maide 3. ayetin meali için Diyanet'in mealine baktım, meal doğru, hatta son inen hüküm ayetidir ifadesini de eklemişler. Buraya kadar tamam ama devamına bir not düşmüşler, "Bu ayet Arafat'ta inmiştir" diye?
Gadir- Hum hadisesi bu kadar gerçekken ve yüzlerce Ehl-i Sünnet kaynağı bu ayet Gadir-i Hum'da inmiştir ve İmam Ali'nin velayetinin ilanıyla din kemale ermiştir ifadesini nakletmesine rağmen ısrarla bu ayet Arafat'ta inmiştir demenin manası nedir?
Gadir-i Hum ile ilgili Ehl-i Sünnet kaynakları Prof. Dr. Haydar Baş'ın Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt kitabının 81. sayfasından itibaren sıralanmaktadır.
Günümüzün mealcileri, Cenab-ı Hakk'ın Hz. Peygamber vasıtasıyla indirdiği Kur'an'ı Allah'ın muradına göre mi tercüme ediyor yoksa Ehl-i Beyt düşmanı Muaviye ve bu Emevi zihniyetinin güncel versiyonlarının muradına göre mi tercüme ediyor?
Çıkan sonuca bakılırsa neye hizmet ettikleri belli?
Allah'a şükürler olsun ki, hak ile batılı ayırt eden, gerçekleri bütün delilleriyle önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş ve ortaya koyduğu mükemmel eserler var da artık dinimiz üzerinde oynanan oyunları fark edebiliyoruz.
40'ı aşkın Ehl-i Sünnet kaynağında ?ki bunların birçoğunu yazımızda ifade etmiştik- bu ayet İmam Ali hakkında nazil olmuştur denmesine ve Hz. Ali'nin namazda rüku halindeyken bir dilenciye yüzüğünü vermesi üzerine indiği ifade edilmesine rağmen, son zamanlarda çıkan meallerin çoğu bu gerçeğe aykırı bir şekilde bu ayetin mealini yazmışlardır.
Esasen sadece bu gerçekleri gizleme hadisesi bile günümüzdeki meallerin gerçekleri asla yansıtmadığını, Allah'ın muradından çok uzaklarda olduğunu göstermektedir.
Bir hatırlama babından Maide Suresi'nin 55 ayetinin nüzul sebebine ve Arapça kaidelerine uygun olarak gerçek meali şöyledir:
"Sizin veliniz, ancak Allah, O'nun Resulü ve namaz kılarken rüku halinde zekat veren Mü'minlerdir."
Ülkemizdeki Müslümanlara dini doğru anlatmakla mükellef olan Diyanet İşleri'nin mealinde bu ayetin meali şöyle geçmektedir: "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir."
Nüzul sebebini asla yansıtmayan, İmam Ali'nin velayetini örtme gayretli, ayetin manasını oldukça genelleştiren bir tercüme?
Esasen İmam Ali'yi örtme gayretli bu meal çalışmalarını, Elmalılı Hamdi Yazır'ın mealinde, "sadeleştirme" tezgahıyla yaşanan şu değişim açıkça göstermektedir:
Elmalılı'nın eski mealinde Maide 55'in meali, "Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû' halinde zekât verirler" şeklinde yer almıştır.
Dikkat ederseniz, nüzul sebebine ve Arapça kaidelerine uygun bir mealdir.
Bu meal daha sonra sadeleştirme adı altında ele alınmış ve şöyle değiştirilmiştir:
"Sizin dostunuz önce Allah, sonra peygamberi, sonra namaza devam eden ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek zekat veren Mü'minlerdir."
İmam Ali'nin rüku ederken zekat vermesini ifade eden ayet, "Allah'ın emirlerine boyun eğerek" şeklinde değiştirilmiş, maksattan uzaklaştırılmıştır.
Bununla da yetinilmemiş Elmalılı'nın meali bir kez daha sadeleştirmeye tabi tutulmuş ve bu sefer Diyanet'in bugünkü mealine uygun bir hale getirilmiştir:
"Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir."
Yine bu ayetten İmam Ali çıkmayacak şekilde bir meal tahrifatı?
Bu gizleme çalışmaları Ehl-i Beyt'le alakalı bütün ayetlerde yapılmıştır.
Kur'an'ın aslına dokunamayanlar, meallerini kendi amaçlarına uygun olarak yaparak Hz. Peygamber'in mütevatir ve sahih hadislerle bizlere emanet ettiği ve onların yolundan yürüdüğümüz takdirde asla sapıklığa düşmeyeceğimiz Ehl-i Beyt ve İmam Ali gerçeğini örtmeye çalışmışlardır.
Bu gizleme gerçeğini, "Gadir-i Hum'da Hz. Peygamber'in (s.a.v.) İmam Ali'nin velayetini, hilafetini ilan etmesi" hadisesinde de görmedik mi?
Bu konu hakkında Maide 67 ve Maide 3 gibi iki ayet olmasına ve 222 Ehl-i Sünnet kaynağında yüzlerce delil olmasına ve de Hüccetü'l-İslam İmam Gazali Sırru'l-Alemeyn eserinde bu hadiseye tam icma demesine rağmen, asırlardır bu önemli hadise Müslümanlardan gizlenmedi mi?
Maide 3. ayetin meali için Diyanet'in mealine baktım, meal doğru, hatta son inen hüküm ayetidir ifadesini de eklemişler. Buraya kadar tamam ama devamına bir not düşmüşler, "Bu ayet Arafat'ta inmiştir" diye?
Gadir- Hum hadisesi bu kadar gerçekken ve yüzlerce Ehl-i Sünnet kaynağı bu ayet Gadir-i Hum'da inmiştir ve İmam Ali'nin velayetinin ilanıyla din kemale ermiştir ifadesini nakletmesine rağmen ısrarla bu ayet Arafat'ta inmiştir demenin manası nedir?
Gadir-i Hum ile ilgili Ehl-i Sünnet kaynakları Prof. Dr. Haydar Baş'ın Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt kitabının 81. sayfasından itibaren sıralanmaktadır.
Günümüzün mealcileri, Cenab-ı Hakk'ın Hz. Peygamber vasıtasıyla indirdiği Kur'an'ı Allah'ın muradına göre mi tercüme ediyor yoksa Ehl-i Beyt düşmanı Muaviye ve bu Emevi zihniyetinin güncel versiyonlarının muradına göre mi tercüme ediyor?
Çıkan sonuca bakılırsa neye hizmet ettikleri belli?
Allah'a şükürler olsun ki, hak ile batılı ayırt eden, gerçekleri bütün delilleriyle önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş ve ortaya koyduğu mükemmel eserler var da artık dinimiz üzerinde oynanan oyunları fark edebiliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025