Yaz günlerinin birinde Hoca'ya hanımının kardeşi dört çocuğu ile misafir olur... Aradan günler geçse de misafir gitmekten hiç bahsetmez. Bu arada yaramaz çocuklar evin altını üstüne getirirler. Camları kırdılar, her tarafı talan ettiler. Misafir çocuklardan biri uzun sopa alıp üzümleri, elmaları çırpıştırırken, Hoca'nın oğlu onun elindeki sopayı aldı. Çocuğun annesi hemen ortaya çıkıp:- Benim çocuklarım, çok erken büyümüşler, bırakın oynasın. Üzümler, elmalar ise her yıl olur, dedi.Hoca misafir çocuğa gık diyemeyip, gece vakti sofaya çıkar. Onun of çekip oturduğunu gören bir tanıdığı hâlini sorar:- Hoş, Hocam pek neşesiz görünüyorsun.- E, birader, hanımımın kardeşi geldi, dört tane yaramaz şımarık çocuğu var. Tepemden girip beynimden çıkmakta. Sabahleyin hanımınız kahvaltıyı bizde etse de, misafiri insafa getirse gitse1.Sabahleyin komşunun hanımı kahvaltıya geldi, lafı dolandırıp Hocanın arzusunu ortaya koydu.- Şimdi birbirimizin yüzüne doymadık, dedi mi safir.Sohbete kulak vermekte olan Hoca, birden ağlayıverdi ve dedi:-Bu dünyada bir birbirimizin yüzüne doyacak olsak, kıyamette yüz yüze görüşmezmişiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.