Bazen düşünürüm. Bazı sanatçıların konserlerini binlerce sevenleri dolduruyor. Ne için? O sanatçıyı dünya gözüyle görmek için. O sanatçıyı direkt montajsız dinleyebilmek için. Müzik zevkini tatmin etmek için. Peki, o sanatçı ne üretiyor? Müzik üretiyor. Senin gönlünü hoş eden nameler yapıyor.
Bir insan var. Demiş ki, "29 yaşımda kendimi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığına adıyorum." Yani diyor ki, "Ben canımı ortaya koydum. Çoluğumdan çocuğumdan, zevklerimden vazgeçtim. Gençliğimi sana verdim."
Aynen dediği gibi, çocuklarını bırakıp il il geziyor ve seni ekonomik sıkıntılarından kurtaracak çözümlerini anlatıyor. Senin müzik zevkine değil belki ama senin aklına ve gönlüne hitap ediyor. Ne olacak bu memleketin hali diye biraz olsun derdin ve endişen varsa, bu sorunun cevabını vererek beynini tatmin ediyor. Onurlu yaşamanın formüllerini ortaya koyarak gönlünü ve gururunu tatmin ediyor.
Bence bu insanı dinlemek için sana geldiği mekâna gidilir. Bu insanı dünya gözüyle görmek için yollara dökülmeye değer. Bu insana dokunmak için itiş kakışa girilir. Çünkü böyle insanlar dünyaya sık gelmiyor. Bu nedenle 29 Ekim'de Bostancı Gösteri Merkezi'ne gelip bu kurtarıcı adayını çıplak gözle görmenizi öneririm.
29 Ekim'de Bağımsız Türkiye Partisi, Cumhuriyet Bayramı'nı görkemli bir törenle Bostancı Gösteri Merkezi'nde kutlamayı planlıyor. Hem de 100'üncü yılını.
100'üncü yıl kutlaması sadece şu anda yaşayan Türk insanına ömründe bir defa nasip olacak. Bu gerçekten büyük bir nasip ve ayrıcalık. Torunlarımıza "100'üncü yıl kutlamasında kendini Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığına adamış Hüseyin Baş'la beraberdik" veya "biz de oradaydık" diye anlatabileceğimiz çok özel bir anımız olacak. Ne mutlu bize...
- Vasiyet ve sözleşme / 13.04.2025
- Chat Gpt ile MEM üzerine / 04.04.2025
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024