İnsan olarak her türlü istek, heves, heyecan, korku, sevinç, meram ve meraklarınızı sözle ifade ederiz.
Harften heceye, heceden kelimeye ve kelimeden de cümleye merhale merhale, düşünce ufkumuzu sözle derinleştirir ve geliştiririz. Sözün olmadığı yerde insan yoktur.
Söz söylemede iki unsur vardır: Ne söylemeli? Nasıl söylemeli? Yani: Biri doğruluk, diğeri de güzellikle alakalıdır.
Doğruluğun zıddı yalandır ki, dünyanın dengesini bozan tek şer odur. Çirkinlikse, onun peşinden giden bir adi sürüngenden ibarettir.
Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türk kültürünün şaheserlerinden ve sözün başucu kitaplarındandır. Bizim medeniyetimizde "söze" verilen önemi şüphesiz ki, ilk olarak, İslami-Türk Edebiyatı'nın başlangıc eseri olması bakımından Kutadgu Bilgi'de aramamız gerekir.
Yusuf Has Hacib, söz ile ilgili olarak Kutadgu Bilig'de şu görüşlere yer verir:
*Çok sözden fazla fayda görmedim; ama söylemek de faydasız değildir.
*Sözü çok söyleme, sırasında ve az söyle; binlerce söz düğümünü bir sözde çöz
*İnsan söz ile yükseldi ve Sultan oldu; çok söz başı, gölge gibi yere serdi.
*Madem ki böyledir, sen fasih dil kullan; dil fasih olursa insanı yükseltir.
*Her sözü saklamayı da anlayış hoş görmez; insan lüzumlu olan sözü söyler, gizlemez.
* Hangi çağda olursa olsun, bugüne kadar daha yüksek yer daima bilgiliye kısmet olmuştur.
*Bu sözümü bilgili için söyledim; bilgisizin dilini ben de bilmiyorum
*Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adam kamildir.
*Söz kara yere mavi gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi.
O halde : Çok sözde fayra yoktur. Söylemek de tamamen faydasız değildir. Yerine göre ve az söylemelidir. Her sözü saklamamalı, lüzümlu olanı söylemeli. İnsanı yükselten de alçaltan da sözdür. Bilgi(li) daima yüksektedir. Söz bilene söylenir. Sözü bilerek söyleyenden, anlayan daha büyüktür. İnsan, sözüne göre değer kazanır, diyebiliriz.
Bu ifadelerden müşterek bir neticeye varmamız mümkündür ki, söz; doğru, güzel ve veciz olmalıdır. Zıdlarından kaçınılmalıdır.
Kötü yani yalan söz söyleyen hakkında da Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig'de şöyle diyor:
Tili yalgan er-nin cefa kılkı ol
Cefa kimde erse uş ol yılkı ol
Kişi yalganında tileme vefa
Bu bir söz sınamış öküş yılkı ol
"Hayvan" manasındaki (yılkı) ile "yılı" manasındaki (yılkı) cinaslı şiir, aynı zamanda bir nasihattir: "Dili yalancı kimsenin kıldığı (iş) cefadır. Cefa kimde ise o (kimse) hayvandır. Yalancı kişiden vefa bekleme. Bu bir sözdür ki sınanmış nice yıllardan beri." Bu sebebledir ki, sadece edebiyatçıların değil; herkesin bu güzel kaidlere uyması insani bir vecibe olmalıdır. Doğru, güzel ve veciz konuşalım! Bütün emelleriniz bu istikametler üzerinde olsun!
M. Halistin KUKUL
Harften heceye, heceden kelimeye ve kelimeden de cümleye merhale merhale, düşünce ufkumuzu sözle derinleştirir ve geliştiririz. Sözün olmadığı yerde insan yoktur.
Söz söylemede iki unsur vardır: Ne söylemeli? Nasıl söylemeli? Yani: Biri doğruluk, diğeri de güzellikle alakalıdır.
Doğruluğun zıddı yalandır ki, dünyanın dengesini bozan tek şer odur. Çirkinlikse, onun peşinden giden bir adi sürüngenden ibarettir.
Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türk kültürünün şaheserlerinden ve sözün başucu kitaplarındandır. Bizim medeniyetimizde "söze" verilen önemi şüphesiz ki, ilk olarak, İslami-Türk Edebiyatı'nın başlangıc eseri olması bakımından Kutadgu Bilgi'de aramamız gerekir.
Yusuf Has Hacib, söz ile ilgili olarak Kutadgu Bilig'de şu görüşlere yer verir:
*Çok sözden fazla fayda görmedim; ama söylemek de faydasız değildir.
*Sözü çok söyleme, sırasında ve az söyle; binlerce söz düğümünü bir sözde çöz
*İnsan söz ile yükseldi ve Sultan oldu; çok söz başı, gölge gibi yere serdi.
*Madem ki böyledir, sen fasih dil kullan; dil fasih olursa insanı yükseltir.
*Her sözü saklamayı da anlayış hoş görmez; insan lüzumlu olan sözü söyler, gizlemez.
* Hangi çağda olursa olsun, bugüne kadar daha yüksek yer daima bilgiliye kısmet olmuştur.
*Bu sözümü bilgili için söyledim; bilgisizin dilini ben de bilmiyorum
*Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adam kamildir.
*Söz kara yere mavi gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi.
O halde : Çok sözde fayra yoktur. Söylemek de tamamen faydasız değildir. Yerine göre ve az söylemelidir. Her sözü saklamamalı, lüzümlu olanı söylemeli. İnsanı yükselten de alçaltan da sözdür. Bilgi(li) daima yüksektedir. Söz bilene söylenir. Sözü bilerek söyleyenden, anlayan daha büyüktür. İnsan, sözüne göre değer kazanır, diyebiliriz.
Bu ifadelerden müşterek bir neticeye varmamız mümkündür ki, söz; doğru, güzel ve veciz olmalıdır. Zıdlarından kaçınılmalıdır.
Kötü yani yalan söz söyleyen hakkında da Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig'de şöyle diyor:
Tili yalgan er-nin cefa kılkı ol
Cefa kimde erse uş ol yılkı ol
Kişi yalganında tileme vefa
Bu bir söz sınamış öküş yılkı ol
"Hayvan" manasındaki (yılkı) ile "yılı" manasındaki (yılkı) cinaslı şiir, aynı zamanda bir nasihattir: "Dili yalancı kimsenin kıldığı (iş) cefadır. Cefa kimde ise o (kimse) hayvandır. Yalancı kişiden vefa bekleme. Bu bir sözdür ki sınanmış nice yıllardan beri." Bu sebebledir ki, sadece edebiyatçıların değil; herkesin bu güzel kaidlere uyması insani bir vecibe olmalıdır. Doğru, güzel ve veciz konuşalım! Bütün emelleriniz bu istikametler üzerinde olsun!
M. Halistin KUKUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012