Sadece MİT Müsteşarı Emre Taner değil peşmerge lideri Barzani ile görüşen. Türk medyasından önemli isimler de, gazete ve televizyonlarında manşetten duyurmak üzere Kuzey Irak'a akın etti. Akşam gazetesinden Hüsnü Mahalli ve SKY Türk televizyonundan Serdar Akinan Erbil'de Barzani ile görüşen iki isim. Serdar Akinan, Barzani'nin yanı sıra Irak Cumhurbaşkanı Talabani ile de görüşmüş. Aslında hem Talabani, hem de Barzani'nin Akinan ve Mahalli'ye söyledikleri farklı değil. Hatta yapılan söyleşi ve röportajlar birbirine o kadar benziyor ki, yazılı ve görsel basına Barzani ve Talabani tarafından yazılı bir metin dağıtıldığını bile düşündüm.Anlaşılan o ki; hem Barzani hem de Talabani, kendileriyle görüşmeye gelen Türk medya mensupları aracılığıyla hem Türk kamuoyuna hem de Türk hükümetine belli mesajlar iletiyorlar. Bu ortak mesajlarda, ilk etapta Türk halkının hoşlanmayacağı bağımsız Kürt devleti söyleminde ısrar edilmiyor ancak Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkı üzerine önemli vurgular yapılıyor. Barzani Kürdistan konusunda şunları söylüyor: "Bakın dünyadaki tüm halklar ve uluslar gibi biz Kürtlerin de bağımsız olma hakkımız vardır. Yani bu hedef her Kürt'ün özlem ve rüyasıdır. Ancak bunun yanı sıra gerçekler de vardır. Ne Irak'ın ne bölgesinin ne de dünyanın gerçekleri bugün için böyle bir bağımsız devletin kurulmasına izin vermez."Birinci Dünya Savaşı sonrasında ABD Başkanı Wilson'un gündeme getirdiği "self determinasyon" (ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı) konusu sadece Barzani'nin gündeminde yer almıyor tabii ki. Öcalan'ın talimatıyla kurulan Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk de, benzer bir söylemle Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı olduğunu belirtiyor. Barzani ve Talabani'nin açıklamalarının medyada yer almaya başladığı gün, Ahmet Türk de bu açıklamasıyla kamuoyu oluşturma ve Kuzey Irak'ı Türkiye'ye sıcak gösterme çabalarına destek veriyor.Barzani ve Talabani'nin Türkiye'den ortak talepleri aynı: PKK için genel af çıkarılsın, PKK dağdan indirildikten sonra siyaset yapsın, Kuzey Irak'la Türkiye'nin ekonomik ilişkileri artırılsın, sınır kapısı sayısı çoğaltılısın, demiryolu devreye koyulsun!Özellikle Barzani, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı "Kürt sorunu vardır" açıklamasından oldukça memnun. Kürt halkının Erdoğan'a sahip çıkması gerektiği yönünde işaretler veriyor. Erdoğan'ın bu söylemleri ve AKP hükümetinin icraatlarının kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini belirten Barzani şunları söylüyor: "Sayın Erdoğan, Türkiye'de bir Kürt sorunun varlığını kabul ediyor ve üst-alt kimlilk tartışması ile bu sorunun çözümü için uğraşıyor. Bu niyet olduğu sürece bence bu sorun yakın gelecekte çözülecektir. Biz Irak Kürtleri olarak üzerimize düşen her türlü görevi üstlenmeye ve Ankara'ya yardımcı olmaya hazırız."Barzani'nin bu konuda Türkiye'ye ne gibi bir yardımı olacağını düşünürken, Barzani cüretkar açıklamalarına devam ediyor: "Bakın, Irak'taki tüm hükümetler buradaki Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözmeye çalıştılar. Sonuç ortada. Tüm o hükümetler yok ama biz buradayız. Benzer şekilde Türkiye de aynı yöntemlere baş vurdu. Ama hâlâ ülkede bir Kürt sorunu var. Ve PKK yok olmadı. Dolaysıyla ne Türkiye içinde ne de Irak Kürdistanı'nda askeri yöntemlere başvurmanın bir anlamı yok ve biz bu konuda Türkiye'ye yardımcı olmayız."Erdoğan'ın açıklama ve icraatlarından yüz bulan Barzani kantarın topuzunu iyice kaçırıp, işi Türk askerini tehdit etme boyutuna kadar getiriyor: PKK ile uğraşmayın, yok olursunuz!Barzani ve Talabani'nin bu cüretkar tavırlarının ötesinde PKK'ya dair genel af istekleri ve Türkiye'deki konulara parmak sokmaları, PKK terörü ve Türkiye'nin bölünmesine sağladıkları katkıyı da gözler önüne seriyor.PKK'nın dağ kadrosundan kaçarak Türkiye'ye sığınan iki itirafçının, "PKK peşmergelerden yoğun destek alıyor, PKK'dan ayrılanlar peşmergelere katılıyor. Saddam sonrası Irak'ın silahlarını kamyonlarla PKK'ya verdiler" itirafı bu noktada oldukça önemli. PKK ile peşmergelerin ABD'nın Irak'ı işgali sonrasında nasıl ortak bir paydada bir araya getirildikleri ve Türkiye'ye karşı ne tür planlar içinde olduklarının anlaşılacak ve yorum gerektirmeyecek netlikte olduğunu düşünüyorum.Ayrıca Barzani'nin de dünyadaki tüm Kürtlerin "babası" sıfatını kendine uygun görerek, ülke ülke dolaşıp arz-ı endam ettiğini hatırlatalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012