ART Televizyonuna hazırlamış olduğum “Vizyoner” programının bu haftaki konuğu, ömrünü “Kıbrıs Milli Davası”na adamış bir Emekli Büyükelçi, Tugay Uluçevik’di. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin AB Başkanlığına iki ay kala Ankara’da kapalı kapılar ardında KKTC’nin bile isminden vazgeçileceğinin emarelerini birlikte endişe ve kaygı ile değerlendirdik. Kuşkusuz çok da üzüldük. Biliyorsunuz, AKP Hükümeti tarafından şu an Kıbrıs meselesi alçak profilli bir seyir izlemektedir. Ancak AKP hükümeti, 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığını devralacak olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri AKEL Rum Komünist Partisi Genel Başkanı Hristofyas’a karşı son iki ay içersinde harekete geçmede bir ön alma (Preemptive Strike) uygulaması eğiliminde olduğu da hissedilmektedir. Hayata geçirilmeğe çalışılan yeni açılımla, KKTC isminden vaz geçilip, ANNAN Planında olduğu gibi “Kıbrıs Türk Devleti” lafzı ile uluslararası arenaya çıkılacağının planlanmakta olduğu düşünülmektedir. Anımsayınız, ANNAN Planında İngilizce olarak “Turkish Cypriot State” – “Greek Cypriot State” şeklinde ifade edilmişti. “Yes Be Annem” sloganının tavan yaptığı bir dönemde İngilizce “state” kelimesinin Türkçe’de “devlet” anlamına da gelmesinin verdiği olanak ve kolaylıktan yararlanılmış, ANNAN Planı Türk kamuoyuna sanki “iki devletli” çözüm öngörüyormuş gibi kamuoyuna böyle yansıtılmıştı. Hatırladınız, değil mi? Oysa bunun böyle olmadığı Plan’da açıkça ifade edilmektedir. Peki, şimdi sormak lazım değil mi? İsim değişikliğine gidilmek istenmesinin amacı nedir, diye? Amaç, BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarının etrafından sessizce dolaşılarak, çokça dallandırılmadan budaklandırılmadan Kuzey Kıbrıs’taki Devlet’in diğer bazı, örneğin, İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT) üyesi devletler tarafından da tanınmasının sağlanmasının düşünülmesidir. Eğer bu ise, hiç düşünmeden bundan umulan sonucun doyurucu ölçüde elde edilememesi olasılığı da büyük ölçüde bulunmakta olduğunu hemen ilk bakışta ifade etmemiz gerekmektedir.
Gerçekten, ANNAN Planı’nın esasını oluşturan “Kuruluş Anlaşması’nın” 2. Maddesinde “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, O’nun Federal Hükümeti’nin ve oluşturucu eyaletlerinin (constituent States) statüleri ve aralarındaki ilişkiler, İsviçre’nin, O’nun federal hükümetinin ve kantonlarının statüleri ve aralarındaki ilişkiler model alınarak düzenlenmiştir” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır. 1İsviçre’de “kantonların” bağımsız ve egemen devlet statüsünde olmadığı Mısır’daki Sağır Sultan bile bilmektedir. Ortaya konulmağa çalışılan bu açılım, “Akil Ülke” ya da Türkiye’nin 2012 vizyonu “Durup, Anlamak” ile açıklanabilir mi? Bunun adı olsa olsa, “Varoş Kurnazlığı” ile açıklanabilir.
Ortaya konulmağa çalışılan bu açılım, KKTC’nin, 5 Mayıs 1985 günü halk oylaması ile kabul edilip KKTC Resmî Gazetesi’nin (sayı:43) 7 Mayıs 1985 tarihli nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan Anayasası’nın “Değiştirilemeyecek Kurallar” başlığını taşıyan 9. maddesine aykırıdır. Bu madde KKTC Devleti’nin isminin değiştirilmesinin önündeki en büyük engeldir. Ama siz kendi ülkenizdeki anayasa çalışmalarında 1982 Anayasasının değiştirilemez maddelerini gözden çıkarttıysanız, buna da Rahmetli Özal’ın deyimiyle “alışırlar alışırlar” diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. KKTC Devleti Türkiye Cumhuriyeti gibi güçlü bir Devlet tarafından tanınmış bir olgudur ve yalın gerçektir. KKTC’nin isminin “Kıbrıs Türk Devleti” haline getirilmesi düşüncesi, dünyaya “Rum tarafı bu sefer de çözüm sürecini sonuçsuz” bırakıyor, denilmek isteniyorsa bu son derece tehlikeli bir süreçtir. Zaman, KKTC ve Türkiye kamuoylarının KKTC’nin isminin değiştirilmesi gibi Millî Dava’ya ve Kıbrıs sorununun çözümüne hiçbir katkısı olmayan düşüncelerle meşgul edilmesine uygun değildir. Yapılacaksa, halka gidilmelidir, bir referandumla KKTC halkına bu durum sorulmalıdır. Bunun başka bir izah tarzı var mı? Sevgili okurlar.
İngilizcesi şöyledir: “The status and relationship of the United Cyprus Republic, its federal government, and its constituent states, is modeled on the status and relationship of Switzerland, its federal government and its cantons.”
Gerçekten, ANNAN Planı’nın esasını oluşturan “Kuruluş Anlaşması’nın” 2. Maddesinde “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, O’nun Federal Hükümeti’nin ve oluşturucu eyaletlerinin (constituent States) statüleri ve aralarındaki ilişkiler, İsviçre’nin, O’nun federal hükümetinin ve kantonlarının statüleri ve aralarındaki ilişkiler model alınarak düzenlenmiştir” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır. 1İsviçre’de “kantonların” bağımsız ve egemen devlet statüsünde olmadığı Mısır’daki Sağır Sultan bile bilmektedir. Ortaya konulmağa çalışılan bu açılım, “Akil Ülke” ya da Türkiye’nin 2012 vizyonu “Durup, Anlamak” ile açıklanabilir mi? Bunun adı olsa olsa, “Varoş Kurnazlığı” ile açıklanabilir.
Ortaya konulmağa çalışılan bu açılım, KKTC’nin, 5 Mayıs 1985 günü halk oylaması ile kabul edilip KKTC Resmî Gazetesi’nin (sayı:43) 7 Mayıs 1985 tarihli nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan Anayasası’nın “Değiştirilemeyecek Kurallar” başlığını taşıyan 9. maddesine aykırıdır. Bu madde KKTC Devleti’nin isminin değiştirilmesinin önündeki en büyük engeldir. Ama siz kendi ülkenizdeki anayasa çalışmalarında 1982 Anayasasının değiştirilemez maddelerini gözden çıkarttıysanız, buna da Rahmetli Özal’ın deyimiyle “alışırlar alışırlar” diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. KKTC Devleti Türkiye Cumhuriyeti gibi güçlü bir Devlet tarafından tanınmış bir olgudur ve yalın gerçektir. KKTC’nin isminin “Kıbrıs Türk Devleti” haline getirilmesi düşüncesi, dünyaya “Rum tarafı bu sefer de çözüm sürecini sonuçsuz” bırakıyor, denilmek isteniyorsa bu son derece tehlikeli bir süreçtir. Zaman, KKTC ve Türkiye kamuoylarının KKTC’nin isminin değiştirilmesi gibi Millî Dava’ya ve Kıbrıs sorununun çözümüne hiçbir katkısı olmayan düşüncelerle meşgul edilmesine uygun değildir. Yapılacaksa, halka gidilmelidir, bir referandumla KKTC halkına bu durum sorulmalıdır. Bunun başka bir izah tarzı var mı? Sevgili okurlar.
İngilizcesi şöyledir: “The status and relationship of the United Cyprus Republic, its federal government, and its constituent states, is modeled on the status and relationship of Switzerland, its federal government and its cantons.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013