Kızılderililer arasında mü’min kalmak

Amerika Birleşik Devletleri’nde “tamamı İslam ülkelerine ait olmak üzere” sekizyüzü aşkın askeri üs yer alıyor. Halen bu ülkelerin Birleşik Devletler’de görev yapan dört yüz binden fazla askeri personeli ve diplomatı bulunuyor. Üslerdeki birlikler gerektiğinde elli eyalette operasyon düzenleyebiliyor ya da toplumsal hayata müdahale edebiliyor…
Şaşırdınız mı?
Eğer yukarıdaki satırlar sizi dumura uğrattıysa biliniz ki; bu tavrınız ancak Kızılderili olmakla açıklanabilir. Çünkü İslam coğrafyasında üs edinme, asker bulundurma, operasyon düzenleme hatta işgal etme hakkının ancak “Süper Güç”e ait olduğuna inanan, aksini ise gülünç bulan zihniyet ancak Kızılderili zihniyetidir. İlaveten bu düşünce biçiminin temel varsayımı, Beyaz Adama atfedilen “yüce kudret”; ve karşısında duyulan acziyet hissidir.
Asırlar önce de Yeni Dünya’yı istilaya gelen İspanyollara karşı yerliler böyle düşünmüşlerdi. Ve gelenlerin tanrısal güçlere sahip olduklarına inanmışlardı. Öyle ki; ölen İspanyol cesetlerinin başında bekleyerek, “Acaba normal insanlar gibi çürüyecekler mi?” diye merak etmişlerdi.
Beyaz adama bazı yerliler “papalagi” yani “göğü delen adam” diyorlardı. Çünkü uzaktan yelkenli gemiyle gelirlerken, yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler. Beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik... O yerlilere göre göğü delip geçmişti. Hatta bazı kaynaklarda onların tanrısal bir güce sahip olarak algılandığı aktarılır.
Şimdi anladınız mı neden Kızılderili olduğunuzu?
Haritayı önünüze alıp İslam coğrafyasına baktığınızda “Süper Güç”ün küresel egemenliğinin mihenk taşı olan üslerin neredeyse var olmadığı bir ülke göremezsiniz. Afganistan’da 250’den fazla ABD üssü ve yüzbini aşkın asker, Irak’ta 400’den fazla üs ve daha düne kadar 197 bini bulan askerden kalan 50 bin kişilik kuvvet, Basra körfezine hakim olan Bahreyn’de 20 savaş gemisi ve 15 bin askerden müteşekkil 5. filo, Pakistan’da Karaçi kentinde bulunan İleri Harekat Üssü ve konuşlanmış yüzlerce birlik, Arabistan’da 1990’dan beri bulunan Amerikan kuvvetleri, Katar’da 550 personel, “Al Ubeyd Hava Üssü”nde her an operasyona hazır 100-120 kadar Savaş uçağı ve Al Sayliyah Hava Üssü, Kuveyt’te “Arifjan” üssünde 15 bin asker, Umman, BAE, Türkiye, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan vs. ...
Aslında mesele Amerikan üslerinin kapsadığı coğrafi alandan ziyade, Müslüman zihinlerde yankı bulan aksi. Gizli olanlarla beraber bini aşkın üssün ve yüz binleri aşkın askeri birliklerin eşliğinde ilerleyen teknoloji ordusunu yenilmez sanıp Irak ve Afganistan hezimetinde hikmet aramak ya da yenilgiyi “Süper Güç”e konduramamak günümüzde olağan bir görüş açısı olarak yaygınlık kazanıyor. Yani içimizdeki Kızılderililer artıyor. İşte tam da bu sebeple Beyaz Adamın bize bakışındaki küçümsemenin sebebini anlayabiliyoruz. Müslümanların işgalcileri “Süper Güç” görmesi; süper gücün de müslümanları insan olarak görmemesini beraberinde getiriyor. Yoksa Guantanamo’da, Ebu Garip’te, Afganistan’da Irak’ta, Pakistan’da yapılanları nasıl açıklayabiliriz? Belki zulmedene aşık olmakla tanımlanan Stokholm sendromu yol gösterici olabilir. Ama daha ilginci tarihte saklı…
İspanyollar ilk kez Amerika kıtasına ayak bastıklarında, karşılarına çıkan yerli halkın bir ‘ruh’ları olup olmadığı üzerinde çok düşünmüşler. Ruh’ları olup olmadığı ya da, ‘insan’ olup olmadıkları sorusuna İspanyolların ilk cevapları olumsuz olmuş: ‘Yani onların insan olmadıkları sonucuna varmışlar…
Bugünün Amerika’sını kuranlar dün nasıl ki Kızılderilerin insanlığını sorguluyorsa şimdiki zamanda da Müslümanların ruhu olup olmadığı sorgulanıyor.
Ve eğer ahir zaman  Müslümanları Kızılderili olarak yaşamaya devam ederse İnka, Maya, Aztek medeniyetlerinin akıbeti kendilerini bulacak. Ya da Müslümanlar güçlünün gücüne tapınma dürtüsünden sıyrılıp mümin olma yoluna girecekler…
İşte mesele günümüzde içi Kızılderili dışı Müslüman olarak yaşamak yerine “La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil aziym.” “Kuvvet ve Kudret sahibi yalnız Allah’tır (c.c.)” diyen mü’min olabilmektir.
“De ki: Siz iman etmediniz, fakat ‘İslam olduk’ deyiniz. Çünkü daha iman kalplerinize girmedi.” (Hucurat: 14).