Kitapların tercüme edilmesi
O dönemin kültür hayatının en belirgin aktivitesi, çeşitli kitapların Arapça’ya tercüme edilmesiydi
29.04.2024 18:54:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
O dönemin kültür hayatının en belirgin aktivitesi, çeşitli kitapların Arapça'ya tercüme edilmesiydi.
Tıp, matematik, astronomi, siyaset ve felsefe ile ilgili kitaplar tercüme edildi. Bu ilimlerin isimlerini İbn Nedim, el-Fihrist adlı eserinde zikretmektedir. Tercüme divanına Huneyn b. İshak başkanlık ediyordu.
İbn Nedim anlatıyor: "Me'mun ile Roma Kralı arasında mektuplaşmalar oluyordu. Me'mun bir seferinde ondan yardım isteyerek Roma İmparatorlu- ğu'nda bulunan eski ilimlere dâir saklanan ilmî eserleri inceleme iznini vermesini talep etti. Roma Kralı uzun süre böyle bir izin vermekten imtina ettiyse de sonunda kabul etti.
Bunun üzerine Me'mun, Haccac b. Matar, İbn Batrik ve Beytu'l- Hikmet'in sahibi Müslim'den oluşan bir heyet oluşturarak bu eserleri incelemek üzere gönderdi. Bunlar da buldukları bütün eserleri Me'mun'a getirdiler. Me'mun da bunları Arapça'ya tercüme etmelerini istedi. Ve böylece söz konusu eserleri tercüme etmeye başladılar.
ENSTİTÜLER VE KÜTÜPHANELER
Hükümet, İslamî ilimlerin ve diğer ilim dallarının öğretilmesi maksadıyla Bağdat'ta birçok medrese ve enstitü açtı. Bağdat'ta yaklaşık otuz medrese açılmıştı. Bu medreselerin görkemi karşısında en büyük saraylar bile küçük kalırdı.
Bağdat'ta halk kütüphaneleri kurulmuştu. Beytu'l-Hikmet Kütüphanesi de bunlardan biriydi. Halife Hârun Reşid, özel kütüp-hanesini buraya nakletmişti. Dedesi Mansur ve babası Mehdî'nin topladığı kitapları da buraya taşımıştı. Me'mun zamanında Sicilya Kralı'ndan bazı ilmî ve felsefî kitaplar istenmişti.
Bu kitaplar gelir gelmez Beytu'l-Hikmet'e nakledildiler. Horasan'dan da buraya birçok kitap getirilmişti. Nerede bir kitap olduğu haber alınsa, hemen buraya getirtilirdi. Dünyanın en değerli hazinesi olan bu kütüphaneye araştırmacılar ve ilim adamları gelirlerdi.
Ne yazık ki hunhar Moğollar, Bağdat'ı Hicrî 656 yılında istila etmeleri ile birlikte bu kütüphaneyi imha etmeye başladılar. Böylece İslam âlemi en büyük kültürel mirasını kaybetmiş oldu.
ATLASLAR VE RASATHANELER
Me'mun'un emriyle dünyanın bir haritası yapıldı. Buna es-Sure- tu'l-Me'muniyye adı verildi. Dünya için Abbâsî döneminde yapılan ilk haritaydı bu. Yine Me'mun'un emriyle Bağdat'ın mahallerinden biri olan eş-Şimasiyye'de bir rasathane yapıldı.
Bu parlak ilmî atmosferde, İmam Ebû Ca'fer el-Cevad (a.s.) kültür hareketinin en etkili öncülerindendi. Bağdat'ta ikâmet ettiği esnada etrafında âlimler halka oluşturmuşlardı. İlminden istifade ediyorlardı.
En zor, en çetrefilli felsefî ve kelâmî meseleleri ona soruyor, ondan yüce Allah'ın kendisine bahşettiği ilim ve irfan sayesinde zamanı aşan cevaplar alıyorlardı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Tıp, matematik, astronomi, siyaset ve felsefe ile ilgili kitaplar tercüme edildi. Bu ilimlerin isimlerini İbn Nedim, el-Fihrist adlı eserinde zikretmektedir. Tercüme divanına Huneyn b. İshak başkanlık ediyordu.
İbn Nedim anlatıyor: "Me'mun ile Roma Kralı arasında mektuplaşmalar oluyordu. Me'mun bir seferinde ondan yardım isteyerek Roma İmparatorlu- ğu'nda bulunan eski ilimlere dâir saklanan ilmî eserleri inceleme iznini vermesini talep etti. Roma Kralı uzun süre böyle bir izin vermekten imtina ettiyse de sonunda kabul etti.
Bunun üzerine Me'mun, Haccac b. Matar, İbn Batrik ve Beytu'l- Hikmet'in sahibi Müslim'den oluşan bir heyet oluşturarak bu eserleri incelemek üzere gönderdi. Bunlar da buldukları bütün eserleri Me'mun'a getirdiler. Me'mun da bunları Arapça'ya tercüme etmelerini istedi. Ve böylece söz konusu eserleri tercüme etmeye başladılar.
ENSTİTÜLER VE KÜTÜPHANELER
Hükümet, İslamî ilimlerin ve diğer ilim dallarının öğretilmesi maksadıyla Bağdat'ta birçok medrese ve enstitü açtı. Bağdat'ta yaklaşık otuz medrese açılmıştı. Bu medreselerin görkemi karşısında en büyük saraylar bile küçük kalırdı.
Bağdat'ta halk kütüphaneleri kurulmuştu. Beytu'l-Hikmet Kütüphanesi de bunlardan biriydi. Halife Hârun Reşid, özel kütüp-hanesini buraya nakletmişti. Dedesi Mansur ve babası Mehdî'nin topladığı kitapları da buraya taşımıştı. Me'mun zamanında Sicilya Kralı'ndan bazı ilmî ve felsefî kitaplar istenmişti.
Bu kitaplar gelir gelmez Beytu'l-Hikmet'e nakledildiler. Horasan'dan da buraya birçok kitap getirilmişti. Nerede bir kitap olduğu haber alınsa, hemen buraya getirtilirdi. Dünyanın en değerli hazinesi olan bu kütüphaneye araştırmacılar ve ilim adamları gelirlerdi.
Ne yazık ki hunhar Moğollar, Bağdat'ı Hicrî 656 yılında istila etmeleri ile birlikte bu kütüphaneyi imha etmeye başladılar. Böylece İslam âlemi en büyük kültürel mirasını kaybetmiş oldu.
ATLASLAR VE RASATHANELER
Me'mun'un emriyle dünyanın bir haritası yapıldı. Buna es-Sure- tu'l-Me'muniyye adı verildi. Dünya için Abbâsî döneminde yapılan ilk haritaydı bu. Yine Me'mun'un emriyle Bağdat'ın mahallerinden biri olan eş-Şimasiyye'de bir rasathane yapıldı.
Bu parlak ilmî atmosferde, İmam Ebû Ca'fer el-Cevad (a.s.) kültür hareketinin en etkili öncülerindendi. Bağdat'ta ikâmet ettiği esnada etrafında âlimler halka oluşturmuşlardı. İlminden istifade ediyorlardı.
En zor, en çetrefilli felsefî ve kelâmî meseleleri ona soruyor, ondan yüce Allah'ın kendisine bahşettiği ilim ve irfan sayesinde zamanı aşan cevaplar alıyorlardı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)