Kitaba uymak gibi bir derdiniz, bir kaygınız yoksa ve 'kitabına uydurmak' için bütün yolları yapmış, bütün taşları da döşemişseniz, yasalara yaslanarak onları görünmez kılma becerileriniz de varsa, yürüyün, artık kim tutar sizi!
'Kitabına uydur' devri, bütün yolları ve bütün kolları ile devrede ne yazık ki.
Toplumun hemen her katmanında, yöneticisinden yönetilenine kadar her kesimde, 'Kitaba mutlaka uyacağına söz vererek' iş alan, iş tutan, iş başına gelen, yönetim emanetine talip olan ama bütün işlerini 'kitabına uydurarak' yapan insanlar mebzul miktarda var.
Kitaba uymayanların ama 'kitabına uydurarak' iş tutanların, söz söyleyenlerin günden güne arttığı bir toplumda kaçınılmaz olarak ezenler ve ezilenler, sömürenler ve sömürülenler, çalanlar ve çalınanlar, talan edenler ve talana uğrayanlar ortaya çıkacaktır ve çıkmaktadır.
Kış yaklaşırken, bir tarafta, hiç olmazsa evinin tek odasını ısıtmanın hesaplarını yapmaktan uykuları kaçan milyonlar, diğer tarafta ise, bir evin tüm odalarını dolduracak miktarda döviz karşılığı yat kiralayanlar ve katlar satın alanlar.
Bu fotoğraf, Kitaba uyacaklarına ant içerek iş başına gelip, sonra da tüm işlerini 'kitabına uydurarak' yapanların sebep oldukları hazin, acıklı ve bir o kadar da korkunç bir fotoğraftır.
Böyle hazin, böyle acıklı ve böylesine korkunç fotoğrafların günden güne artmasında ve dört bir yana yayılmasında elbette, Kitabı okuyan, anlayan ve hükümlerini anlatmak yükümlülüğünü taşıyan Diyanet ve İlahiyat kadrolarının da büyük payları vardır.
İktidar çevrelerinin ve sözcülerinin 'cambaza bak' oyunlarının halka yedirilmesinde, geniş kitlelere hazmettirilmesinde, söz konusu meslek erbabının vebali oldukça büyüktür.
Hem sustukları için vebaldedirler hem de dikkatleri başka başka konulara çekmek için dini kullandıklarından ötürü vebaldedirler.
Herkese, her kesime ve hepimize Hadid suresinin 16. ayetini hatırlatmak isteriz:
"(Artık,) İman edenlerin Allah'ın (hüküm ve haberlerini, nimet ve hikmetlerini düşünmek) ve Hak olarak indirilen Zikri (bu Kur'an-ı Kerim'i dikkatle okuyup anlamaya ve gereğini uygulamaya gayret etmek) için, kalplerinin saygı ve kaygı ile yumuşayacağı zaman hâlâ gelmedi mi? (Sakın Müslümanlar,) Bundan önce kendilerine kitap verilip de, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçtiğinden bu nedenle kalpleri katılaşmış (böylece kitaplarını bozmuş, dinlerini yozlaştırmış ve Hak Dinden uzaklaşmış) bulunanlar gibi olmasınlar! Ki onların çoğu da fasık (günah ve kötülüğe dalmış) olan kimselerdi." (Hadid,16)
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025