Yağmur
Seyyid Burhâneddîn, Hâce hazretlerine bir miktar balık getirdi. Hâce bağda idi. Balıkları da bağda pişirmek istediler. İlkbahar mevsimiydi. Hâce balıkları pişirirken, gök yüzünü büyük bir bulut kapladı. Yağmur yağmaya başladı. Hâce , Seyyid Emîr Burhâneddîn'e; "Duâ et, benim olduğum yere yağmur yağmasın!" buyurdu. Burhâneddîn; "Efendim, benim ne haddime?" dedi. Hâce, "Benim dediğimi yap." buyurdu. Seyyid Burhâneddîn emre uyarak duâ etti. Kudret-i ilâhî ile Hâce'nin olduğu yere yağmur yağmadı. Diğer yerlere o kadar yağdı ki, suları, sel gibi yanımızdan akıyordu. Bu hâli görenler hayretler içinde kaldı. Bu kerâmetten çokları istifâde ettiler.
Tasarruf
Bahaüddin Buhârî'nin talebelerinden biri, bir yere gitmek istediği zaman kerâmetiyle havada uçarak gider, gideceği yere hemen varırdı. Diğer talebeleri onu bir iş için Kasr-ı Ârifân'dan Buhârâ'ya gönderdiler. Bu talebe uçarak giderken, Bahaüddin Buhârî onun üzerinden tasarrufunu çekti. Talebe uçamaz oldu. Bu hâdise üzerine Bahaüddin Buhârî , "Allah bana talebelerimin gizli açık bütün hâllerini bilmek ve onlar üzerinde tasarruf etme kudreti verdi. Arzu edersem, Allah'ın izniyle talebelerime çeşitli hâller veririm ve yine ellerinden hâllerini alırım. Onları kâbiliyetlerine göre terbiye ederim. Çünkü yetiştirici ve terbiye edici, yetiştirmek istediği kimseye yarayan ve en çok faydası olan şeyi yapar." buyurdu.
Halifenin gömleği
Ömer ibni Abdülaziz, halifeliği zamanında, bir gün minberde, söylevle meşguldü. Minberin yakınında olan, bir grup halk, konuşması esnasında halifenin zaman zaman elini götürüp, gömleğini hareket ettirdiğini görüyorlardı. Bu hareket orada bulunan ve dinleyenlerin dikkatlerini celbetti. Hepsi kendi kendilerine, neden halifenin konuşma esnasında, elini gömleğine götürüp, hareket ettirdiğini soruyorlardı.
Toplantı tamamlanarak sona erdi. Araştırıldıktan sonra belli oldu ki halifenin, kendisinden öncekilerin Beytülmaldan yaptıkları israfı telafi etmek ve müslümanların Beytülmalın gözetlemek için, bir taneden fazla gömleği olmadığı için yeni yıkanmış gömleğini tekrar aynısını giymişti şimdi de, daha çabuk kurusun diye, hareket ettiriyordu.
Seyyid Burhâneddîn, Hâce hazretlerine bir miktar balık getirdi. Hâce bağda idi. Balıkları da bağda pişirmek istediler. İlkbahar mevsimiydi. Hâce balıkları pişirirken, gök yüzünü büyük bir bulut kapladı. Yağmur yağmaya başladı. Hâce , Seyyid Emîr Burhâneddîn'e; "Duâ et, benim olduğum yere yağmur yağmasın!" buyurdu. Burhâneddîn; "Efendim, benim ne haddime?" dedi. Hâce, "Benim dediğimi yap." buyurdu. Seyyid Burhâneddîn emre uyarak duâ etti. Kudret-i ilâhî ile Hâce'nin olduğu yere yağmur yağmadı. Diğer yerlere o kadar yağdı ki, suları, sel gibi yanımızdan akıyordu. Bu hâli görenler hayretler içinde kaldı. Bu kerâmetten çokları istifâde ettiler.
Tasarruf
Bahaüddin Buhârî'nin talebelerinden biri, bir yere gitmek istediği zaman kerâmetiyle havada uçarak gider, gideceği yere hemen varırdı. Diğer talebeleri onu bir iş için Kasr-ı Ârifân'dan Buhârâ'ya gönderdiler. Bu talebe uçarak giderken, Bahaüddin Buhârî onun üzerinden tasarrufunu çekti. Talebe uçamaz oldu. Bu hâdise üzerine Bahaüddin Buhârî , "Allah bana talebelerimin gizli açık bütün hâllerini bilmek ve onlar üzerinde tasarruf etme kudreti verdi. Arzu edersem, Allah'ın izniyle talebelerime çeşitli hâller veririm ve yine ellerinden hâllerini alırım. Onları kâbiliyetlerine göre terbiye ederim. Çünkü yetiştirici ve terbiye edici, yetiştirmek istediği kimseye yarayan ve en çok faydası olan şeyi yapar." buyurdu.
Halifenin gömleği
Ömer ibni Abdülaziz, halifeliği zamanında, bir gün minberde, söylevle meşguldü. Minberin yakınında olan, bir grup halk, konuşması esnasında halifenin zaman zaman elini götürüp, gömleğini hareket ettirdiğini görüyorlardı. Bu hareket orada bulunan ve dinleyenlerin dikkatlerini celbetti. Hepsi kendi kendilerine, neden halifenin konuşma esnasında, elini gömleğine götürüp, hareket ettirdiğini soruyorlardı.
Toplantı tamamlanarak sona erdi. Araştırıldıktan sonra belli oldu ki halifenin, kendisinden öncekilerin Beytülmaldan yaptıkları israfı telafi etmek ve müslümanların Beytülmalın gözetlemek için, bir taneden fazla gömleği olmadığı için yeni yıkanmış gömleğini tekrar aynısını giymişti şimdi de, daha çabuk kurusun diye, hareket ettiriyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.