Yoldan çıkanların akıbeti
Lut aleyhisselâm, Semûd kavmine gönderilen bir peygamberdir. Semûd kavmi, Lût gölü civarında yaşamaktaydı. Bu kavim putlara tapıyor, yol kesip soygunculukla geçiniyorlardı. Ahlâksızlığın her türlüsünü yapıyorlardı. Fuhuş, alenî olarak yapılıyor, bu işleri yapmayanlar ayıplanıyordu. Livata çok yaygın bir hâl almıştı. Lût aleyhisseiâm, böyle bir kavmi ıslâh için gönderilmişti. Kavmin ileri gelenlerini toplayıp, onlara buyurdu ki: "Ey insanlar, Allah-ü Teâiâ'dan korkunuz! O'na itâat ediniz! Putlara tapmaktan vazgeçiniz! Sizden önce hiçbir kavmin yapmadığı kötü çirkin işleri bırakınız! Ben Allah-ü Teâlânın gönderdiği peygamberim. Sözlerimi kabul eder, kötü ve çirkin işlerden vazgeçerseniz, dünyada ve âhırette mesut ve huzurlu olacaksınız. Aksi takdirde, dünyada ve âhırette şiddetli azâblara çarptırılırsınız." Semûd kavmi, bu daveti kabul etmedikleri gibi, Lût aleyhisselâma düşman oldular. Lût aleyhisseiâm, bıkıp durmadan yıllarca onlara nasihat etti. Sonunda kavminin ıslâh olacağından ümidini kesince: "Yâ Rabbî, bunlar davetimi kabul etmiyorlar. Kabul etmedikleri gibi, bizi korkuttuğun azabı getir, diyorlar. Bunların üzerine hak ettikleri azabı indir. Beni ve bana tâbi olanları bu azâbdan koru" diye Allah-ü Teâlâ'ya sığınarak üzüntüsünü arz etti. Allah-ü teâlâ buyurdu ki: "Ben Halim'im, bana isyan edenlere cezasını vermekte acele etmem. Takdir ettiğim zaman gelince de bir saat ileri ve geri bırakmam." Azâb etme zamanı gelince, Allah-ü Teâlâ, Cebrail aleyhisseiâm ile oniki meleği Semûd kavmine gönderdi. Melekler, güzel yüzlü delikanlılar şeklinde idiler. Lût aleyhissdâma gelip misafir olmak istediklerini bildirdiler. Lût aleyhisseiâm, kapıyı iyice kilitleyip, hanımına, "Bunlar benim misâfirlerimdir, halkın bunlara bir zarar vermesinden korkuyorum. Bunun için misafirlerin geldiğini kimseye haber verme!" buyurdu. Hanımı, hıyanet edip, herkese, "Evde güzel erkekler var" diye haber verdi. Bunun üzerine, ahlâksız kavim evin etrafına toplandı. Misafirleri istediler. Lût aleyhisseiâm onlara: "Ey kavmim, bunlar benim misâfirlerimdir. Onlara karşı beni mahcûb etmeyin. Allahtan korkun" buyurdu. Fakat, halk nasihattan anlayacak durumda değildi. Kötü isteklerinde ısrar ettiler. Lût aleyhisselâm, sıkılıp daraldı. Bu durumu gören melekler, kendilerini tanıttılar. Sonra: "Ey Lût kapıyı aç ve geri çekil. Korkma ve çekinme, içeri gelsinler" dediler. Halk içeri hücum edince, Cebrail aleyhisselâm onlara gereken cezayı verdi. Yüzleri siyahlaştı, gözleri görmez oldu. Allah-ü teâlâ, Lût aleyhisselâma; esas azabın bu olmadığını bildirirken kendisine inananlarla beraber şehirden çıkmalarını bildirdi. Sabah vakti olunca Cebrail aleyhisselâm, azgın kavrmin bulunduğu şehri göklere çıkartıp, yere bıraktı. Şehirleri yerin dibine batırdı. Lût aleyhisselâmın münafık hanımı ile beraber bütün kavim helak oldu. Sonra o bölgeden pis kokulu siyah bir su çıkıp göl hâline geldi. Bugün bu göl, Lût gölü ismiyle anılmaktadır. Suyu kokuludur. Suyun görünüşü siyahtır. Allah-ü Teâlâya, O'nun peygamberine, dinine inanmayanların, şehvetlerine düşkün olup, isyan edenlerin sonlarının ne olacağını hatırlatan bu göl asırlardır, ibretle durmaktadır.
Lut aleyhisselâm, Semûd kavmine gönderilen bir peygamberdir. Semûd kavmi, Lût gölü civarında yaşamaktaydı. Bu kavim putlara tapıyor, yol kesip soygunculukla geçiniyorlardı. Ahlâksızlığın her türlüsünü yapıyorlardı. Fuhuş, alenî olarak yapılıyor, bu işleri yapmayanlar ayıplanıyordu. Livata çok yaygın bir hâl almıştı. Lût aleyhisseiâm, böyle bir kavmi ıslâh için gönderilmişti. Kavmin ileri gelenlerini toplayıp, onlara buyurdu ki: "Ey insanlar, Allah-ü Teâiâ'dan korkunuz! O'na itâat ediniz! Putlara tapmaktan vazgeçiniz! Sizden önce hiçbir kavmin yapmadığı kötü çirkin işleri bırakınız! Ben Allah-ü Teâlânın gönderdiği peygamberim. Sözlerimi kabul eder, kötü ve çirkin işlerden vazgeçerseniz, dünyada ve âhırette mesut ve huzurlu olacaksınız. Aksi takdirde, dünyada ve âhırette şiddetli azâblara çarptırılırsınız." Semûd kavmi, bu daveti kabul etmedikleri gibi, Lût aleyhisselâma düşman oldular. Lût aleyhisseiâm, bıkıp durmadan yıllarca onlara nasihat etti. Sonunda kavminin ıslâh olacağından ümidini kesince: "Yâ Rabbî, bunlar davetimi kabul etmiyorlar. Kabul etmedikleri gibi, bizi korkuttuğun azabı getir, diyorlar. Bunların üzerine hak ettikleri azabı indir. Beni ve bana tâbi olanları bu azâbdan koru" diye Allah-ü Teâlâ'ya sığınarak üzüntüsünü arz etti. Allah-ü teâlâ buyurdu ki: "Ben Halim'im, bana isyan edenlere cezasını vermekte acele etmem. Takdir ettiğim zaman gelince de bir saat ileri ve geri bırakmam." Azâb etme zamanı gelince, Allah-ü Teâlâ, Cebrail aleyhisseiâm ile oniki meleği Semûd kavmine gönderdi. Melekler, güzel yüzlü delikanlılar şeklinde idiler. Lût aleyhissdâma gelip misafir olmak istediklerini bildirdiler. Lût aleyhisseiâm, kapıyı iyice kilitleyip, hanımına, "Bunlar benim misâfirlerimdir, halkın bunlara bir zarar vermesinden korkuyorum. Bunun için misafirlerin geldiğini kimseye haber verme!" buyurdu. Hanımı, hıyanet edip, herkese, "Evde güzel erkekler var" diye haber verdi. Bunun üzerine, ahlâksız kavim evin etrafına toplandı. Misafirleri istediler. Lût aleyhisseiâm onlara: "Ey kavmim, bunlar benim misâfirlerimdir. Onlara karşı beni mahcûb etmeyin. Allahtan korkun" buyurdu. Fakat, halk nasihattan anlayacak durumda değildi. Kötü isteklerinde ısrar ettiler. Lût aleyhisselâm, sıkılıp daraldı. Bu durumu gören melekler, kendilerini tanıttılar. Sonra: "Ey Lût kapıyı aç ve geri çekil. Korkma ve çekinme, içeri gelsinler" dediler. Halk içeri hücum edince, Cebrail aleyhisselâm onlara gereken cezayı verdi. Yüzleri siyahlaştı, gözleri görmez oldu. Allah-ü teâlâ, Lût aleyhisselâma; esas azabın bu olmadığını bildirirken kendisine inananlarla beraber şehirden çıkmalarını bildirdi. Sabah vakti olunca Cebrail aleyhisselâm, azgın kavrmin bulunduğu şehri göklere çıkartıp, yere bıraktı. Şehirleri yerin dibine batırdı. Lût aleyhisselâmın münafık hanımı ile beraber bütün kavim helak oldu. Sonra o bölgeden pis kokulu siyah bir su çıkıp göl hâline geldi. Bugün bu göl, Lût gölü ismiyle anılmaktadır. Suyu kokuludur. Suyun görünüşü siyahtır. Allah-ü Teâlâya, O'nun peygamberine, dinine inanmayanların, şehvetlerine düşkün olup, isyan edenlerin sonlarının ne olacağını hatırlatan bu göl asırlardır, ibretle durmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.