Hangisi daha ağır?
Ebu'l-Vefa Hazretleri'ne, bir gün
- Şehrimize, şu kadar ağırlık kaldıran, şu kadar ağır yük taşıyan birisi geldi, diye bahsedilmişti.
Ebu'l-Vefa Hazretleri, bu sözü söyleyen talebelerine, şu mânidar karşılığı verdiler:
- O ağır yükleri kaldırmak kolay, fakat şu abdest ibriğini taşımak ondan çok daha zordur.
Gerçekten de bu söz, ibretli bir cevaptır. Ağır taş kaldırmada, ağır yük taşımada nefsin hazzı vardır. "Ne güçlü, ne kuvvetli adam" denilmesi, o kişiye lezzet ve zevk verir. Onun için, nefse kolay gelir.
Ama abdest ibriğini taşımakta, nefsin hazzı ve lezzeti yoktur. Bilakis nefse muhalefet vardır. Bu yüzden de, o hafif ibrik, nefse, o ağır yüklerden yüklerden daha zor ve ağır gelir.
Önce nefsine nasihat
Ebüssuud bin Ebu'l-Aşair, "Önce nefsine nasihat et" düsturuna inanmıştı. Bu sebepten şöyle derdi:
- Nefsine nasihat etmeyen kimse, başkasına nasihat edemez.
Yine şöyle derdi:
- Kendini aldatan kimsenin, seni de aldatmasından kork. Emin olma.
İstiğfar konusunda da şöyle derdi:
- Allahü Teâlâ'ya kusurumdan ötürü devamlı istiğfar ederim. Hem de her ibadette. Sayısını mı soracaksınız? Alıp verdiğim nefesler adedince...
Sarayda iftar
Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül'e tembih etti:
-Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et.
Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül, 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi.
Harun Reşid şaşırdı:
-Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin...
-Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz...
Ebu'l-Vefa Hazretleri'ne, bir gün
- Şehrimize, şu kadar ağırlık kaldıran, şu kadar ağır yük taşıyan birisi geldi, diye bahsedilmişti.
Ebu'l-Vefa Hazretleri, bu sözü söyleyen talebelerine, şu mânidar karşılığı verdiler:
- O ağır yükleri kaldırmak kolay, fakat şu abdest ibriğini taşımak ondan çok daha zordur.
Gerçekten de bu söz, ibretli bir cevaptır. Ağır taş kaldırmada, ağır yük taşımada nefsin hazzı vardır. "Ne güçlü, ne kuvvetli adam" denilmesi, o kişiye lezzet ve zevk verir. Onun için, nefse kolay gelir.
Ama abdest ibriğini taşımakta, nefsin hazzı ve lezzeti yoktur. Bilakis nefse muhalefet vardır. Bu yüzden de, o hafif ibrik, nefse, o ağır yüklerden yüklerden daha zor ve ağır gelir.
Önce nefsine nasihat
Ebüssuud bin Ebu'l-Aşair, "Önce nefsine nasihat et" düsturuna inanmıştı. Bu sebepten şöyle derdi:
- Nefsine nasihat etmeyen kimse, başkasına nasihat edemez.
Yine şöyle derdi:
- Kendini aldatan kimsenin, seni de aldatmasından kork. Emin olma.
İstiğfar konusunda da şöyle derdi:
- Allahü Teâlâ'ya kusurumdan ötürü devamlı istiğfar ederim. Hem de her ibadette. Sayısını mı soracaksınız? Alıp verdiğim nefesler adedince...
Sarayda iftar
Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül'e tembih etti:
-Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et.
Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül, 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi.
Harun Reşid şaşırdı:
-Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin...
-Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.