"Yeniden yeşereceği, gövdesinden filizler fışkıracağı, sona erdi sanılan bir ağaç değil mi Kırımlılar?Ulusça bağımsızlıklarını yitirdikleri günden başlayarak, ağacın dalı budağı kesilmedik bir devre geçmedi. Yine de taze filizler fışkırdı gövdesinden. Filizler kalınlaşıp dal budak olmasına zaman kalmadan, tekrar kesildiler.
Gövde yeniden filizlendi. Sonunda kökünden kesilip uzak, ıssız ve kısır bir toprağa atıldı.
Orda da yeni filizler fışkırdı gövdeden; filizler dal oldu; dallar uzadı uzadı, ağacın bin yıl önce dikildiği toprağa ulaştılar." (Cengiz Dağcı, Vatan Kırım)
18 Mayıs 1944, Kırım Tatar Türklerinin tarihinde kara bir gün olarak yerini almıştır. Bu tarih, Sovyetler Birliği'nin lideri Josef Stalin'in emriyle, Kırım'da yaşayan Tatar Türklerinin topluca sürgün edilmelerine tanık olmuştur. Bu sürgün, sadece birkaç gün içinde gerçekleştirilmiş hatta evlerine zorla girilen Tatarlara 15 dakika gibi bir süre verilerek yanlarına hiçbir şey almamalarını sağlamışlardır ve yaklaşık 400.000 Kırım Tatarı, anavatanlarından zorla uzaklaştırılarak Orta Asya'ya, özellikle de bugünkü Özbekistan'a zorla göç ettirilmiştir.
Bu sürgün, Kırım Tatarlarının nüfusunun büyük bir kısmının hayatını kaybetmesine yol açmış, yaşam koşullarının ağırlığı altında kalan birçok yaşlı ve çocuk hastalık ve açlıktan ölmüştür.
Sürgün, Kırım Tatar Türklerinin kültürü, kimliği ve tarihinde derin yaralar açmıştır. Aileler parçalanmış, binlerce insan kendi topraklarında, evlerinde olmanın verdiği huzuru bir daha asla yaşayamamıştır. Sürgünden sağ kurtulanlar için de Orta Asya'da yeni bir hayat kurmak, sayısız zorlukla dolu bir mücadele olmuştur. Kırım Tatarları, sürgün edildikleri yerlerde de ayrımcılığa ve zorluklara maruz kalmış, sosyal ve ekonomik hayatta birçok engelle karşılaşmışlardır.
Ancak, Kırım Tatar Türkleri, tüm bu zorluklara rağmen kimliklerini, dilini ve kültürünü korumayı başarmışlardır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, birçok Kırım Tatarı anavatanlarına dönmeye başlamış, ancak bu dönüş de yeni mücadeleler getirmiştir.
2021 yılında gittiğim Rusya Rostov da tanıştığım bir Ahıska Türkünün çok güzel Türkçe konuşması beni oldukça şaşırtmıştı. Ahıska Türkleri de yine 1944 yılında Kırım Türkleri gibi sürgüne gönderilmişti, Rus askerleri, Ahıska Türklerini göçe zorlanmalarının sebebi olarak da, Ahıska Türklerini Türkiye'den gelebilecek saldırılara karşı cepheden uzağa taşıyoruz demeleri olmuştu. Tabi ki asıl amaç bu değildi Türkler ile bir cephe açılırsa Ahıskalıların Türkler ile bir olup savaşa dahil olmalarını engellemek için yüzbinlerce insanı kışın ortasında ana yurtlarından koparmış ve bir çoğunun bu soğuk sürgün günlerinde ölmesine vesile olmuştu.
Kırımı yüzde yüz Slavlaştırmak isteyen Sovyet ordusu Arabat bölgesinde yaşayan Tatar halkını unutmuştu, sonrasında Tatar yetkililerinin açıkladığına göre 500'e yakın Tatar Türkü'nü bir gemiye bindirip Karadeniz'i sularında azal denizi açıklarında gemiyi batırarak büyük bir faciaya sebep olmuşlardı. 20 Temmuz 1949'daki bu olayda kurtulan bir kişi dahi olmamıştı.
Bu deniz faciasında ölen insanların cesetlerinin yok edilmesiyle görevlendirilenlerden biri olan Mihail Blogin yıllar sonra yapacağı itirafında şunları anlattı:
'Bizleri Kamyonlarla Azak Denizi kıyısına getirdiler, Hendek kazımı ile meşgul buldozerleri görüyorduk. Kıyıya yaklaştığımızda gördüğümüz manzara bizleri dehşete düşürmüştü. İnsan cesetleri ile dolu sahilde, adım atacak yer yoktu ve halen denizde olan cesetler de suyun üzerinde yüzüyordu. Evladına sımsıkı sarılmış olarak gördüğüm genç bir annenin cesedinin görüntüsünü hafızamdan hiç silemedim. Arkadaşımla onları ayırmaya çalışsak da başaramadık, sonunda ikisini beraber hendeğe atmaya karar verdik.'
Bugün, Kırım Tatar Türkleri, tarihlerindeki bu acı anıyı unutmadan, hakkaniyet ve eşitlik mücadelesini sürdürmektedirler. 18 Mayıs, Kırım Tatarları tarafından sürgünün anıldığı ve yaşanan acıların hatırlatıldığı bir gün olarak hafızalarda yer etmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Atakan Akbal / diğer yazıları
- Radyo tiyatroları / 10.06.2024
- Gelgit enerji kaynakları / 03.06.2024
- Türkiye'm… “Gaziantep” / 27.05.2024
- Kırım sürgünü... / 20.05.2024
- Kırım sürgünü... / 20.05.2024
- Üç Civan... / 16.05.2024
- Karanın içinden bakan beyaz canlar / 13.05.2024
- Washington Büyükelçisi ‘Ahmet Rüstem Bey’ / 06.05.2024
- Türkiye'm... “Mardin” / 29.04.2024
- Türkiye’m... “Elazığ” / 22.04.2024
- Gelgit enerji kaynakları / 03.06.2024
- Türkiye'm… “Gaziantep” / 27.05.2024
- Kırım sürgünü... / 20.05.2024
- Kırım sürgünü... / 20.05.2024
- Üç Civan... / 16.05.2024
- Karanın içinden bakan beyaz canlar / 13.05.2024
- Washington Büyükelçisi ‘Ahmet Rüstem Bey’ / 06.05.2024
- Türkiye'm... “Mardin” / 29.04.2024
- Türkiye’m... “Elazığ” / 22.04.2024