Artık yazmaktan ve söylemekten, beyinlerimiz ve dillerimizde, yazılanları okumaktan gözlerimizde, söylenenleri dinlemekten kulaklarımızda, olacakları düşündükçe de uykularımızda hayır kalmadı.
Pek çoğumuzun rüyalarına kadar girdiniz tebrikler. Ne kadar insan haklarına saygılı olduğunuzu ispatlamak üzeresiniz. Demek ki, komşunuzda çiğnenen insan haklarına sessiz kalamazmışsınız. Aslı yok ya, diyelim ki, komşuda bu mevcut. Buna nasıl mani olacaksınız? Bosna’da Afganistan’da Irak’ta, Somali’de Libya’da Mısır’da, Yemen’de, olduğunuz gibi, buralara getirilen demokrasilere destek olarak mı? Bush’tan daha fazla Bush, Obama’dan daha fazla Obamacı olarak mı? Denediniz. Memnun musunuz?
Bu sorunun cevabını artık herkes biliyor. İşte bu nedenle milletin haddi aşanlara artık durun deme zamanı çoktan gelmiş geçmektedir. Kendi ülkende insan hakkı bırakmadığın halde komşunda bu işi üstlenmek ne mümkün.
Ülkende, işsizliği mi hallettin?
Ülkenin ekonomisini mi düzelttin?
Bayrağına mı sahip çıktın?
Toprağına mı, madenine, suyuna, bankasına, fabrikasına mı?
Açlık sınırının altında dürüstçe hayatını sürdürme çabasında olan halkının imanına mı sahip çıktın?
Sokak ortasında suçunun ne olduğunu bilemeyen, ya da bilen insanların korumalardan veya görevlilerden dayak yemesine mi son verdiniz?
Seçtiği insanlardan soru sorma hakkı olarak, sesi çıkan vatandaşı, karga tulumba hapsedilen ve hırpalanan ülkenizde, buna çare mi buldunuz?
Demokratik diktaya son mu verdiniz?
Saydıklarım insan haklarının temelleridir. Yazmağa devam etmenin gereği yok. Bunlardan biri bile sizi uyarmaya yeterlidir. Bir Atasözü vardır bilirsiniz, “Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider her yere.” Sen ülke olarak kendi problemlerini çöz. Ülkede barışı sağla eşitliği sağla yargını düzelt, orduna değer ver. Kraldan fazla kralcı olarak, ileriye fırlayıp, sonra geri adım atarak insanını aşağılatma. Millet olarak atamızın “Yurtta sulh cihanda sulh ilkesini” asla unutmayalım. Ve hayallere kapılmayalım. Kırmızı çizgilerine bile sahip çıkamayanların, yeni çizgileri ciddiye asla alınamaz.
Suriye’ye hiçbir şekilde demokrasi denilen saçmalığı getirmeniz mümkün olmayacaktır. Karşıda Suriye, Rusya, Çin ve İran var. Hem de hiç şüpheniz olmasın, Amerika bile yanınızda olmaz, olmayacaktır.
Son günlerde Alevi Sünni tartışmalarını gündeme yoğun olarak getirmeniz. İslam’ın temeli olan değerlere saldırılara göz yummanız, Ehlibeyt aşığı Müslümanları, aşağılama gayretleriniz, ancak sizin inançlarınızın haçlı bağlantısının açığa çıkmasına yaramıştır. Bu millet Ehl-i Beyt sempozyumu ve Prof. Dr. Haydar Baş’ın onlarca eseri ile İslam’ın temelinin Ehl-i Beyt inancı olduğunda birleşmiştir. Müslümanları asla ayıramazsınız. Müslüman’ı, Müslüman’a, Haçlılarla birleşip kırdıramazsınız.
NOT: Burada karşıma aldıklarım, kişiler veya siyasiler değil, Suriye’ye insan hakları bahanesi ile müdahaleyi düşünen olması için devamlı çırpınan, Haçlı taraftarları ve din düşmanlarıdır.
Pek çoğumuzun rüyalarına kadar girdiniz tebrikler. Ne kadar insan haklarına saygılı olduğunuzu ispatlamak üzeresiniz. Demek ki, komşunuzda çiğnenen insan haklarına sessiz kalamazmışsınız. Aslı yok ya, diyelim ki, komşuda bu mevcut. Buna nasıl mani olacaksınız? Bosna’da Afganistan’da Irak’ta, Somali’de Libya’da Mısır’da, Yemen’de, olduğunuz gibi, buralara getirilen demokrasilere destek olarak mı? Bush’tan daha fazla Bush, Obama’dan daha fazla Obamacı olarak mı? Denediniz. Memnun musunuz?
Bu sorunun cevabını artık herkes biliyor. İşte bu nedenle milletin haddi aşanlara artık durun deme zamanı çoktan gelmiş geçmektedir. Kendi ülkende insan hakkı bırakmadığın halde komşunda bu işi üstlenmek ne mümkün.
Ülkende, işsizliği mi hallettin?
Ülkenin ekonomisini mi düzelttin?
Bayrağına mı sahip çıktın?
Toprağına mı, madenine, suyuna, bankasına, fabrikasına mı?
Açlık sınırının altında dürüstçe hayatını sürdürme çabasında olan halkının imanına mı sahip çıktın?
Sokak ortasında suçunun ne olduğunu bilemeyen, ya da bilen insanların korumalardan veya görevlilerden dayak yemesine mi son verdiniz?
Seçtiği insanlardan soru sorma hakkı olarak, sesi çıkan vatandaşı, karga tulumba hapsedilen ve hırpalanan ülkenizde, buna çare mi buldunuz?
Demokratik diktaya son mu verdiniz?
Saydıklarım insan haklarının temelleridir. Yazmağa devam etmenin gereği yok. Bunlardan biri bile sizi uyarmaya yeterlidir. Bir Atasözü vardır bilirsiniz, “Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider her yere.” Sen ülke olarak kendi problemlerini çöz. Ülkede barışı sağla eşitliği sağla yargını düzelt, orduna değer ver. Kraldan fazla kralcı olarak, ileriye fırlayıp, sonra geri adım atarak insanını aşağılatma. Millet olarak atamızın “Yurtta sulh cihanda sulh ilkesini” asla unutmayalım. Ve hayallere kapılmayalım. Kırmızı çizgilerine bile sahip çıkamayanların, yeni çizgileri ciddiye asla alınamaz.
Suriye’ye hiçbir şekilde demokrasi denilen saçmalığı getirmeniz mümkün olmayacaktır. Karşıda Suriye, Rusya, Çin ve İran var. Hem de hiç şüpheniz olmasın, Amerika bile yanınızda olmaz, olmayacaktır.
Son günlerde Alevi Sünni tartışmalarını gündeme yoğun olarak getirmeniz. İslam’ın temeli olan değerlere saldırılara göz yummanız, Ehlibeyt aşığı Müslümanları, aşağılama gayretleriniz, ancak sizin inançlarınızın haçlı bağlantısının açığa çıkmasına yaramıştır. Bu millet Ehl-i Beyt sempozyumu ve Prof. Dr. Haydar Baş’ın onlarca eseri ile İslam’ın temelinin Ehl-i Beyt inancı olduğunda birleşmiştir. Müslümanları asla ayıramazsınız. Müslüman’ı, Müslüman’a, Haçlılarla birleşip kırdıramazsınız.
NOT: Burada karşıma aldıklarım, kişiler veya siyasiler değil, Suriye’ye insan hakları bahanesi ile müdahaleyi düşünen olması için devamlı çırpınan, Haçlı taraftarları ve din düşmanlarıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017