Haklı olarak tüm Türkiye, 23 Ekim Pazar gününden itibaren Van'daki deprem felaketine kilitlendi.Van-Erciş depremi ile bir kez daha gördük ki ülke olarak, ülkeyi idare edenler olarak depremle yaşamaya bir türlü alışamamışız.Deprem oluyor, toz-duman çekilene kadar, yaralar kabuk bağlayana kadar, acılar biraz unutulana kadar "ah-vah" ediyoruz, ondan sonra herkes işine...Bir daha her hangi bir yerde deprem olana kadar gaflet uykusuna devam. Vatandaş gaflete dalabilir, bizzat yaşadığı acıları unutup yasakları delerek yasak yapılaşmaya çalışabilir ama devletin uyumaya hakkı yoktur, unutmaya ve unutturmaya hakkı yoktur.Milletin idaresini üzerine almış olan yöneticiler, ister merkezi hükümet olsun ister yerel yönetimler olsun hiç birinin gaflete düşme lüksü yoktur, olmaması gerekir.İşte deprem olduğu zaman yıkılan binalar iktidarın üzerine yıkılıyor, enkazın altında kalan canlarla beraber iktidar da enkazın altında kalıyor ve hayatta kalanların acıları, dertleri, ihtiyaçları da yine yöneticilerin ve iktidarın boynuna biniyor.Bütün bu sebeplerden dolayıdır ki, milletin idaresine talip olmak, kentlerin, kasabaların yönetimlerine talip olmak ciddi bir iştir, bilgi ister, beceri ister, birikim ve sorumluluk ister.Merkez üssü Erciş olamk üzere Van ilimizde yaşanan deprem fealketi, yerel yönetimlerin ve merkezi hükumetin hazırlıksız yakalanması, depremden sonraki elinin-ayağının bir birine dolaşmış hali felaketi ve acıları maalesef kat kat katladı.Türkiye'nin dört bir yanından deprem bölgesine yardım yağıyor, çadır yağıyor fakat felaketi yaşayan halka bir türlü ulaşmıyor, ulaşamıyor.İktidarın başı ve ilgili bakanları çeteleri suçluyor, terör örgütünün yardımları gasbettiğini dile getiriyor ve sorumluluktan kurtulmaya çalışıyorlar. Bölgede eğer her hangi bir çete varsa, terör örgütü yardımların yönünü başka tarafa çeviriyorsa siz kimsiniz, siz necisiniz arkadaş? Sırası gelende; "biz dernek değil devlet yönetiyoruz" diyen siz değil misiniz?Depremi fırsat belleyip yardım malzamelerine el koyan alçak çapulculara hadddini kimler bildirecek? Gaspettikleri çadırları ellerinden alıp asıl ihtiyaç sahiplerine kim verecek?Konu ile ilgili bir yazısında sayın Bekir Coşkun; "depremin yaralarını iktidar sarması gerekirken, deprem iktidarın açtığı yaraları sarıyor" diyerek çok önemli bir tespitte bulundu. Gerçekten iktidar, açılım masalları ile toplumu bölünmenin başına getirmişken deprem vesilesi ile yetmiş beş milyon tek vücut oldu ve deprem yaralarını sarmaya çalışıyor. Ülkeyi yönetenlerin bu durumdan dersler çıkarmasını umut ediyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025