Soru ile başlayalım; Cübbeli acaba Mahmut Hoca’nın (Ustaosmanoğlu) tahtına mı oynuyor? Çünkü Cübbeli’nin, Mahmut Hoca’nın yeğeni ile kavgası medyaya yansımıştı. Hatta bu konuda haber yapan Taraf gazetesi muhabirlerini çağırmış ve tehdit etmişti. Sonra aşağıda kendi kaynaklarından anlatacağım icraatlar ile hocasına ters düşmüş ama her seferinde de hocasından habersiz hiçbir icraat ve söyleminin olmadığını ifade etmişti.
Mesela…
10 Haziran 2011 tarihinde yani geçen seçimlerden önce İsmailağa Dergâhı’nın resmi internet sitesinde, “İsmailağa Cemaati hangi partiye oy verecek?” şeklinde bir açıklama yapılmıştı. Hükümeti, Erdoğan’ı kızdıracak bir açıklamaydı bu.
“Bazı yoldaşlarımızın, kardeşlerimizin oy vereceği partiyi açıkça ilan etmeleri değerli vatandaşlarımızı, cemaatimizin hangi partiye oy vereceği hususunda meraka yöneltmiş, tam ve kesin bir bilgi arayışına itmiştir.
4 yıldır Hıristiyan ve Yahudilerle oturup kalkanlar (AKP iktidarı), onları mekânlarında ziyaret edenler, seçim yaklaştığında İslami cemaatleri hatırlamışlar, yüz çevirmeleri ile de büyük bir endişe ve korkuya kapılmışlardır.
Müslümanların, Ramazan ayında verdikleri iftar yemeğine (dinimizce) cenabet gezen gayri müslim, haham, papaz ve rahipler davet ederken, ülkemizde milyonlarca destekçisi bulunan İslami cemaatlerin bir üyesini, o cemaati temsilen davet etmemişler, besmele ile kilise açarken, camide ayine izin vermişlerdir.”
Diye devam eden açıklamada Erdoğan ve hükümetinin…
“Dinler arası diyalogda en büyük felaket olan Hıristiyan ve Yahudilere cennetten parsel dağıtımının resmi ayağını kurarken (en azından diyanetin sessiz kalması bile bunların ekmeğine yağ sürmektir), medeniyetler ittifakı deyip İslam’ı diğer muharref dinlerle bir tutmuş, aynı bahçeye koymuşlardır.
Üçüncü dönemlerinde casus yetiştiren “ruhban okulu” açılacak ve faaliyete geçecektir. İddialara göre bu sebeple Sayın Bartholomeos il il gezip Hıristiyanlardan, hükümet lehine oy toplamaya çalışmaktadır…
… Zina suç sayılmaktan çıkmış, fuhuş evlerinin devlet eliyle işletilmesine son verilecek yerde “getirisi çok olduğu için” fuhuş evi açılımı devam etmektedir.
Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı, Ermeni açılımı, Hıristiyan açılımı, şarkıcı açılımı şu alçımı, bu açılımı yapılırken Müslümanlar lehine tek bir şey dahi yapılmamış, azınlık dediğimiz gayri müslimler abad edilirken çoğunluk olan Müslümanlar (ne de olsa elimizde denilerek) itilmiş ve yok sayılmıştır…” gibi bizlerin yıllardır anlattığımız AKP gerçeklerine dem vurulmuş ve sonuç şu şekilde bağlanmıştı;
“Ne yapalım? Müftü olmak isteyen ilahiyatçıların yaptığı gibi evimizin etrafını hükümet bayrakları ile mi donatalım?
“Bu parti gelmesinde din düşmanı parti mi gelsin?” diyorlar. Bunu söyleyenlerinde dinle alakası yok zaten. Olsaydı bu gerçekleri görürlerdi…” (tam metin için www.ismailaga.info adresine bakabilirsiniz)
Tabi bu açıklamalar gerçek olsa da Erdoğan ve hükümeti için yenilir ve yutulur cinsten değildi. Erdoğan ile Cübbeli’nin Hocası karşı karşıya getirilmişti. Kim tarafından? Cübbeli tarafında. Haliyle ifade ettiği doğruları yalanlamak, gerçeği örtme görevi de hem cemaatin hem de Cübbeli’nindi. Öylede yaptılar…
“Seçim yaklaşması dolayısı ile Saadet partisine mensup kardeşlerimiz oy toplayabilme veya başka dünyevi menfaatler uğruna Efendi Hazretleri’nden nemalanmaya kalkıştılar. Efendi Hz.leri “AKP’ye oy vermeyin buyurdu” diyerek, Efendi Hz.lerini bu seviyesiz ve İslam’la bir alakası olmayan politik çekişmelerin içine çekerek iftira atma cüretinde bulundular. Halbuki Efendi Hz.den böyle bir söz sadır olmamıştır.
Efendi Hz.miz umreden döner dönmez bu olaya el atmış ve kendisine yöneltilen iftiralara cevap vermiştir. Cübbeli Ahmet’i çağırıp;
“Hükümete destek olacağız. Tayyib’in oradan inmemesi lazım” buyuruyor. Bunun birçok şahidi var, biz iki tanesini vermekle iktifa edeceğiz. Bu olayın baş şahitlerinden bir tanesi umredeki videoda hükümet partisine oy vermeyin şeklinde konuşan Muhammed Keskin diğeri ise Cübbeli Ahmet’tir.
Sonra Efendi Hz.den bu talimatı alan Cübbeli Ahmet bu olayın hemen akabinde Flash TV ye çıktığında “Efendi Hz. oyların boşa gitmesini istemez,1983 ve 1988 de rahmetli Erbakan’ın Meclis’e giremeyeceği kesin olduğu için Erbakan’a oy vermedi, bari oylar boşa gitmesin diye Özal’a oy verdi” diye anlattı.
… Saadet partisinin barajı aşamayacağı kesin olduğuna göre Cübbeli Ahmet, 1988 deki olayı anlatmakla “Saadete oy vermeyin, oylar boşa gider. Ak partiye oy verin” demek istiyor.
Saadet partililerin zaman zaman “Bu hükümete oy vermek günaha ortak olmaktır. Bu hükümet zinayı bile serbest etti” iftirasını atarak, AKP ye oy verilmemesi gerektiğini söylüyorlar ama Cübbeli Ahmet hoca efendi bu iddiaya da Flash TV ekranlarında cevap verdi ve bu iddiayı reddetti. (iftiralar.org)
Anlaşılacağı üzere malum kişiler ve temsil ettikleri anlayış, inançları adına vurguladıkları doğrulardan bir anda vazgeçip Erdoğan ve partisine yaranma gayretine girmişlerdir. Dün iddia ettiklerini bugün yalanlamış. Dün hak dediklerine bugün batıl demişlerdir. Bu duruşun sosyal ve manevi tarifini yapmak istersek, adına ne koyarız? (devam edecek)
Mesela…
10 Haziran 2011 tarihinde yani geçen seçimlerden önce İsmailağa Dergâhı’nın resmi internet sitesinde, “İsmailağa Cemaati hangi partiye oy verecek?” şeklinde bir açıklama yapılmıştı. Hükümeti, Erdoğan’ı kızdıracak bir açıklamaydı bu.
“Bazı yoldaşlarımızın, kardeşlerimizin oy vereceği partiyi açıkça ilan etmeleri değerli vatandaşlarımızı, cemaatimizin hangi partiye oy vereceği hususunda meraka yöneltmiş, tam ve kesin bir bilgi arayışına itmiştir.
4 yıldır Hıristiyan ve Yahudilerle oturup kalkanlar (AKP iktidarı), onları mekânlarında ziyaret edenler, seçim yaklaştığında İslami cemaatleri hatırlamışlar, yüz çevirmeleri ile de büyük bir endişe ve korkuya kapılmışlardır.
Müslümanların, Ramazan ayında verdikleri iftar yemeğine (dinimizce) cenabet gezen gayri müslim, haham, papaz ve rahipler davet ederken, ülkemizde milyonlarca destekçisi bulunan İslami cemaatlerin bir üyesini, o cemaati temsilen davet etmemişler, besmele ile kilise açarken, camide ayine izin vermişlerdir.”
Diye devam eden açıklamada Erdoğan ve hükümetinin…
“Dinler arası diyalogda en büyük felaket olan Hıristiyan ve Yahudilere cennetten parsel dağıtımının resmi ayağını kurarken (en azından diyanetin sessiz kalması bile bunların ekmeğine yağ sürmektir), medeniyetler ittifakı deyip İslam’ı diğer muharref dinlerle bir tutmuş, aynı bahçeye koymuşlardır.
Üçüncü dönemlerinde casus yetiştiren “ruhban okulu” açılacak ve faaliyete geçecektir. İddialara göre bu sebeple Sayın Bartholomeos il il gezip Hıristiyanlardan, hükümet lehine oy toplamaya çalışmaktadır…
… Zina suç sayılmaktan çıkmış, fuhuş evlerinin devlet eliyle işletilmesine son verilecek yerde “getirisi çok olduğu için” fuhuş evi açılımı devam etmektedir.
Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı, Ermeni açılımı, Hıristiyan açılımı, şarkıcı açılımı şu alçımı, bu açılımı yapılırken Müslümanlar lehine tek bir şey dahi yapılmamış, azınlık dediğimiz gayri müslimler abad edilirken çoğunluk olan Müslümanlar (ne de olsa elimizde denilerek) itilmiş ve yok sayılmıştır…” gibi bizlerin yıllardır anlattığımız AKP gerçeklerine dem vurulmuş ve sonuç şu şekilde bağlanmıştı;
“Ne yapalım? Müftü olmak isteyen ilahiyatçıların yaptığı gibi evimizin etrafını hükümet bayrakları ile mi donatalım?
“Bu parti gelmesinde din düşmanı parti mi gelsin?” diyorlar. Bunu söyleyenlerinde dinle alakası yok zaten. Olsaydı bu gerçekleri görürlerdi…” (tam metin için www.ismailaga.info adresine bakabilirsiniz)
Tabi bu açıklamalar gerçek olsa da Erdoğan ve hükümeti için yenilir ve yutulur cinsten değildi. Erdoğan ile Cübbeli’nin Hocası karşı karşıya getirilmişti. Kim tarafından? Cübbeli tarafında. Haliyle ifade ettiği doğruları yalanlamak, gerçeği örtme görevi de hem cemaatin hem de Cübbeli’nindi. Öylede yaptılar…
“Seçim yaklaşması dolayısı ile Saadet partisine mensup kardeşlerimiz oy toplayabilme veya başka dünyevi menfaatler uğruna Efendi Hazretleri’nden nemalanmaya kalkıştılar. Efendi Hz.leri “AKP’ye oy vermeyin buyurdu” diyerek, Efendi Hz.lerini bu seviyesiz ve İslam’la bir alakası olmayan politik çekişmelerin içine çekerek iftira atma cüretinde bulundular. Halbuki Efendi Hz.den böyle bir söz sadır olmamıştır.
Efendi Hz.miz umreden döner dönmez bu olaya el atmış ve kendisine yöneltilen iftiralara cevap vermiştir. Cübbeli Ahmet’i çağırıp;
“Hükümete destek olacağız. Tayyib’in oradan inmemesi lazım” buyuruyor. Bunun birçok şahidi var, biz iki tanesini vermekle iktifa edeceğiz. Bu olayın baş şahitlerinden bir tanesi umredeki videoda hükümet partisine oy vermeyin şeklinde konuşan Muhammed Keskin diğeri ise Cübbeli Ahmet’tir.
Sonra Efendi Hz.den bu talimatı alan Cübbeli Ahmet bu olayın hemen akabinde Flash TV ye çıktığında “Efendi Hz. oyların boşa gitmesini istemez,1983 ve 1988 de rahmetli Erbakan’ın Meclis’e giremeyeceği kesin olduğu için Erbakan’a oy vermedi, bari oylar boşa gitmesin diye Özal’a oy verdi” diye anlattı.
… Saadet partisinin barajı aşamayacağı kesin olduğuna göre Cübbeli Ahmet, 1988 deki olayı anlatmakla “Saadete oy vermeyin, oylar boşa gider. Ak partiye oy verin” demek istiyor.
Saadet partililerin zaman zaman “Bu hükümete oy vermek günaha ortak olmaktır. Bu hükümet zinayı bile serbest etti” iftirasını atarak, AKP ye oy verilmemesi gerektiğini söylüyorlar ama Cübbeli Ahmet hoca efendi bu iddiaya da Flash TV ekranlarında cevap verdi ve bu iddiayı reddetti. (iftiralar.org)
Anlaşılacağı üzere malum kişiler ve temsil ettikleri anlayış, inançları adına vurguladıkları doğrulardan bir anda vazgeçip Erdoğan ve partisine yaranma gayretine girmişlerdir. Dün iddia ettiklerini bugün yalanlamış. Dün hak dediklerine bugün batıl demişlerdir. Bu duruşun sosyal ve manevi tarifini yapmak istersek, adına ne koyarız? (devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025