İnsanlık yaratıldığı andan itibaren, Rabbi ile kendi nefsinin tercihleri arasında git geller yaşamıştır. Ne zaman onu yoktan var eden kudret sahibi Rabbinin tercihine boyun eğmiş, emirlerini yerine getirmiş, mutlu olmuş, güçlü olmuş; nefsinin tercihlerine boyun eğdiği zamanlarda da başta doğru bir tercih yaptığını zannetse de kısmi mutluluklar elde etse de sonunda hüsrana uğramıştır. Burada şu soru karşımıza çıkıyor: Kimi memnun edeceğiz? Vereceğimiz cevap elbette Rabbimizi memnun etmek olacaktır. Gerek ferdi gerek toplumsal yapacağımız bütün işleri bu ölçüyle yaparsak eğer, sonunda mutlu ve kârlı çıkan biz oluruz. Aksi halde, mutsuz ve başarısız oluruz. Yüce Rabbimiz kendi rızasını tercih edenleri müjdelemiştir: "Allah'ın rızasını aramak, kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda sabit kılmak için mallarını Allah yolunda harcayanların hâli ise, bir tepedeki güzel bir bahçenin hâline benzer ki, ona kuvvetli bir sağanak düşmüş de yemişlerini iki kat vermiştir. Böyle bir bahçeye yağmur düşmese bile mutlaka bir çisenti vardır. Allah, yaptıklarınızı görür." (Bakara, 265) "Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!" (Al-i İmran, 162) Çoğu zaman insanlar nefislerini tercih ederek, Allah'ı değil de Allah'a rağmen başkalarını hoşnut etmeye kalkışmışlar. Haksız olduğunu dahi bilseler geçici dünya menfaatine aldanmışlar. Haksızlarla birlikte olmanın ve iktidar sahiplerine haksızlıklarında destek olmanın bir başka tehlikesi de haksız iktidarların yönetimde kalmasına sebep olmuştur. Dünyada uzun zaman hâkimiyet süren zalim sultanların, haksızlık eden hüküm sahiplerinin iktidarda kalması; onlara yanlışlarında itaat edenlerin, "padişahım çok yaşa" yalakalığına başvuranların sayesinde olmuştur. Bakınız bu konuda yüce Peygamberimiz (s.a.a.) bizi nasıl uyarıyor: Peygamberimize; "Cihadın hangisi efdaldir?" diye sorulunca, "Zâlim sultana karşı hakkı söylemektir" buyurmuştur. (Ahmed bin Hanbel, 5/251; İbn Mâce, Fiten 20, hadis no: 4011-4012; Tirmizî, Fiten 13, hadis no: 2175; Ebu Dâvud, Melâhim 17) Bir başka hadisi şerifte de Resullulah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Kim bir sultanı, Allah-u Tealayı gazaplandıracak bir şeyle hoşnut ederse, Allah'ın dininden çıkmış olur." (İmam Rıza (as)/Prof. Dr. Haydar Baş/ sayfa 294) Velhasıl değerli dostlar, geçici imtihan yurdu olan bu dünyada, asıl olan; "kimi memnun edeceğiz?" sorusuna vereceğimiz cevaptır. Bu cevap Allah'ın rızası istikametinde olmalıdır. Ki; hem bu dünyada hem ahiret yurdunda huzura erenlerden olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara fardır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025