CHP'yi adeta paçalarından aşağıya doğru çeken iki isim.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel…
Birisinin ağzından Atatürk sözü çıkmazken, diğerinin Atatürk'e verdiği zarar ayrıca akademilerde üzerinde çalışılması gereken bir konu.
Ana muhalefetin en büyük ortağı durumundaki CHP'de halkın tamamına temas edecek ve kitlelerin sevgisine mazhar olacak bir ismi bulmak neredeyse imkânsız hale geldi.
CHP Atatürk'ün partisi olmaktan daha 1938'de çıkmıştır.
Bakınız uzaklaşmıştır demiyorum.
CHP'ye gönül verenlerin tamamı, Mustafa Kemal Atatürk sevgisinden dolayı bu duruşu sergilemektedir.
Atatürk CHP'nin kurucusudur.
1938 yılı itibariyle Atatürk'le hiçbir ilgi ve alakası kalmamış olan CHP'nin en sağlam ayağı, tabanı olan seçmen kitlesidir.
Şimdi ben bu yazıyı yazdım diye, bana demediklerini bırakmayacak olan bir konfor tabakasının olacağını elbette ki biliyorum.
Aslına bakarsanız ben bu yazıyı en çok da CHP'li dostlarımın zorlamasıyla yazıyorum.
CHP'nin bugünkü durumundan en çok rahatsız olan kitle, CHP'li Atatürkçü vatansever kitledir.
Atatürk'ün kurduğu CHP'de, sonradan işbaşına gelenlerin tamamının NATO'cu olması sizce de garip değil mi?
Atatürk olsaydı sizce NATO'ya girer miydi?
Cevap, asla girmezdi.
Peki, bu sevdanın temelinde yer alan angajmanlıkların sebebi nedir?
Kaldı ki, sağcı ve muhafazakâr olduğunu ileri süren partilerin tamamı da, NATO'cudur.
Bir parti hariç…
Şimdi siz Kılıçdaroğlu'ndan bugüne kadar, NATO'ya tek bir eleştiri getirdiğini hiç duydunuz mu?
CHP Genel Başkanlığı'na aday olan Özgür Özel'den duydunuz mu?
Demek ki her iki isim arasında bu anlamda bir far yokmuş!
Atatürk'ün tam bağımsızlık temeli üzerine inşa ettiği CHP'den eser yokmuş!
Yani günümüzde CHP, ne yerli ne de milli değildir.
Ama seçmen tabanında durum tam zıttı istikamettedir.
Her CHP'li seçmen, tam bağımsızlığı, yerli ve milli olmayı savunur.
Demek ki CHP tabanında hiçbir sorun ve mesuliyet yoktur.
Acil olarak kurtarılması gereken yer, CHP Genel Merkezi'dir.
Bunu yapacak olan irade ise demokratik teamüller gereği, CHP'li seçmendir.
Ekonominin dibe çakıldığı günümüzde, CHP ortalıklarda gören yoktur.
Emekli feryad-ı figan ederken, CHP kendi iç sorunları ile meşgul bir haldedir.
Bu CHP mi ülkeyi ayağa kaldıracak?
Kılıçdaroğlu seçimleri kaybettikten sonra ekonomi ve özelde emekliler konusunda ağzı dolu bir şekilde nerede açıklama yapmıştır. Yapmışsa, biz başka bir gezegende mi yaşıyoruz!
Şimdilerde yeni aday olan Özgür Özel'in bu yönde hiçbir açıklamasını duyan var mı?
Yok…
Neden yok sizce?
Çünkü söyleyecekleri söz yok.
Türkiye denizin dibine doğru yol alırken, çok ilginçtir CHP'nin tüm kurmayları, Şimşek'in uyguladığı yüksek faiz politikasına alkış tuttular.
Asla yok böyle bir şey, bize iftira atmayın diyemezler çünkü hepsinin açıklamaları ve faiz konusuna yaklaşımları ortadadır.
Yani gerek Kılıçdaroğlu ve gerekse Özel'in, ülkeyi bu durumdan alıp, bir adım daha öteye götürecek, tek satırlık bir çözümleri ve önerileri yoktur.
Gerçek budur.
Kırılan kırılsın, eleştiren eleştirsin çok önemli değil.
Önemli olan tek bir şey var o da, vatan ve millettir.
Kısaca Kılıçdaroğlu + Özel = Koca bir SIFIR!
Peki, CHP'siz olmayacağına göre, ne olacak bu partinin hali.
Bana göre yönetimde bulunan ve en çok da kendilerinin CHP'ye zarar verdiğine inandığım oligark görünümlü tayfa, partiden elini ayağını çekecektir veya çekmelidir.
İmamoğlu'nu ima ettiğim veya subliminal olarak öne çıkardığıma ilişkin bir yaklaşım ve değerlendirmeler olursa, bunlara katılmam söz konusu olamaz.
Zira Ekrem İmamoğlu'nun da seslendirdiği hiçbir kurtuluş reçetesi yoktur.
Yoktur çünkü bunu seslendirmek öyle Saraçhane'de bağırıp çağırmaya benzemez!
Mutlaka bir tez sahibi olmak lazımdır.
Mevcut tıkanıklığa bir nefes olmak için, kesin bir çözüm gerekmektedir.
Türkiye'de bu konuda söz sahibi olan tek bir partinin olduğunu söylesem, hemen hakkımda şu yorumların yapılacağını adım gibi biliyorum.
Efendim bu gazete zaten BTP'ye yakınlığı olan bir gazete olduğu için yönlendirme yapılıyor, falan filan…
Yeryüzü ve gökyüzü şahittir ki; tüm ülkelerin iktisatçıları tarafından ayakta alkışlanan yegâne iktisat sistemi, Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli'dir.
Bu gerçek aynı zamanda şunu da haykırmaktadır.
Bütün dünya bir araya gelse ve mevcut ekonomiyi düzeltmeye kalksa, yapabilecekleri hiçbir şey yok demektir.
Yani dünyanın ihtiyacı olan da, Türkiye'nin ihtiyacı olan da Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirilmesidir.
Özel olsa ne olur, İmamoğlu gelse ne yazar…
Bu iş ilmi bir çalışmayı ve elle tutulur bir çözüm reçetesinin olmasını zorunlu kılar.
Boş boş konuşanları izleyip de daha fazla zamanı öldürmeyin bence.
- Muhalefet partileri gökten elçi mi bekliyor? / 27.01.2025
- Nutuk’u çok okuyun / 22.01.2025
- Harbiye Marşı'nı çok severim / 21.01.2025
- Teğmenler bu ülkenin namusudur / 20.01.2025
- Milli ittifak şart oldu! / 15.01.2025
- Anayasa 42-66-101 çarpmasın! / 09.01.2025
- Anayasa değil, kafalar değişmeli! / 07.01.2025
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025