İmam Hüseyin (a.s.) Kerbala'da, kendini, ümmeti için feda etmiştir. Ümmetin yanlışlarından arınması, ümmetin gerçekleri görmesi için kendini feda etmiştir. Ve onun şehadeti, bu ümmetin kurtuluşu olacaktır.(1)
Aşura günü İmam (a.s.)'ın ashabının Fırat nehrinin suyundan mahrum olmasına uğraşan Abdullah bin Hasin-i Azudi, İmam Hüseyin (a.s.)'ın bedduasına maruz kalmıştır. İmam (a.s.) "Allah'ım! Onu susuzluk ateşi ile öldür ve ebedi olarak affetme" buyurmuştur.
Ömer bin Sa'd halen savaşmakta ısrarlı idi. Onun bu ısrarcı tavrı karşısında en sonunda İmam Hüseyin (a.s.), Ömer b. Sa'd'a şöyle dedi:
"Ey Ömer! Beni öldürürsen, şu soysuzun oğlunun seni Rey ve Cürcan eyaletlerinin valisi mi yapacağını sanıyorsun? Allah'a yemin ederim ki, bununla sevinemeyeceksin. Bu karara bağlanmış bir sözdür. Şimdi ne yapacaksan yap! Çünkü benden sonra dünyada ve ahirette mutluluk yüzü göremeyeceksin. Kûfe'deki bir sazlıkta çocukların, kesilmiş başınla oynadıklarını, tekmelemek için yarıştıklarını görür gibiyim."(2)
Bu, Kerbala sahrasında, İmam Hüseyin (a.s.)'in bedduaları ve ileride olacak bazı olayları haber vermesiydi. İmam'ı (a.s.) en çok üzen aslında Medine halkıydı. Medine'nin Yezid'e biat etmesi ümmetin biatine örnek olması için şarttı. Ancak Medine Valisi bunu zor kullansa da başaramamıştı. Muaviye, Medinelilerin ve özellikle de İmam Hüseyin (a.s.)'ın, Yezid'e bağlılığını sağlamak için Medine'ye hareket etti. Fakat Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Ömer, Abdurrahman bin Ebi Bekir ve Abdullah bin Abbas Yezid'e biate muhalif olanların başıydılar.(3)
Muaviye ölüp, Yezid saltanata geçtiği anda bu kişilerden yalnız ikisi kendisine muhalif kalmıştı, İmam Hüseyin (a.s.) ve Abdullah bin Zübeyr. Yezid, Medine valisi Velid bin Utbe bin Ebi Süfyan'dan, İmam Hüseyin (a.s.)'dan zorla biat almasını istedi. İmam Hüseyin (a.s.) Yezid'e biat etmediğinde onu nasıl bir sonun beklediğini biliyordu. Bu vahim hadisenin bu şehirde olmasını, Hz. Peygamber (s.a.a.)'e ve Medine'ye saygısızlık kabul etmiş ve Mekke'ye doğru Recep ayının bitimine iki gün kala aleni gündüz vaktinde şehirden ayrılmayı tercih etmişti.(4)
Yezid, İmam Hüseyin (a.s.)'i Kerbela'da şehit ettirdikten sonra, Medine'den Mekke'ye gizlice gece yarısı kaçan Abdullah bin Zübeyr'in üzerine paralı askerlerden bir ordu yolladı, bu orduya da komutan olarak, Abdullah Bin Zübeyr'in baba bir kardeşi Amr Bin Zübeyri tayin etti. Bu iki grup Mekke'de Zi-Tuva bölgesinde karşılaştılar ve bu savaşı düzenli ordusu olan Abdullah bin Zübeyr'in grubu kazandı.
Yezid, Abdullah bin Züheyr'e karşı yenilmiş, bu olaydan sonra Hicaz bölgesinde Abdullah bin Zübeyr'in itibarı artmıştır.(5)
Bu başarısızlık Medine'ye yeni bir valinin atanmasına sebep olmuştur. Yeni vali, Osman bin Muhammed bin Ebi Süfyan, Medine'nin ileri gelenlerinden Münzir bin Zübeyr bin el-Avvam, Abdullah bin Ebi Amr bin Hafs bin El-Muğire El-Mahzuni, Abdullah bin Hanzala el-gasil bin Ebi Amir El-Ensari gibi önemli kişileri Şam'a Yezid'i ziyarete gönderdi. Yezid, Medine'den gelen bu kişilere büyük hediyeler verdi. Abdullah bin Hanzala'ya 100 bin dirhem, oğullarının her birine 10 bin dirhem, grupla gelenlere 50 bin dirhem verdi.(6)
O grubun başındaki Abdullah bin Hanzala Medine'ye döndüğünde, karşılaştığı halife hakkında şunları anlatmıştır:
"Allah'a yemin ederim ki, gökten üzerimize taş yağmasından korktuğumuz için Yezid'e başkaldırdık. Çünkü o anneleri, kızları ve kız kardeşleri ile evlenen bir adamdı. Şarap içer sonra da namazı terk eder."(7)
Bu konuşmalardan sonra artık Yezid'e biat etmeyeceklerini söyleyenler isyan etmeye başladılar. Medine ahalisinin üzerine Müslim bin Ukbe'yi komutan olarak gönderen Yezid, Medine'nin üç gün yağmalanmasına izin verdi. Medine halkı Peygamber (s.a.a.) zamanındaki hendekleri derinleştirmelerine rağmen Ben-i Hariseliler'in yerinden 100 Suriyeli asker Medine'ye girmiş ve Medine, savunmasını yitirmiştir.(8)
İmam Hüseyin'i (a.s.) anlayamayan Medineliler, Harre Savaşıyla acı ve ıstıraba düştüler. İmamı anlayamayanlar, yanında yer alamayanlar ne yazık ki ortak düşmanın elinden helak oldular!
1. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 537
2. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 563
3. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 254
4. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 301
5. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 769
6. İbn'ül Esir, Kâmil, c. 4,
s. 111-112
7. Tarih-u İbn-i Asakir, c. 7, s. 28
8. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 782
Aşura günü İmam (a.s.)'ın ashabının Fırat nehrinin suyundan mahrum olmasına uğraşan Abdullah bin Hasin-i Azudi, İmam Hüseyin (a.s.)'ın bedduasına maruz kalmıştır. İmam (a.s.) "Allah'ım! Onu susuzluk ateşi ile öldür ve ebedi olarak affetme" buyurmuştur.
Ömer bin Sa'd halen savaşmakta ısrarlı idi. Onun bu ısrarcı tavrı karşısında en sonunda İmam Hüseyin (a.s.), Ömer b. Sa'd'a şöyle dedi:
"Ey Ömer! Beni öldürürsen, şu soysuzun oğlunun seni Rey ve Cürcan eyaletlerinin valisi mi yapacağını sanıyorsun? Allah'a yemin ederim ki, bununla sevinemeyeceksin. Bu karara bağlanmış bir sözdür. Şimdi ne yapacaksan yap! Çünkü benden sonra dünyada ve ahirette mutluluk yüzü göremeyeceksin. Kûfe'deki bir sazlıkta çocukların, kesilmiş başınla oynadıklarını, tekmelemek için yarıştıklarını görür gibiyim."(2)
Bu, Kerbala sahrasında, İmam Hüseyin (a.s.)'in bedduaları ve ileride olacak bazı olayları haber vermesiydi. İmam'ı (a.s.) en çok üzen aslında Medine halkıydı. Medine'nin Yezid'e biat etmesi ümmetin biatine örnek olması için şarttı. Ancak Medine Valisi bunu zor kullansa da başaramamıştı. Muaviye, Medinelilerin ve özellikle de İmam Hüseyin (a.s.)'ın, Yezid'e bağlılığını sağlamak için Medine'ye hareket etti. Fakat Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Ömer, Abdurrahman bin Ebi Bekir ve Abdullah bin Abbas Yezid'e biate muhalif olanların başıydılar.(3)
Muaviye ölüp, Yezid saltanata geçtiği anda bu kişilerden yalnız ikisi kendisine muhalif kalmıştı, İmam Hüseyin (a.s.) ve Abdullah bin Zübeyr. Yezid, Medine valisi Velid bin Utbe bin Ebi Süfyan'dan, İmam Hüseyin (a.s.)'dan zorla biat almasını istedi. İmam Hüseyin (a.s.) Yezid'e biat etmediğinde onu nasıl bir sonun beklediğini biliyordu. Bu vahim hadisenin bu şehirde olmasını, Hz. Peygamber (s.a.a.)'e ve Medine'ye saygısızlık kabul etmiş ve Mekke'ye doğru Recep ayının bitimine iki gün kala aleni gündüz vaktinde şehirden ayrılmayı tercih etmişti.(4)
Yezid, İmam Hüseyin (a.s.)'i Kerbela'da şehit ettirdikten sonra, Medine'den Mekke'ye gizlice gece yarısı kaçan Abdullah bin Zübeyr'in üzerine paralı askerlerden bir ordu yolladı, bu orduya da komutan olarak, Abdullah Bin Zübeyr'in baba bir kardeşi Amr Bin Zübeyri tayin etti. Bu iki grup Mekke'de Zi-Tuva bölgesinde karşılaştılar ve bu savaşı düzenli ordusu olan Abdullah bin Zübeyr'in grubu kazandı.
Yezid, Abdullah bin Züheyr'e karşı yenilmiş, bu olaydan sonra Hicaz bölgesinde Abdullah bin Zübeyr'in itibarı artmıştır.(5)
Bu başarısızlık Medine'ye yeni bir valinin atanmasına sebep olmuştur. Yeni vali, Osman bin Muhammed bin Ebi Süfyan, Medine'nin ileri gelenlerinden Münzir bin Zübeyr bin el-Avvam, Abdullah bin Ebi Amr bin Hafs bin El-Muğire El-Mahzuni, Abdullah bin Hanzala el-gasil bin Ebi Amir El-Ensari gibi önemli kişileri Şam'a Yezid'i ziyarete gönderdi. Yezid, Medine'den gelen bu kişilere büyük hediyeler verdi. Abdullah bin Hanzala'ya 100 bin dirhem, oğullarının her birine 10 bin dirhem, grupla gelenlere 50 bin dirhem verdi.(6)
O grubun başındaki Abdullah bin Hanzala Medine'ye döndüğünde, karşılaştığı halife hakkında şunları anlatmıştır:
"Allah'a yemin ederim ki, gökten üzerimize taş yağmasından korktuğumuz için Yezid'e başkaldırdık. Çünkü o anneleri, kızları ve kız kardeşleri ile evlenen bir adamdı. Şarap içer sonra da namazı terk eder."(7)
Bu konuşmalardan sonra artık Yezid'e biat etmeyeceklerini söyleyenler isyan etmeye başladılar. Medine ahalisinin üzerine Müslim bin Ukbe'yi komutan olarak gönderen Yezid, Medine'nin üç gün yağmalanmasına izin verdi. Medine halkı Peygamber (s.a.a.) zamanındaki hendekleri derinleştirmelerine rağmen Ben-i Hariseliler'in yerinden 100 Suriyeli asker Medine'ye girmiş ve Medine, savunmasını yitirmiştir.(8)
İmam Hüseyin'i (a.s.) anlayamayan Medineliler, Harre Savaşıyla acı ve ıstıraba düştüler. İmamı anlayamayanlar, yanında yer alamayanlar ne yazık ki ortak düşmanın elinden helak oldular!
1. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 537
2. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 563
3. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 254
4. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 301
5. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 769
6. İbn'ül Esir, Kâmil, c. 4,
s. 111-112
7. Tarih-u İbn-i Asakir, c. 7, s. 28
8. İmam Hüseyin Prof. Dr. Haydar Baş s. 782
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024