Hatırlanması gereken önemli bir gerçek de; "kaynakların sınırlı" olduğu, dolayısı ile "herkese yetmeyeceği" yanılgısıdır. Bu kapitalist yaklaşım, ülkelerin dış politikalarına tekelci ve sömürgeci anlayışların hakim olmasına sebep olmaktadır.
Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde açıklanan "kaynakların sınırsız, ihtiyaçların ise sınırlı" olduğu gerçeği, ihtiyaçların karşılanmasında insanlık olarak herhangi bir kaygı taşımamamız gerektiğini bize göstermektedir. Burada asıl kaygı duyulması gereken karakter, global birkaç odak ve onların yönlendirdiği ülkelerin "ihtiras"ları olmalıdır.
Öte yandan globalleşmenin demokrasiye ne şekilde katkı sağladığı ise Irak örneğinde görüldüğü gibi şüphesiz ortadadır. Globalleşme ile, özellikle dar ve orta gelir grubu ülkelere demokrasi geleceğini iddia edenler, sözde demokrasi projesi adı altında ABD'nin, kendi çıkarları doğrultusunda istediği ülkeleri işgal ettiği gerçeğini gizlemeye çalışmaktadırlar.
Globalleşme sürecinde, bırakınız ülkelere demokrasi gelmesini; ulus devletlerin ellerindeki yetkiler, hem içeride, hem de dışarıda global sermaye odaklarına devredilmektedir. İçeride, sözde piyasaların dengeye kavuşması için "millet iradesi"ni temsil eden hükümetlerin ellerinden bu irade ve yetkiler alınarak üst kurullara teslim edilmektedir. Nitekim Türkiye örneğine baktığımızda görülmektedir ki; Merkez Bankası'nın özerk hale getirilmesi, Bankacılık Denetleme Üst Kurulu'nun varlığı, Telekomünikasyon Üst Kurulu'nun varlığı, Enerji Piyasaları Üst Kurulu, Tütün Kurulu, Şeker Kurulu, RTÜK? vb kurullar, milletin iradesi ile seçilmişlerin değil, IMF tarafından kontrol edilen kurulların idareye hakim olmasına imkan tanımaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER
Dr. Eric SHAYDULLİN / Harward ÜniversitesiKötümserliğe gerek yok, Krizden kurtulmanın yolu varDünyadaki tablo ve ekonomistlerin yorumlarına baktığımızda dünyanın gelecek ekonomisine dair hemen hemen herkes kötümser ve iç karartıcı konuşuyor. Ama ne hazindir ki, kimse ne yapılması gerektiğini bilmiyor. Bu sorunların nasıl çözüleceğine dair de bu fikirleri bulunmuyor. Ben diyorum ki kötümserlik için bir sebep yok. Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirlerine bakın ve gözünüzü oraya çevirin. Bence bu krizden kurtulmanın yolu orada. Sayın Baş'ın Ekonomi alanındaki fikirlerinden benim en ilginç bulduğum yer, paranın yeni bir tarife, yeni bir tamına kavuşturuluyor olması. Sayın Baş'ın tezinde, yeni bir tarif getirilen paraya, üretimin karşılığı olarak vazife veriliyor. Bence bu yüzyılın buluşu, hatta paranın icadından beri en ilginç buluşlardan ve tesbitlerden bir tanesidir. Paraya getirilen bu yeni tarif, bence çok önemli bir keşiftir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.