Çoktan beri beni rahatsız eden konu: Ülkemizde gelmiş geçmiş, hem muhalefet, hem de iktidarlarda olanların geçen çağın ikinci yarısından itibaren artan batı hayranlığıdır. İkinci cihan savaşından sonra, harp hurdalarını borçlanarak ve faiz ödeyerek satın almamız, yetmemiş gibi, yabancıların taktiklerine uyup, gün geçtikçe daha da borçlanmamız, bizi batının ve ABD nin şamar oğlanı haline getirmiştir. Ülkemiz ne yazık ki, atmış yıldır yeterli bir devlet adamı görememiş şu son iktidar ile de tam manası ile her şeyinden olmuştur. Vergiden başka bir kaynağı kalmamış bir ülkenin faiz borçlarının ödenmesi bile yeni borçlanmalar gerektirmektedir. Bütün kurumları yabancılara satılmıştır. Toprakları satılmıştır. Madenleri karşılıksız peşkeş çekilmiştir. Petrolu en pahalı kullanan ülkemizin, aslında bol olan petrol kaynakları göz ardı edilerek, yabancılara, peşkeş metotları yürütülmektedir. Yavaş, yavaş göze batmayacak şekilde, elden çıkarılmaktadırlar. Aslında petrol üzerinde yüzdüğümüzü halkımızdan iktidarlar saklamaktadırlar. Muhalefet ve iktidar devamlı değişme ve paslaşma durumundadırlar. Verilen tavizler sıra iktidar koltuğuna gelince asla değişmemektedir. Bunun sonucu her gelenin taviz yeteneği onun koltuk süresini belirlemektedir. Bu nedenle siyaset menfaate dönüşmüştür. İktidar ile muhalefet aynı idealler için siyaset yapmaktadırlar. Muhalefet, iktidarı tenkit yapma avantajına sahip olamaz. Bu nedenlerden dolayı tüm siyasiler AB yanlısı durumundadırlar. Hepsinin suç ve hatalarından kurtulmaları ancak AB ye tam üye olunması ile mümkündür. Buna açıklık getirmek gereklidir. İktidar olmak için AB veya daha çok ABD'ye verilen sözler ve tavizler gizli tutulsa da herkes tarafından bilinmektedir. Bu tavizler, hangi ülke yararına gözükürse gözüksün, hepsinin ülkemizin aleyhinedir. Bu tavizlerin yerine getirilmesinde AB uyum kanunları kullanılmaktadır. Dikkat edilirse bütün kanunlar AB istediği doğrultusundadır. Çoğu anayasamıza terstir. Zaten AB ye girmemiz anayasaya aykırıdır.Toprak bütünlüğü, bayrak, adalet mekanizması, para, ordu, ortadan kalkıyor. Bütünü ile bağımsızlık yok ediliyor. Neticede bir devlete sığınılmış oluyor ki. Bağımsızlığın gitmesi için Daha ne olsun? Bu nedenle çıkarılmış olan kanunların verdiği sonuçlar AB'ye girilmemesi halinde pek çok siyasetçinin sonu demektir. Bu nedenle AB'nin her türlü isteklerini emirden öte kabul edip hemen yapmalarının sebebi açık değil mi. Biz yolumuzdan dönmeyiz diyerek her türlü aşağılanma ve ülkemize yönelik hakaretleri görmezliğe, duymazlığa gelmelerinin tek sebebi, yegane kurtuluşları olarak görülen AB üyeliğidir. O zaman, şu anda çok ağır suçların AB üyeliği olması durumunda şeref madalyalarına dönüşmesi an meselesi olacaktır. Makam ve menfaat için bu durumlara milletimizi düşürmek revamıdır? Boşuna söylenmemiş "evdeki hesap çarşıya uymaz" diye.Ha bugün ha yarın,AB yolcu, çökecek.Milletimiz oh çekip, özüne çekilecek.İnsan oğlu belli olmaz,Her zaman bulur birilerini,Kah alkışlayacak, kah yüzüne tükürecek
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017