Birleşmiş Milletler, "2005 Yılında Dünyada Sosyal Durum: Eşitsizlik Hali" isimli bir rapor hazırladı.Bu raporda ve raporun sunumunda dikkatimizi çeken unsurlar şunlardı:1) Dünyadaki gelir dağılımındaki uçurum 10 yıl öncesine oranla daha da arttı.2) Ekonomik büyümeye karşılık dünyada 2.8 milyar kişi yoksulluk sınırının altında.3) Üretimin yüzde 80'ini gelişmiş ülkelerde yaşayan 1 milyar insan paylaşıyor.4) Üretimin yüzde 20'sini ise gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 5 milyar insan paylaşıyor.5) Gelir eşitsizliği aynı zamanda temel sosyal hizmetlere ve karar verme mekanizmalarına ulaşmada derin eşitsizlikler yaratıyor.6) Eğer bu eşitsizliğin üstesinden gelinmezse, bütün insanlar için sosyal adalet ve daha iyi yaşam koşulları beklentisi boşa çıkacak.7) Kalkınma yönünde bütüncül bir yaklaşım izlenmesinde başarısız olunması durumunda, ekonomik ve sosyal eşitsizlik yüzünden herkes bir bedel ödeyecek.8) Daha fazla kadın eğitilmesine rağmen, kadınlara ait resmi istihdam göstergeleri, dünyanın bazı kesimlerinde gerilemiştir.9) Zengin ve fakirler arasındaki uçurum giderek artmaktadır.10) Dünya çapında sayıları 186 milyonu bulan işsizlerin yüzde 47'sini oluşturan gençlerin istihdamında güçlük çekilmektedir.11) Bu genç iş gücünün ekonomiye entegre edilmesindeki yetersizlikler, yasadışı ekonomilerin hızla gelişmesine ve ulusal istikrarsızlıklara yol açmaktadır.12) Dünyadaki tüm işçilerin dörtte birine denk gelen milyonlarca insan çalışmalarına rağmen, ailelerini günde 1 dolarlık fakirlik sınırının üzerine taşıyamamaktadır.13) Bu işçilerin büyük çoğunluğu tarım kesimindedir.14) İş piyasasındaki küresel rekabet, bu işçilerin ücretlerinde daha da gerilemeye yol açmaktadır.Bu rapor, kısaca şu gerçeği ifade etmektedir: "Şu anda dünyada hakim ekonomik model olan Kapitalizm iflas etmiştir."Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi, 1995 yılında Kopenhag'ta bir toplantıda "İnsanı kalkınmanın merkezine oturtma"nın bir hedef olduğunu açıklamıştı, ama geçen 10 yılda bunda muvaffak olmayı bırakın, ifade edildiği gibi yara daha da derinleşmiştir.Peki, neden? Neden sonuç olumsuzdur?Olumsuzluğun sebebi, Kapitalizmin temel anlayışından kaynaklanmaktadır.Kapitalizm, ekonominin tanımını yaparken, "Sınırsız olan ihtiyaçların, sınırlı kaynaklarla temini" olarak ifade etmektedir.Şimdi siz ihtiyaçları sınırsız ve de kaynakları da sınırlı kabul ederseniz, bunu modelin en temel maddesi olarak ele alırsanız, o zaman sınırlı kaynakları elde etme mücadelesi verirsiniz, bu kaynakların hepsi benim olsun dersiniz.Batının sömürgecilik anlayışının temelinde bu var.BM raporunda ifade edilen gelir dağılımındaki dengesizliğin artma sebebi de bu temel anlayışta yatmaktadır.Esasen BM raporu Kapitalizmin temel çıkış noktasının hatalı olduğunu ispatlamaktadır.Raporda da ifade edildiği gibi, Batı, gelir dağılımındaki eşitsizliğin olumsuz sonuçlar doğuracağını, kalkınma yönünde bütüncül bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini ve de merkeze insanın oturtulması gerektiğini ifade ederek Kapitalizm dışında bir modelin arayışı içinde olduklarını haykırmaktadır.Dün bu gerçekleri ifade etmeyen Batının, bugün bunları ortaya koyması tesadüf değildir. Dünyada bu gerçekleri ifade eden tek bir bilim adamı vardır. Bu akademisyen ne mutlu ki bizim ülkemizden çıkmıştır. Maalesef ülkemizde değerini tam olarak bilemediğimiz, Batının ise fikirlerini öğrenmeye çalıştığı, ekonomik görüşlerini tam olarak öğrenmek için ödüller verdiği bu değerli şahsiyet Prof. Dr. Haydar Baş Bey'dir. Sayın Baş, ortaya koyduğu ve önümüzdeki günlerde de bir kitap olarak takdim edeceği "Milli Ekonomi Modeli" projesi ile BM'nin tespit ettiği bütün ekonomik dengesizliklerin, paradoksların çözümlerini sunmaktadır.Sayın Baş, Kapitalizmin ortaya koyduğu ekonomi tanımını reddederek olması gerektiği şekliyle, "İhtiyaçlar sınırlıdır, kaynaklar sınırsızdır, sınırsız olan ihtiraslardır, hırsdır" diyerek, Batı'nın kendisi için de tehdit olan yanlışını ortaya koymuştur.Parayı ve kaynakları belli ellerde bloke eden Batı, aslında kendi sonunu da hazırlamıştır. Fıtrata uygun olan, olması gereken kaynakların ve paranın adil dağılımıdır. Bunda bereket vardır, sosyal adalet vardır, huzur vardır.Rapordan da anlaşıldığı üzere Batı'lı akademisyenlerin ve de bütün dünyanın hasretle beklediği de budur.Dünyaya huzur getirecek olan çözümün aziz Türk milletinden çıkması bize ayrı bir onur vermektedir.Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dünyadaki karanlığı aydınlığa çevirecek olan bu orijinal kitabını ve de bu modelin uygulanacağı günü merakla ve de hasretle bekliyorum. Ya siz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025