Tüm değerli varlıklara genel olarak verilen ad "kaynak"tır.
250 yıldır tüm dünyayı sülük gibi emen ve insanlık tarihinin en vahşi, en zehirleyici yöntemleriyle yüz milyonlarca insanın canına mal olan kapitalizme göre kaynaklar kıt, insan ihtiyaçları ise sınırsızdır.
Yalancının mumu Haydar Hoca gelinceye kadar yanar.
Kaynakların kıt, insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu şeklindeki zehirli safsata, olsa olsa ancak bu kuramı ortaya atan insanların gönül dünyalarındaki zifiri karanlık tabloyu tarif edebilir, o kadar.
"Eşyanın hakikatini kavramak" denilen sınırsızlık ilmine dair her biri devrim gibi büyük fikirleri çokça dinledik Haydar Baş Bey'den.
Kaynaklar sınırsız, İnsan ihtiyaçları ise sınırlıdır. Bir cümlelik büyük devrim.
Bir cümlede çökertilen, 250 yıllık yalan ve talan.
Aslında insanlık tarihi boyunca bu kadar büyük bir devrimi, hem de bir cümleyle gerçekleştirebilmek, ancak "bir Türk'e" nasip olabilirdi ve öyle de oldu.
Bu kadar büyük bir devrimi gerçekleştiren isim, Türk milletinin hiçbir şekilde kıymetini bilemediği ve gönlünü kırarak gönderdiği Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası değildi ve olamazdı.
O yüce insanın, tıpkı Atatürk gibi çok büyük idealleri vardı.
"Kainat devleti Türkiye" ideali.
Bunu tek kuruş borçlanmadan ve bir tek kuruş bile vergi almadan yapabilecek tek model sahibi insandı kendisi.
Kısaltılmışı "MEM" olan, MİLLİ EKONOMİ MODELİ tezinin sahibi dahi insan.
Tezinin en büyük dayanak noktalarından birisini teşkil eden madenler konusu, onunla ilk defa Türkiye'de gündem oldu.
İlk zamanlar duymazlıktan gelindi, üzerine gelenek haline getirilen kara bir örtü çekildi.
Ancak o bunların hiç birisine aldırış etmeden, ülke insanına tek tek ulaşarak dayatılan büyük ezberleri bozdu ve özgüven tazeledi.
İşte üzerinde titreyerek durduğu yer altı madenlerinden sadece tek bir kalem.
TORYUM…
Hani İstanbul-Isparta seferini yapmakta olan bir yolcu uçağı, Isparta'nın Çukurören ve Kılıç köyleri arasında kalan Türbetepe mevkiinde düşmüştü de, (düşürülmüş) uçakta bulunan ve 'Toryum' projesi üzerinde çalışan Prof. Dr. Engin Arık, Prof. Dr. Şenel Fatma Boydan, Doç. Dr. İskender Hikmet, Özgen Berkol Doğan, Mustafa Fidan ve Engin Abat'ı kazada kaybetmiştik…
Tıpkı ASELSAN şehitleri gibi bu konuyu da araştıran ve peşinden giden tek kimse çıkmadı koca ülkede.
Bu bilginler Türkiye'nin iç ve dış borçlarını defalarca ödeyeceği düşünülen TORYUM madeni üzerinde çalışıyorlardı.
Bilginlerimizin sunacakları bildiri ile ilgili kayıtlar, şahsi notlar, ortada yok, Bilgisayarları, çantaları kayıp. Böyle önemli bir bilgi üzerinde çalışan bilginlerin kayıtlarına ne oldu acaba?
Hemen olay yerine gelenlerin kimler olduğu gizemli.
Kanıtların, Amerikalı Mcdonnell Douglas uçak firmasının adamları tarafından toplanıp, götürüldüğü iddialarına net cevap çıkmadı.
Toryum, geleceğin en büyük ve sınırsız enerji kaynağıdır.
Yeni nesil nükleer santrallerin en temiz yakıtıdır.
Çin ve Amerika, toryumlu nükleer santral planlarını tamamlamıştır.
Merhum Arık, Türkiye'nin sahip olduğu düşünülen toryum rezervinin enerji üretimi açısından, 120 trilyon dolarlık petrole eşit olduğunu söylemişti. 120 trilyon dolar... Bu tespit de mevcut rezervler ışığında yapılmış elbette.
Oysa rezervlerin çok daha büyük olduğu biliniyor.
Toryum, Türkiye'deki enerji sorununu tamamen çözecek bir elementtir.
Çünkü Türkiye kendine ebediyen yetecek bir toryum rezervine sahip.
Dünya toryum rezervi toplam bir milyon 780 bin tondur.
BUNUN 800 BİN TONU TÜRKİYE'DEDİR.
TORYUM GERÇEĞİ
Toryumun nötron yakalaması ile oluşan U-233 izotopu atom bombası yapımında kullanılmaktadır.
Toryum kullanan reaktörün uranyum kullanan reaktörlere göre çok daha az miktarda radyoaktif atık oluşturduğu belirlendi.
Toryum gelecekte uzay istasyonlarında enerji kaynağı olarak kullanılacaktır.
Isparta uçağında hayatını kaybeden bilim insanlarımızın hızlandırıcılar konusunda çalışmalar yaptığı ve bu maksatla Isparta'ya gitmekte oldukları gerçeğini devamlı göz önünde tutmalıyız.
Toryum kullanan nükleer reaktörlerin atom bombası üretmesi için uygun olduğu belirtilmektedir. Bir caydırıcı güç olarak atom bombasına ihtiyaç duymuyor muyuz?
Toryum 2030'lu yıllarda dünyada güvenle kullanılan bir enerji kaynağı olacaktır deniliyor.
Nükleer enerjinin geleceği Türkiye'de bulunan yakıtta saklı.
Bu konudaki uzmanlar toryumun Türkiye'nin enerji bağımsızlığı açısından da çok önemli olduğu konusunda hem fikirler.
Eskişehir'deki rezervler bilindiğinden daha çok.
Eskişehir'deki bilinen rezervler bin yıl boyunca Türkiye'nin elektrik enerjisini karşılayabilir.
Stratejistler, toryum reaktörlerinin 2030'lu yıllarda dünyada ana enerji kaynağı olmaya aday olduğunu vurguluyor.
Toryumun uranyuma göre bir avantajının da dünyada daha yaygın bir coğrafyada bulunması olduğu belirtiliyor. Buna göre uranyumdan üç kat daha fazla toryum var.
Anlatmaya devam ederiz ama anlamak isteyene…
Bu kadarı bile gözümüzün açılmasına yeter de artar.
Yeter ki siz şu takım tutar gibi fosil partilerin ve onların başındakilerin ağızlarının içine bakıp bakıp çözüm falan beklemeyin.
Hayatı kendi aklınız ve elinizle daha fazla zindana çevirmeyin.
Zifiri karanlıkları aydınlatacak Haydar BAŞ güneşini kaybettiniz.
"Varlığımı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığına adıyorum" diyen, Hüseyin BAŞ Bey, inanın Türkiye için son şanstır.
Bari O'nu kaybetmeyin!
- Türk olduğumuzu hatırlayalım! / 24.04.2025
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025