Kanser tedavisinde beslenme önemli
Kanser hastalarının günde en az 5 porsiyon değişik renkte sebze ve meyve tüketmesi gerektiğini belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Naziyet Köse, "Kanser hastalarının egzersiz programına alınmasının faydası vardır" dedi
26.11.2017 00:00:00
Doğru beslenmenin kanser hastaları için çok önemli olduğunu bildiren Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Naziyet Köse, hastalığın tanısı konulduktan sonra hastaların ve yakınlarının en çok merak ettiği konulardan birinin hem hastalık sırasında hem de kemoterapi sürecinde nasıl beslenmesi gerektiği sorusu olduğunu belirtti.
Kanser hastalarının bu süreçte beslenmesine özen göstermesi gerektiğini anlatan Dr. Naziyet Köse, hastaların, sağlıklı ve enerjik olmak için, vücut ağırlığını dengelemek için, vücudun temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için, tedavinin yan etkilerini daha iyi tolore edebilmek için, enfeksiyon riskini azaltmak için ve iyileşmeyi hızlandırmak için doğru beslenmesi gerektiğini söyledi.
Kemoterapi hastalarında beslenmenin, tedavinin sonuçları üzerinde etkili olması nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir parametre olduğuna vurgu yapan Dr. Naziyet Köse, "Kemoterapi alan hastaların çoğu vitamin desteği veya alternatif tıp ürünleri veya daha önce pek de kullanmadıkları (arı poleni, ısırgan otu, keçi boynuzu pekmezi vb.) ürünleri kullanmaya eğilim gösteriyorlar. Kemoterapi alan hastalarda özellikle de kansızlık varsa tedaviden önce vitamin B12, folik asit ve demir düzeylerinin bilinmesi ve varsa eksikliğinin giderilmesi önemlidir. Uygun şekilde beslenen, testlerinde vitamin eksikliği olmayan hastalarda megadoz vitaminler önerilmez" dedi.
Kemoterapi alan hastalara beslenme önerileri
Kemoterapi ile birlikte kanser hastasında beslenme ile ilgili bazı faktörlerinde de etkilendiğini ifade eden Dr. Naziyet Köse, "Kabızlık için lifli gıda (kavun, kayısı gibi) alımının arttırılması ve bol sıvı tüketimi gereklidir. İshal durumunda muz, patates gibi gıdaların tüketilmesi ve ciddi hipertansiyonu yoksa tuz tüketiminin artırılması faydalı olmaktadır.
Gaz ve şişkinlik şikayetleri olan hastaların, nohut, kuru fasulye gibi gıdalardan uzak kalması, yemeklerini yavaş yemesi ve hava yutulmasından kaçınması gerekir. Özellikle baş-boyun bölgesine radyoterapi alan hastaların sık sık su içerek ağız kuruluğunu gidermeye çalışması önemlidir" önerilerinde bulundu.
Kemoterapi alan hastaların yaklaşık üçte ikisinde bulantı veya kusma gözlendiğini belirten Dr. Naziyet Köse, bulantı-kusma şikayeti olan veya kusturucu etkisi belirgin bir kemoterapi alan hastaların; yağlı, sıcak ve tatlı gıdalardan kaçınmaları; bunun tersi hafif tuzlu, soğuk ve yağsız gıdalar tüketmeleri gerektiğini ifade etti.
Tedavi öncesindeki bireylere sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan Dr. Naziyet Köse, "Günde en az 5 porsiyon değişik renkte sebze ve meyve tüketin. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine, tam tahıl ürünlerini (kepekli) tercih edin. Özellikle işlenmiş ve yağlı et tüketimini azaltın. Protein tüketiminizi artırın. Kemoterapinin zararlı etkilerini en aza indirmek için özellikle tedavi sırasında en az 2 litre su için. Besleyici değeri olmayan yüksek şeker ve yağ içeren yiyeceklerden uzak durun" diye konuştu.
Egzersiz çok önemli
Kanser hastalarının düzenli egzersiz yapmalarının olumlu etkileri olduğunu da dile getiren Dr. Naziyet Köse, "Kanserli hastada düzenli egzersiz yapmanın, hastaların hastalıklara ait şikayetlerinin, yaşam kalitelerinin, egzersiz kapasitelerinin ve kuvvetlerinin olumlu etkilendiği ile ilgili orta düzeyde bilimsel kanıtlar vardır. Bunun yanı sıra, kanserli hastaların düzenli egzersiz yapması onların mevcut anksiyetelerini, depresyonlarını ve yorgunluk hislerini de azaltır" dedi.
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususun, kronik hastalığı olan diğer hastalarda olduğu gibi, kanserli hasta için egzersiz programı hazırlanırken de çok daha fazla dikkat edilmesi, öneride bulunan kişinin yeterli bilgi ve deneyimi olması gerektiğinin altını çizen Dr. Naziyet Köse, "Bu egzersiz programında aerobik (kardiyo) egzersizlerin yanı sıra kuvvetlendirme egzersizlerinin de olması gerekir. Ancak bu aşamada unutulmaması gereken bir başka konu, kanser hastalarının tedavisi tamamlanınca genelde fiziksel ve psikolojik olarak çok yorgun olduklarıdır.
Bu nedenle egzersize başlarken olabildiğince düşük şiddette başlayıp, kontrollü bir şekilde şiddeti ve süreyi-tekrarı artırmak gerekir. Hastalar yine bu dönemde egzersizleri evde kendilerinin yapmaları yerine gözetim altında yapmaya teşvik edilmelidir" diye konuştu.
İHA
Kanser hastalarının bu süreçte beslenmesine özen göstermesi gerektiğini anlatan Dr. Naziyet Köse, hastaların, sağlıklı ve enerjik olmak için, vücut ağırlığını dengelemek için, vücudun temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için, tedavinin yan etkilerini daha iyi tolore edebilmek için, enfeksiyon riskini azaltmak için ve iyileşmeyi hızlandırmak için doğru beslenmesi gerektiğini söyledi.
Kemoterapi hastalarında beslenmenin, tedavinin sonuçları üzerinde etkili olması nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir parametre olduğuna vurgu yapan Dr. Naziyet Köse, "Kemoterapi alan hastaların çoğu vitamin desteği veya alternatif tıp ürünleri veya daha önce pek de kullanmadıkları (arı poleni, ısırgan otu, keçi boynuzu pekmezi vb.) ürünleri kullanmaya eğilim gösteriyorlar. Kemoterapi alan hastalarda özellikle de kansızlık varsa tedaviden önce vitamin B12, folik asit ve demir düzeylerinin bilinmesi ve varsa eksikliğinin giderilmesi önemlidir. Uygun şekilde beslenen, testlerinde vitamin eksikliği olmayan hastalarda megadoz vitaminler önerilmez" dedi.
Kemoterapi alan hastalara beslenme önerileri
Kemoterapi ile birlikte kanser hastasında beslenme ile ilgili bazı faktörlerinde de etkilendiğini ifade eden Dr. Naziyet Köse, "Kabızlık için lifli gıda (kavun, kayısı gibi) alımının arttırılması ve bol sıvı tüketimi gereklidir. İshal durumunda muz, patates gibi gıdaların tüketilmesi ve ciddi hipertansiyonu yoksa tuz tüketiminin artırılması faydalı olmaktadır.
Gaz ve şişkinlik şikayetleri olan hastaların, nohut, kuru fasulye gibi gıdalardan uzak kalması, yemeklerini yavaş yemesi ve hava yutulmasından kaçınması gerekir. Özellikle baş-boyun bölgesine radyoterapi alan hastaların sık sık su içerek ağız kuruluğunu gidermeye çalışması önemlidir" önerilerinde bulundu.
Kemoterapi alan hastaların yaklaşık üçte ikisinde bulantı veya kusma gözlendiğini belirten Dr. Naziyet Köse, bulantı-kusma şikayeti olan veya kusturucu etkisi belirgin bir kemoterapi alan hastaların; yağlı, sıcak ve tatlı gıdalardan kaçınmaları; bunun tersi hafif tuzlu, soğuk ve yağsız gıdalar tüketmeleri gerektiğini ifade etti.
Tedavi öncesindeki bireylere sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan Dr. Naziyet Köse, "Günde en az 5 porsiyon değişik renkte sebze ve meyve tüketin. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine, tam tahıl ürünlerini (kepekli) tercih edin. Özellikle işlenmiş ve yağlı et tüketimini azaltın. Protein tüketiminizi artırın. Kemoterapinin zararlı etkilerini en aza indirmek için özellikle tedavi sırasında en az 2 litre su için. Besleyici değeri olmayan yüksek şeker ve yağ içeren yiyeceklerden uzak durun" diye konuştu.
Egzersiz çok önemli
Kanser hastalarının düzenli egzersiz yapmalarının olumlu etkileri olduğunu da dile getiren Dr. Naziyet Köse, "Kanserli hastada düzenli egzersiz yapmanın, hastaların hastalıklara ait şikayetlerinin, yaşam kalitelerinin, egzersiz kapasitelerinin ve kuvvetlerinin olumlu etkilendiği ile ilgili orta düzeyde bilimsel kanıtlar vardır. Bunun yanı sıra, kanserli hastaların düzenli egzersiz yapması onların mevcut anksiyetelerini, depresyonlarını ve yorgunluk hislerini de azaltır" dedi.
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususun, kronik hastalığı olan diğer hastalarda olduğu gibi, kanserli hasta için egzersiz programı hazırlanırken de çok daha fazla dikkat edilmesi, öneride bulunan kişinin yeterli bilgi ve deneyimi olması gerektiğinin altını çizen Dr. Naziyet Köse, "Bu egzersiz programında aerobik (kardiyo) egzersizlerin yanı sıra kuvvetlendirme egzersizlerinin de olması gerekir. Ancak bu aşamada unutulmaması gereken bir başka konu, kanser hastalarının tedavisi tamamlanınca genelde fiziksel ve psikolojik olarak çok yorgun olduklarıdır.
Bu nedenle egzersize başlarken olabildiğince düşük şiddette başlayıp, kontrollü bir şekilde şiddeti ve süreyi-tekrarı artırmak gerekir. Hastalar yine bu dönemde egzersizleri evde kendilerinin yapmaları yerine gözetim altında yapmaya teşvik edilmelidir" diye konuştu.
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.