Bu ülkede maalesef, gözde olmak, göze girmek, baş göz üzerinde tutularak bu ülkenin değerlerine saldırmaktan geçiyor. Sayın Hakan da bu konudaki ölçüsüzlerden, fütursuzlardan.
Milleti millet yapan değerlerden sıyrıldıkça, soyundukça Coşkun Efendi'nin trendi ve tirajı da yükseliyor. Yükseldikçe, milletin alın teri ile kazandığı, şehitler vererek kazandığı yüzyılların tecrübesi ve çalışması ile elde ettiği bütün değerlerini bit pazarına sürmekteki coşkunluğu artıyor.
Bir yandan, cami cemaatinin, ehli kıble insanların sermayesi ile kurulan Kanal 7 ekranlarından, Filistinli mazlum Müslümanlara "militan" yaftasını yapıştırırken, diğer yandan da Sabah gazetesindeki köşesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cemhuriyeti'nin üzerine bir kırmızı çizgi çekmekte hiç bir mahsur görmemiş.
Ne de olsa şimdilerde Kıbrıs'ı satanlar safında yer almak moda. Sayın Denktaş'ı eleştirmek, onun karşısında yer almak, haçlı aleminin süslü püslü arabalarına binip onların türküsünü söylemek de moda. Modacılara düşen de yeni çıkan modalara kalem uydurmaktır tabii. Kanal 7'nin Hakan'ı da öyle yapmış ve Başbakan gibi, Rumlardan bir adım değil on adım ileri geçerek buyurmuş ki;
"KKTC bir devlet değil, devletçilik oyunu oynanan bir yerdir. Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur. Zaten KKTC Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar vermiştir."
Bu arkadaşın ifadelerinden haramzade, mirasyedi bir çocuğun babasından kalan serveti "batan geminin malları alın alın" diye satan, yırtınan bir seyyar satıcının rahatlığını sezdim; el sürmemiştir, ter dökmemiş, kafa yormamıştır. Babası da ölünce nasıl, hangi şartlarda kazanıldığını bilmediği için günün fiyatlarından da haberdar değildir, öylesine haraç-mezat satmaktadır.
Kanal 7'nin Hakan'ının coşkun, bıçkın, ölçüsüz, fütursuz, seviyesiz bir eda içinde KKTC'yi kastederek "Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur" ifadesi, böyle bir mirasyedi evladın koordinatlarını ele vermektedir.
Bu arkadaşımıza ve bu mirasyedi mantığını paylaşanlara diyeceklerimiz var elbet:
Oğlum, sen git önce dersine iyi bir çalış. Özellikle tarihi iyi öğren. Sonra bir devlet nasıl kurulur, bir toprak parçası nasıl vatan yapılır, savaş nedir, barış nedir, şehitlik nedir, gazilik nedir? Bu kavramların karşılığını, izahlarını iyice bir öğren. Sonra da Kıbrıs savaşında gençlerini şehit vermiş anaları, babaları, kardeşleri, bacıları bul, Kıbrıs savaşından hala vücudunda kurşun taşıyan gazileri bul ve de ki, ben Sabah gazetesindeki köşemde şöyle yazdım:
"KKTC'nin varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur."
Cevaplarını da yazarsın inşaallah.
Milleti millet yapan değerlerden sıyrıldıkça, soyundukça Coşkun Efendi'nin trendi ve tirajı da yükseliyor. Yükseldikçe, milletin alın teri ile kazandığı, şehitler vererek kazandığı yüzyılların tecrübesi ve çalışması ile elde ettiği bütün değerlerini bit pazarına sürmekteki coşkunluğu artıyor.
Bir yandan, cami cemaatinin, ehli kıble insanların sermayesi ile kurulan Kanal 7 ekranlarından, Filistinli mazlum Müslümanlara "militan" yaftasını yapıştırırken, diğer yandan da Sabah gazetesindeki köşesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cemhuriyeti'nin üzerine bir kırmızı çizgi çekmekte hiç bir mahsur görmemiş.
Ne de olsa şimdilerde Kıbrıs'ı satanlar safında yer almak moda. Sayın Denktaş'ı eleştirmek, onun karşısında yer almak, haçlı aleminin süslü püslü arabalarına binip onların türküsünü söylemek de moda. Modacılara düşen de yeni çıkan modalara kalem uydurmaktır tabii. Kanal 7'nin Hakan'ı da öyle yapmış ve Başbakan gibi, Rumlardan bir adım değil on adım ileri geçerek buyurmuş ki;
"KKTC bir devlet değil, devletçilik oyunu oynanan bir yerdir. Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur. Zaten KKTC Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar vermiştir."
Bu arkadaşın ifadelerinden haramzade, mirasyedi bir çocuğun babasından kalan serveti "batan geminin malları alın alın" diye satan, yırtınan bir seyyar satıcının rahatlığını sezdim; el sürmemiştir, ter dökmemiş, kafa yormamıştır. Babası da ölünce nasıl, hangi şartlarda kazanıldığını bilmediği için günün fiyatlarından da haberdar değildir, öylesine haraç-mezat satmaktadır.
Kanal 7'nin Hakan'ının coşkun, bıçkın, ölçüsüz, fütursuz, seviyesiz bir eda içinde KKTC'yi kastederek "Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur" ifadesi, böyle bir mirasyedi evladın koordinatlarını ele vermektedir.
Bu arkadaşımıza ve bu mirasyedi mantığını paylaşanlara diyeceklerimiz var elbet:
Oğlum, sen git önce dersine iyi bir çalış. Özellikle tarihi iyi öğren. Sonra bir devlet nasıl kurulur, bir toprak parçası nasıl vatan yapılır, savaş nedir, barış nedir, şehitlik nedir, gazilik nedir? Bu kavramların karşılığını, izahlarını iyice bir öğren. Sonra da Kıbrıs savaşında gençlerini şehit vermiş anaları, babaları, kardeşleri, bacıları bul, Kıbrıs savaşından hala vücudunda kurşun taşıyan gazileri bul ve de ki, ben Sabah gazetesindeki köşemde şöyle yazdım:
"KKTC'nin varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur."
Cevaplarını da yazarsın inşaallah.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025