Çorlu…
Bir vatan toprağı…
Her yer 30 Ağustos kutlamaları için bayraklar ile donanmış…
Düzenli ve planlı yerleşimi, eski binaların temizlik ve düzeni, karayolunun iki yanına sıralanmış fabrikaları, ışıl ışıl ve temiz görüntüsü ile size bir Avrupa kentinde olduğunuz hissini veriyor.
Bizim gibi yurt dışına çıktığında fazla para harcamamak için yaya dolaşmayı tercih edenler bu duyguyu anlarlar. Geçtiğimiz caddeler, sokaklar, parklar sanki Paris'in banliyölerinde yürüyormuş hissini uyandırıyor.
Her ne kadar şehir trafiğini düzenleyen çizgiler ve tabelalar pek anlaşılır gibi değilse de, zamanla bu eksiklerde giderilir diyerek hoş görüyorsunuz.
Tek kusuru, hoş görüşüz şoförleri ile yarış pistindeymiş gibi motor kullananlar.
Çorlu, bizim Hande'nin memleketi… Toprağı bol olsun…
***
Bana en ilginç gelen tarafı kaldırımlarda yürürken karolara kazınmış ünlü insanlara ait sözleri…
Bırakın düşünmeyi, okumayı bile bir yana bırakmış olan insanlar yürüyüp geçerken yıllar öncesinden kendilerine seslenen sözleri göremiyorlar. Gözleri ya alış veriş dükkânlarının vitrinlerinde ya da yiyecek satan tezgâhlarda, lokantalarda…
İlk yazıyı gördükten sonra yürürken kaldırımlara daha dikkatli bakıyorum. Acaba kimlere rastlayacağım?
Omurtak caddesindeki yazılarda Mevlana'dan Namık Kemal'e kadar, günümüz yaşayanlarından Zülfü Livaneli'ye, Andrev Marwel'e kadar pek çok düşünürün sözleri yer almış.
Ne önemi ve ne ilgisi var diyeceksiniz?
Ülkenin her köşesini Araplaştırmaya çalışan bir zihniyet ile karşı karşıya kalınca insan ister istemez uzun bir süredir gitmediği bir yerde bu tür yenilikleri görünce etkileniyor.
***
Otomobil almak isteyenlere ben Bursa yerine Çorlu'yu tavsiye ederim. Adım başı galeri ile karşılaşıyorsunuz. Bursa'nın adı çıkmış. Ancak fiyatlar Çorlu'da daha mantıklı sınırlarda geziyor.
Kentin sakinliği ise cabası…
Yavaş şehir olmasına rağmen yaşanacak bir şehir haline gelmiş.
Yakınındaki Marmara Ereğlisi ise kendini yazın sıcağından kurtarmak isteyenler için önemli bir merkez olmuş. Her ne kadar lokanta ve kafeteryalarda hizmet edenler yeterli olmasa da, günlük ihtiyacı karşılıyorlar. Balıkçı barınağına kadar olan kıyıda insanlar denize girip serinliyor.
Çorlu bir öğrenci şehri değil.
Tam anlamı ile kaba saba bir sanayi şehri de değil.
Bence gidip görmek ve yaşamak gerek.
Nefes alınabilecek ender yerlerden biri… Gezmesi kolay… Çok şey beklemeyenler için ilginç bir model oluşturmuş.
Teşekkürler Çorlu… Bize birkaç gün nefes alma fırsatı verdiğin için…
Kaldırım yazılarının tüm şehirlere örnek olmasını diliyorum.
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025