Beyoğlu'nda, Yüksek Kaldırım'a inen yokuşun başında, kedileri ile bizi karşılayan, büyük avlusu rengârenk ağaçlarla... Oğuz KÖRO?LU'nun kaleminden
Beyoğlu'nda, Yüksek Kaldırım'a inen yokuşun başında, kedileri ile bizi karşılayan, büyük avlusu rengârenk ağaçlarla bezenmiş bir müze karşımıza çıkıyor. Bu müze İstanbul'un en eski Mevlevîhanesi olan Galata Mevlevîhanesi. Devlet tarafından sahip çıkılarak halka açılmış tek tekke özelliğini taşıyan Mevlevîhane, 1975'te 'Divan Edebiyatı Müzesi' adını aldı. Müzenin bu adı almasının nedeni ise Divan Edebiyatının büyük ustalarından Şeyh Galib'in buraya gömülmüş olması.Büyük bir avlu içerisinde yer alan iki katlı Mevlevîhanenin alt katında, dervişlerin eskiden çile doldurduğu her biri 5 m2 olan hücreler bulunuyor. Üst katında ise sema gösterileri için büyük bir alan ve Mevlevî kültürüne ait çeşitli eşyalardan oluşan bir sergi yer alıyor.1491'den bu yana var olan Mevlevîhane sekiz dilime ayrılmış tavanındaki pastel renklerin kullanıldığı kalem işleriyle Osmanlı mimarî zevkinin bütün inceliğini yansıtıyor. Özellikle süslemelerdeki ayrıntıları ve büyük kristal avizesiyle Mevlevîhane bir tarikat yapısından çok çağdaş sarayları andırıyor. Turist rehberlerinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında sayılan ve yabancıların uğrak mekânı hâline gelen Mevlevîhane özellikle Şeb-î arûs günlerinde ve yaz sezonunda her cumartesi yapılan sema gösterileriyle çok sayıda turistin ilgi odağı.Tam bir zarafet numunesiMevlevîhanenin bahçesi de içi gibi ayrı bir güzelliğe sahip. Yüzlerce senelik ağaçlar, suyu halen Terkos gölünden gelen Hasan Ağa Çeşmesi ve Âdile Sultan şadırvanıyla müzeye oldukça ilgi çekici bir görünüm kazandırıyor. Burada bulunan Mevlevî mezarlığı da âdeta bir mezar taşları müzesini andırıyor.İç içe bulunan tüm bu tarihî değerleri ve yeşillikler arasındaki zarafetiyle Divan Edebiyatı Müzesi, Beyoğlu'nda görülmesi gereken yerler arasında en başta geliyor.1975 yılında Divan Edebiyatı Müzesi olarak hizmete açılmış olan Galata Mevlevihanesi, devrinin kültürünü ve sanatını yansıtan kurumlardan biridir. Beyoğlu semtinde Yüksekkaldırım'a inen yokuşun başında yer alan mevlevihane, İstanbul'un en eski mevlevihanesidir. II. Sultan Beyazıd Devrinin beylerbeyi olan İskender Paşa'nın av çiftliği üzerine 1491 yılında inşa edilmiştir. Müze olarak kullanılmakta olan Semahane'nin giriş kapısı üzerinde Sultan Abdülmecid'in tamir kitabesi yer almaktadır ve 1853 tarihini taşımaktadır. Bina sekizgen planlıdır ve 18. yüzyıl Barok üslubunun güzel örneklerinden biridir. Bu bölümde Türk musiki aletleri ile, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilenmektedir. Ahşap kafeslerle ayrılmış olan üst kısmında ise kronolojik sıra ile divan şairlerinin divanları yer almaktadır. Müzenin içerisinde ayrıca, derviş hücreleri, türbeler, kütüphane ve bir mezarlık yer almaktadır... Mevlevihanenin tarihçesi ve bölümleri1492'de yapılan ilk tekke şehrin en eski mevlevi tekkesidir. Şimdiki ahşap bina ise 18. yüzyıl sonlarından kalmadır. Bir kısmı mezarlık olan geniş bir bahçe içindedir. Divan Edebiyatı Müzesi olarak kullanılmaktadır. Külliye halinde inşa edilmiş olan mevlevihane; semahane, derviş hücreleri, şeyh dairesi ve hünkar mahfeli, bacılar kısmı, kütüphane, sebil, muvakkithane, mutfak, türbeler ve hazineden oluşmaktadır. Semahane: Müze olarak kullanılmakta olan bu ahşap kısmın giriş kapısı üzerinde Sultan Abdülmecid'in tamir kitabesi yer almaktadır ve 1853 tarihini taşımaktadır. Bina sekizgen planlıdır ve 18. yüzyıl Barok üslubunun güzel örneklerinden biridir. Bu bölümde Türk musiki aletleri ile, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilenmektedir. Ahşap kafeslerle ayrılmış olan üst kısmında ise kronolojik sıra ile divan şairlerinin divanları ile mevlevihanede yetişmiş olan Şeyh Galib, İsmail Ankaravî, Esrar ve Fasih Dedeler ile Şair Leylâ Hanım'a ait el yazması eserler yer almaktadır. Şeyh dairesi ve Hünkar mahfeli üst kattadır. Derviş Hücreleri: Kâgirdir ve yan yana dizilmiş odalardan meydana gelmiştir. Türbeler: Şeyh Galib Türbesi; 19.yüzyıl başlarında Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kare planlıdır. İçinde mevlevihanede şeyhlik yapmış olan Mehmed Ruhi, Hüseyin, İsa Selim Efendiler ile Mesneviyi ilk şerh eden Şarih-i İsmail Ankaravî ve Şeyh Galib Efendi gömülüdür. Halet Said Efendi Türbesi; diğer türbe ile aynı tarihte yapılmıştır. Kare planlıdır. İçinde Şeyh Kudretullah, Ataullah efendiler ile Halet Said Efendi ve Ubeydullah Efendi'nin eşi Emine Esma Hanım gömülüdür. Sebil ve Muvakkithane: Girişin sağında yer almaktadır. Kâgir olan yapı 19.yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Kütüphane: Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır. Muvakkithane'nin üst katında yer alır. İçinde 3455 cilt kitap bulunmaktadır. Hâzire (Mezarlık): Mevlevihanede şeyhlik yapmış olanlarla, eşleri, kudumzenler, neyzenler, divan sahibi şairler gömülüdür. Ayrıca Humbaracı Ahmed Paşa'nın, Türkiye'de ilk matbaayı kuran İbrahim Müteferrika'nın, ünlü bestekâr Vardakosta Seyyid Ahmed Ağa'nın, Nayi Osman Dede'nin ve Tepedelenli Ali Paşa'nın aile efradının mezarları bulunmaktadır. Mezar taşları yazı ve süslemeler açısından da çok değerlidir. Oğuz Köroğlu
Beyoğlu'nda, Yüksek Kaldırım'a inen yokuşun başında, kedileri ile bizi karşılayan, büyük avlusu rengârenk ağaçlarla bezenmiş bir müze karşımıza çıkıyor. Bu müze İstanbul'un en eski Mevlevîhanesi olan Galata Mevlevîhanesi. Devlet tarafından sahip çıkılarak halka açılmış tek tekke özelliğini taşıyan Mevlevîhane, 1975'te 'Divan Edebiyatı Müzesi' adını aldı. Müzenin bu adı almasının nedeni ise Divan Edebiyatının büyük ustalarından Şeyh Galib'in buraya gömülmüş olması.Büyük bir avlu içerisinde yer alan iki katlı Mevlevîhanenin alt katında, dervişlerin eskiden çile doldurduğu her biri 5 m2 olan hücreler bulunuyor. Üst katında ise sema gösterileri için büyük bir alan ve Mevlevî kültürüne ait çeşitli eşyalardan oluşan bir sergi yer alıyor.1491'den bu yana var olan Mevlevîhane sekiz dilime ayrılmış tavanındaki pastel renklerin kullanıldığı kalem işleriyle Osmanlı mimarî zevkinin bütün inceliğini yansıtıyor. Özellikle süslemelerdeki ayrıntıları ve büyük kristal avizesiyle Mevlevîhane bir tarikat yapısından çok çağdaş sarayları andırıyor. Turist rehberlerinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında sayılan ve yabancıların uğrak mekânı hâline gelen Mevlevîhane özellikle Şeb-î arûs günlerinde ve yaz sezonunda her cumartesi yapılan sema gösterileriyle çok sayıda turistin ilgi odağı.Tam bir zarafet numunesiMevlevîhanenin bahçesi de içi gibi ayrı bir güzelliğe sahip. Yüzlerce senelik ağaçlar, suyu halen Terkos gölünden gelen Hasan Ağa Çeşmesi ve Âdile Sultan şadırvanıyla müzeye oldukça ilgi çekici bir görünüm kazandırıyor. Burada bulunan Mevlevî mezarlığı da âdeta bir mezar taşları müzesini andırıyor.İç içe bulunan tüm bu tarihî değerleri ve yeşillikler arasındaki zarafetiyle Divan Edebiyatı Müzesi, Beyoğlu'nda görülmesi gereken yerler arasında en başta geliyor.1975 yılında Divan Edebiyatı Müzesi olarak hizmete açılmış olan Galata Mevlevihanesi, devrinin kültürünü ve sanatını yansıtan kurumlardan biridir. Beyoğlu semtinde Yüksekkaldırım'a inen yokuşun başında yer alan mevlevihane, İstanbul'un en eski mevlevihanesidir. II. Sultan Beyazıd Devrinin beylerbeyi olan İskender Paşa'nın av çiftliği üzerine 1491 yılında inşa edilmiştir. Müze olarak kullanılmakta olan Semahane'nin giriş kapısı üzerinde Sultan Abdülmecid'in tamir kitabesi yer almaktadır ve 1853 tarihini taşımaktadır. Bina sekizgen planlıdır ve 18. yüzyıl Barok üslubunun güzel örneklerinden biridir. Bu bölümde Türk musiki aletleri ile, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilenmektedir. Ahşap kafeslerle ayrılmış olan üst kısmında ise kronolojik sıra ile divan şairlerinin divanları yer almaktadır. Müzenin içerisinde ayrıca, derviş hücreleri, türbeler, kütüphane ve bir mezarlık yer almaktadır... Mevlevihanenin tarihçesi ve bölümleri1492'de yapılan ilk tekke şehrin en eski mevlevi tekkesidir. Şimdiki ahşap bina ise 18. yüzyıl sonlarından kalmadır. Bir kısmı mezarlık olan geniş bir bahçe içindedir. Divan Edebiyatı Müzesi olarak kullanılmaktadır. Külliye halinde inşa edilmiş olan mevlevihane; semahane, derviş hücreleri, şeyh dairesi ve hünkar mahfeli, bacılar kısmı, kütüphane, sebil, muvakkithane, mutfak, türbeler ve hazineden oluşmaktadır. Semahane: Müze olarak kullanılmakta olan bu ahşap kısmın giriş kapısı üzerinde Sultan Abdülmecid'in tamir kitabesi yer almaktadır ve 1853 tarihini taşımaktadır. Bina sekizgen planlıdır ve 18. yüzyıl Barok üslubunun güzel örneklerinden biridir. Bu bölümde Türk musiki aletleri ile, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilenmektedir. Ahşap kafeslerle ayrılmış olan üst kısmında ise kronolojik sıra ile divan şairlerinin divanları ile mevlevihanede yetişmiş olan Şeyh Galib, İsmail Ankaravî, Esrar ve Fasih Dedeler ile Şair Leylâ Hanım'a ait el yazması eserler yer almaktadır. Şeyh dairesi ve Hünkar mahfeli üst kattadır. Derviş Hücreleri: Kâgirdir ve yan yana dizilmiş odalardan meydana gelmiştir. Türbeler: Şeyh Galib Türbesi; 19.yüzyıl başlarında Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kare planlıdır. İçinde mevlevihanede şeyhlik yapmış olan Mehmed Ruhi, Hüseyin, İsa Selim Efendiler ile Mesneviyi ilk şerh eden Şarih-i İsmail Ankaravî ve Şeyh Galib Efendi gömülüdür. Halet Said Efendi Türbesi; diğer türbe ile aynı tarihte yapılmıştır. Kare planlıdır. İçinde Şeyh Kudretullah, Ataullah efendiler ile Halet Said Efendi ve Ubeydullah Efendi'nin eşi Emine Esma Hanım gömülüdür. Sebil ve Muvakkithane: Girişin sağında yer almaktadır. Kâgir olan yapı 19.yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Kütüphane: Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır. Muvakkithane'nin üst katında yer alır. İçinde 3455 cilt kitap bulunmaktadır. Hâzire (Mezarlık): Mevlevihanede şeyhlik yapmış olanlarla, eşleri, kudumzenler, neyzenler, divan sahibi şairler gömülüdür. Ayrıca Humbaracı Ahmed Paşa'nın, Türkiye'de ilk matbaayı kuran İbrahim Müteferrika'nın, ünlü bestekâr Vardakosta Seyyid Ahmed Ağa'nın, Nayi Osman Dede'nin ve Tepedelenli Ali Paşa'nın aile efradının mezarları bulunmaktadır. Mezar taşları yazı ve süslemeler açısından da çok değerlidir. Oğuz Köroğlu
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.