- Mavi Marmara baskınında 9 vatandaşımızı katleden İsrail'e 3 yıldır adeta 'ne olur bizden özür dile' diye yalvarıyoruz.
- Suriye-Türkiye sınırında bulunan mayınlı arazilerin 49 yıllığına İsrail'e verilmesi için gerekli adımlar atıldı neyseki çıkarılan yasalar Anayasa Mahkemesi engeline takıldı.
- İsrail'in OECD üyeliğine onay verildi.
- İsrail, Lübnan savaşında Hizbullah'a yenildi, askerimizi İsrail'e kalkan yapmak üzere Lübnan'a gönderdik.
- Malatya Kürecik'e İsrail'i koruma amaçlı füze radarı sistemi kurulmasına izin verdik.
- Galataport 49 yıllığını Yahudi iş adamı Sami Ofer'e verildi. Yargı ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesiyle bu kıyağı iptal etti.
- TÜPRAŞ'ın % 14.6'lık hissesi ihalesiz olarak yine Sami Ofer'e verildi.
- Gazze'yi bombalayan İsrail savaş uçaklarının pilotları eğitimlerini Konya'da aldı.
- İsrail ile askeri anlaşmalar aynen devam ediyor.
- İsrail ile hiçbir ekonomik anlaşma dahi iptal edilmedi. Üstelik iki ülke arasındaki ticaret hacmi sürekli gelişiyor.
- Türkiye madenlerinin önemli bir kısmı İsrail şirketlerine yok pahasına satıldı.
- Özellikle Güneydoğu bölgesinde Yahudilere toprak satışında patlama oldu.
- Başbakan Erdoğan'a Ocak 2004 yılında Amerika ziyareti sırasında Amerikan Musevi Komitesi tarafından "Yahudi Cesaret Ödülü" olan “Davut Boynuzu” verilmişti. Erdoğan yoğun taleplere rağmen bu ödülü iade etmedi.
Tüm bunlar AKP hükümetinin İsrail politikasından bazı örnekler.
Şimdi bu hükümetin Başbakanı olan Erdoğan kalkmış "Gazze’de katledilen o masum yavrucukların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır” diye haykırıyor.
Kim soracak İsrail'e hesabı, sen mi?
Hadi ordan!
Yazımızı gazetemizin önceki gün "Konuşmakla olsaydı" başlıklı analiz haberinden şu bölümle noktalamak istiyorum:
“Yavrucukların hesabını sormak ya da yeninin eskiden farklı olduğunu hissettirebilmek” için kapsamlı askeri, diplomatik, siyasi ve ekonomik adımlar atmak gerekiyor.
Türkiye, Mavi Marmara gemisinde öldürülen 9 vatandaşımızın hesabını İsrail’e soramadı.
Kendi vatandaşlarının hesabını halledemeyen bir anlayış, Gazze’deki masumların hakkını arayacağı hususunda dünyayı nasıl ikna edecektir?
Dahası İsrail’in en büyük hamisi ABD adına Ortadoğu coğrafyasında iş gören bir anlayış, işverenin izni olmadan İsrail’e nasıl zarar verebilir?
Libya’da İsrail karşıtı Kaddafi’yi deviren, Suriye’de İsrail karşıtı Beşşar Esad’ı devirmeye çalışan, Lübnan’da İsrail’e bugüne kadar tek yenilgiyi tattıran Hizbullah’a karşı ABD yanlısı Hariri ve Mikati hükümetlerini destekleyen bir zihniyet İsrail’in üzerine nasıl yürüyecektir?
- Suriye-Türkiye sınırında bulunan mayınlı arazilerin 49 yıllığına İsrail'e verilmesi için gerekli adımlar atıldı neyseki çıkarılan yasalar Anayasa Mahkemesi engeline takıldı.
- İsrail'in OECD üyeliğine onay verildi.
- İsrail, Lübnan savaşında Hizbullah'a yenildi, askerimizi İsrail'e kalkan yapmak üzere Lübnan'a gönderdik.
- Malatya Kürecik'e İsrail'i koruma amaçlı füze radarı sistemi kurulmasına izin verdik.
- Galataport 49 yıllığını Yahudi iş adamı Sami Ofer'e verildi. Yargı ulusal çıkarlara aykırı olduğu gerekçesiyle bu kıyağı iptal etti.
- TÜPRAŞ'ın % 14.6'lık hissesi ihalesiz olarak yine Sami Ofer'e verildi.
- Gazze'yi bombalayan İsrail savaş uçaklarının pilotları eğitimlerini Konya'da aldı.
- İsrail ile askeri anlaşmalar aynen devam ediyor.
- İsrail ile hiçbir ekonomik anlaşma dahi iptal edilmedi. Üstelik iki ülke arasındaki ticaret hacmi sürekli gelişiyor.
- Türkiye madenlerinin önemli bir kısmı İsrail şirketlerine yok pahasına satıldı.
- Özellikle Güneydoğu bölgesinde Yahudilere toprak satışında patlama oldu.
- Başbakan Erdoğan'a Ocak 2004 yılında Amerika ziyareti sırasında Amerikan Musevi Komitesi tarafından "Yahudi Cesaret Ödülü" olan “Davut Boynuzu” verilmişti. Erdoğan yoğun taleplere rağmen bu ödülü iade etmedi.
Tüm bunlar AKP hükümetinin İsrail politikasından bazı örnekler.
Şimdi bu hükümetin Başbakanı olan Erdoğan kalkmış "Gazze’de katledilen o masum yavrucukların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır” diye haykırıyor.
Kim soracak İsrail'e hesabı, sen mi?
Hadi ordan!
Yazımızı gazetemizin önceki gün "Konuşmakla olsaydı" başlıklı analiz haberinden şu bölümle noktalamak istiyorum:
“Yavrucukların hesabını sormak ya da yeninin eskiden farklı olduğunu hissettirebilmek” için kapsamlı askeri, diplomatik, siyasi ve ekonomik adımlar atmak gerekiyor.
Türkiye, Mavi Marmara gemisinde öldürülen 9 vatandaşımızın hesabını İsrail’e soramadı.
Kendi vatandaşlarının hesabını halledemeyen bir anlayış, Gazze’deki masumların hakkını arayacağı hususunda dünyayı nasıl ikna edecektir?
Dahası İsrail’in en büyük hamisi ABD adına Ortadoğu coğrafyasında iş gören bir anlayış, işverenin izni olmadan İsrail’e nasıl zarar verebilir?
Libya’da İsrail karşıtı Kaddafi’yi deviren, Suriye’de İsrail karşıtı Beşşar Esad’ı devirmeye çalışan, Lübnan’da İsrail’e bugüne kadar tek yenilgiyi tattıran Hizbullah’a karşı ABD yanlısı Hariri ve Mikati hükümetlerini destekleyen bir zihniyet İsrail’in üzerine nasıl yürüyecektir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024