Fenerbahçe bir kere daha yitip gitmekte olan maçtan hem de deplasmanda üç puan çıkardı.
Neden maç gitmek üzereydi. Nedeni basit. İsmail Kartal'ın artık saplantı haline getirdiği Dzeko'yu oyundan alma inadı yüzünden.
Şimdi sorulunca yoruldu diyecek. Hayır yorulmadı kardeşim. Büyük bir gayret ile tüm pasör özelliklerini sergileyerek takımı ilerde tutuyordu. Oyundan çıkınca Fenerbahçe'de orta saha çöktü. Antalya kontrolü ele geçirdi. Ya maç gitseydi.
Bakın şimdi enteresan bir şey daha var. Dzeko'nun oyundan çıktığı dakika 83. Şimdi bu adam 83 dakika çok iyi mücadele etmiş, takımı ileri taşımış ve oyunda tutmuş.
Yani İsmail Kartal'a göre o kadar yorulmuş ki hadi uzatmalarla son 12-13 dakikayı çıkaramayacak durumda.
Ya bu kadar sahada kalan Dzeko son bir 15 dakikayı rahat rahat oynar. Fakat yapacak bir şey yok takmış bir kere oyundan alacak. Neyse.
Fenerbahçe hakketti mi? Karar vermek zor. Fenerbahçe çok iyi bir oyun oynamadı. Antalya karşısında idare ettiler.
Bu futbol ile Fenerbahçe şampiyonluğu koparır alır mı derseniz cevabım biraz zor demek olur. Karşılaşma da son 10-15 dakikası hariç resmen uyuttu. Uyutarak şampiyonluk zor gelir.
Fakat her şeye rağmen ibre Fenerbahçe'yi gösteriyor. Takımda uzun zamandan beri görülmeyen iyi bir arkadaşlık ve inanç var gibi bir sezgi oluşuyor bende.
Fenerbahçe futbol takımı enteresan geleneklere sahip. Mesela zorlanınca kolay kolay maç kazanamazlar. Fakat bu sene zorlansa da kazanıyorlar.
Böyle bir ekstra durum Fenerbahçe'yi küçük farkla olsa da daha iddialı duruma getiriyor.
Takımın zayıf karnı İsmail Kartal. Umarım Dzeko ile yaşadığı sorun şampiyonluğa mâl olmaz.
Maçı da değerlendirmeye çalışalım. Maç başladıktan kısa bir süre içinde şunlar gözüktü. Fenerbahçe'de en çok aksiyon içine giren iki oyuncu İsmail Yüksek ve Dusan Tadiç.
Ne var ki İsmail Yüksek sürekli top kaybı yapıyor ve Tadiç de topu olumlu kullanamıyordu.
Bunun sonucu Antalya oyuna ortak oldu ve karşılaşma ortalama üstünde bir tempoda karşılıklı hücumlar ile geçmeye başladı.
Fenerbahçe'nin attığı ilk gol aslında çok şey söylüyor. Çünkü hatalar yapan İsmail Yüksek ve Tadiç bu goldeki aksiyonlarda etkili olunca Fenerbahçe öne geçebildi.
Yoksa daha önce bu ikili birçok hücumu heba etti ve Antalya mücadeleye ortak oldu.
Tabii şimdi golü atan Cengiz var. Herkes ne klas vuruş falan diyor haliyle.
Kardeşim adam kaleyi düşünmedi. Ya orta yaptı ya da pas vermeye çalıştı. O top da gitti gol oldu.
Bu arada ilk yarı ile ilgili söylenmesi gereken bir diğer husus şu.
Fenerbahçe bu yarıda gol yemediyse bunda Djiku'nun katkısı çok büyük. Djiku cesur bir adam.
Öne çıkıp ikinci bölgede rakipleri karşılıyor. Bunda başarılı ve bence bu çok olumlu bir davranış. Bu maçta da böyle çok Antalya hücumunu kesti.
İkinci yarıyı düşünürsek şunları yazabiliriz. 60 dakikadan itibaren oyunun kontrolü Antalya'ya geçti. Fakat Antalya topu ancak 2. bölgeye kadar getirebilme becerisi gösterdi.
Antalya topu 3. bölgeye getiremedi. Bunun nedeni de basit. Fenerbahçe defansta boş alan vermeden çok adamla iyi savunma yaptı.
Bu yarıda Fenerbahçe'de hücum heba eden oyuncu genelde Szymanski idi.
Szymanski çok topla buluştu ama bir o kadar hata yaptı ve haliyle ikinci gol bir türlü gelmedi.
Bu Szymanski sezon başındaki Szymanski değil.
Bir de Kruniç var. Vallahi şu an ana kadar ne yaptı belli değil. Henüz ısınamadı galiba.
Son olarak Fenerbahçe'yi kurtaran golde tüm övgüleri Bonucci hakkediyor. Nasıl bir pas attı inanmak mümkün değil.
Tabii Batshuayi topu çok iyi takip edip koşu yaparak pozisyonu golle sonuçlandırdı. Batshuayi'nin yaptığı son vuruşta herhalde tüm tabiat kanunları alt üst olmuştur.
Evet sevgili okurlar. Yaşasın şampiyonluk yarışı sürüyor.
Bu haftadan bakınca şu an için yarışın son ana kadar belirsizliğini sürdüreceğini söyleyebiliriz.
Şimdi takılan olmadı. Bakalım haftaya takılan olacak mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025