İşi ilk ağızdan dinlemeye devam

Aslında dünkü yazıma ekleyecektim, ama yazı uzun olur diye bugüne bıraktım.

Yıllarını Avrupa'da eğitime ayırmış kuzen, başka şeyler de anlatmıştı bana, şu parçası olmak için memleketi bile satmayı göze aldığımız AB hakkında.

Büyüklüğü mak'at/oturak kadar da olsa, Batılının karakteristik özelliğini yansıtan, tarihte vuku bulmuş sömürgecilik hizmetlerinde(!) hayli payı olan NL'de ve diğer tüm batı ülkelerinde yoğun bir ateizm/tanrı tanımazlık halinin yaşandığını anlattı bana, hem kuzen hem de yeğen.

Avrupa şiddetli bir şekilde, hatta bizim hızlı tirenden bile daha suratlı bir dinsizlik hali hakim.

Oysa biz, kaynağı birkaç on sene öncesine dayan, mesnetsiz ve tutarsız bir anlayışın sonucu olarak, iş bu ateizm karşıtlığı yüzünden ehl-i kitabı cennetlik ilan etmedik mi?

Tabi önce hak, doğru, hakikat ilan edip sonra da cennetlik ilan ettik.

Bunu tek bir gaye için yapmıştık; ateizmle mücadele uğruna.

İlk ateistin bir kardinal olması, yani ateizm fikrinin kiliseden çıkması bir yana, ateizmin kalesi olarak kabul edilen komünizm varken niye yapmadık ehl-i kitapla bu, kerameti kendinden menkul kontrateizm birlikteliğini?

Komünizm yıkıldı, haçlı dünyasının tek hedefi İslam kaldı ve haçlılarla, kendi ürünleri, kendi mamulleri olan ateizmle mücadeleye başladık.

Hem de İslam'ın, başta itikadi olmak üzere bütün ölçülerini yerinden oynatarak yapmaya başladık bu mücadeleyi.

Peki kendi insanı hızlı bir şekilde ateizme kayan, kilisesi örümcek bağlamış, din adamı değişik ahlaki suçlamalarla karşı karşıya olan Hıristiyan batı, kendi iç meselsi olan bu ateizme kayışı niye önleyemiyor?

Önleyemiyor, önlemek istemiyor.

Adımı koyarım, Batı dünyasındaki bu ateizme kayış; "Müslüman olacağına ateist olsun" yaklaşımının ürünüdür.

Yıllarca Avrupa'da "Müslümanlığı seçen" Hıristiyan kişileri duyduk. Her fırsatta İslam'a en galiz hakaretlerle saldıran Batılı için en büyük tehlike Müslüman olmaktır, ateist olmak değil.

İşte bunun için geçmişte yoğun olarak süren İslam'ı tercih, yerini ateizme kayışı bıraktı.

Olay bundan ibarettir.

Peki bizdeki bu "ateizme karşı ittifak fikri" nerden çıktı?

Son zamanlarda alenileşen ve gayesi bu milleti Hıristiyan yapmak olan "Dinlerarası Diyalog" da aynı cümlenden mülhemdir.

"Hem alem-i insaniyette inkar-i uluhiyyet niyetiyle...Deccal komitesini, Hazret-i İsa'nın (as) din-i hakikisini İslamiyetin hakikatiyla birleştirmeye çalışan...Müslüman İsevîler unvanına layık bir cemiyet...beşeri inkar-ı uluhiyetten kurtaracak." (Risale-i Nur Kulliyatı'ndan, Mektubat, Sözler Yay. 29. mektup, 7. kısım, ikinci sual)

İşte bütün bu vaveylanın kaynağı olan cümle.

Ahır zamanda İsevî Müslümanlar (Bunlar Papa, Barthelomeos, Evangelist Bush, Huntington... ve diğerleri olsa gerktir, çünkü, ateizmle mücadelede bunlarla beraber hareket ediliyor) Hz. İsa'nın etrafında Müslümanlarla birlik olup ateizmi yakacaklar.

İyi de, Hz. Muhammed (as) İsa'nın (as) iniş sebeplerini başka şekilde açıklıyor; bugünkü Hıristiyanlığı kökünden yıkmak.

Hadis-i şeriflerde geleceği haber verilen Hz. İsa Mesih (as), geldiği dünyada bazı "inkılapları" da yapacak.

a-Haçı kıracak.

b-Domuzu öldürecek.

c-Kan ve gözyaşını dindirecek.

Bütün bunlar bugünün Hıristiyan dünyasının en belirgin özellikleri değil mi?

Tekrar ediyor ve diyorum ki, batıdan insanların ateist olması, tamamen kilisenin bir planıdır. "Müslüman olmaktansa ateist olsunlar" bunun fikri temelidir.

Kaldı ki, İslam ölçülerinde ateist de kafirdir, ehl-i kitap da.

İyisi mi siz biraz daha fazla sohbet edin Avrupa'da çalışan akrabalarınızla.