Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 01.05.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Her sene 1 Mayıs'ta gündeme gelen işçi hakları meselesi, sermaye sahipleri ile emek sahipleri arasındaki mücadeleden kaynaklanmaktadır.
Kapitalizm gelirin ve kaynakların belli bir kesimin elinde toplanmasına hizmet eder. Netice sosyal sınıflar arasında ciddi uçurumların oluşmasıdır.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik ücretlere de yansımıştır. Düşük ücret ve fazla çalışma saatleri halen çözülememiş meselelerdir.
Sosyalizm, işçilerin durumunu iyileştirmek için işçi haklarını ve sendikacılık faaliyetlerini getirse de gerçek manada hakları sunamamıştır.
Komünizmin işçiyi ele alışı da farklı olmamıştır. Marks ve Engels'in ortaya attığı komünist sistemde, kapitalizmin sömürü mantığının önüne geçmenin yolu olarak özel mülkiyetin kaldırılması önerilmiştir.
Bu sayede sınıf farklılığının olmayacağına inanılmıştır ancak netice beklenildiği gibi gerçekleşmemiştir.
Marksist anlayış Sovyetler Birliği'nde hâkim olduğu dönemlerde komünal toplum yapısına ulaşılamadığı gibi, tersine bir işçi sınıfı diktatörlüğü doğmuş, bu sefer de idareci sınıf halkı sömürmüştür.
Anlattığımız her sistem güçlünün zayıfı ezmesi ile sonuçlanmıştır.
Bugün komünist sistem, "biz"de çözüm aramaktadır.
İşçi Bayramı'nın içinden çıktığı sosyalizm, işçiye ne verebilmiştir?
Ülkemizin şartlarını değerlendirirsek, mevcut düzen işçiye zaten bir şey vaat etmiş de değildir.
Ancak ısrarla aynı düzeni iktidar edenler bugün sokaklarda bayram adı altında hak aramaya çalışmaktadır.
Geçtiğimiz yıllarda, kapanan iş yerleri ve işten çıkarmalara karşı tepki olarak kış günü havuzlara giren işçi kardeşlerimizi unutmadık.
Bu acı tabloya kendi tercihleri ile geldiklerini belirtmek istiyoruz.
Hak arama, hakkı verecek düzenlemesi mevcut bir sistemde söz konusu olabilir.
Uygulanagelmiş sistemler de krizdedir ve çıkış aramaktadır.
Eylül veya Ekim ayında Rusya Parlamentosu'nda yapacağımız konuşmamızda Milli Ekonomi Modeli'nin işçiye olan yaklaşımı da ele alınacaktır.
İşçi haklarında en önemli konu, piyasalarda emek arzı ile emek talebi arasında yaşanan dengesizliktir.
Eğer emek talep edenlerin şartları iyi ise, ne kadar sendikalaşma süreci yaşanırsa yaşansın, işçiler için gerçek manada hak elde etmek söz konusu olamaz.
Biz, Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan sosyal devlet projeleri ile piyasada eksik kalan tüketimi dengelemekteyiz.
Bu sayede üretim hızına eşit bir tüketim hızı oluşturulacaktır.
Tam istihdam ve sürekli büyüme ancak böyle bir dengede sağlanabilir.
Ancak tam istihdamın olduğu bir ortamda, isteyen istediği ücretler ile çalışma hakkını elde edebilir.
Sosyal devletin gereği olarak desteklenen işçi, hem kendi işinde çalışacak hem de işinden aldığı ücret haricinde sosyal devletten sağlayacağı maddi destekle kalkınacaktır.
Milli Devlet - Sosyal Devlet anlayışımıza göre işçi kesimi bir yandan ekonomik olarak piyasalarda üretimi sağlayan emek gücüdür; diğer yandan da piyasaların dengesini teminde etkili bir tüketicidir.
Bize göre, piyasaların dengesi için işçi sınıfının tüketim kabiliyetinin arttırılması devlet eliyle yapılması gereken bir yükümlülüktür.
Milli Ekonomi Modeli'nde işçi olmak hayat boyu devam edecek bir kader de değildir.
İsteyen ve projesi olan herkese teminatsız ve sıfır faizli kredi imkânı ve bireylerin eğitim hayatları boyunca masraflarının milli devlet tarafından karşılanması projelerimiz ile her birey eğer kabiliyeti ve projesi varsa işveren olabilecektir.
Kısaca Milli Ekonomi Modeli ile işçilerimiz için yapmak istediklerimiz, bireysel olarak hayat standartlarını yükselterek insanca yaşamalarını sağlamaktır.
Bu sayede işçilerimiz zaten hak ettikleri ama kendilerine verilmeyeni almak için sokaklara dökülmeyeceklerdir.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Üç ayları değerlendirelim / 03.01.2025
- Regaib Kandili'miz mübarek olsun / 02.01.2025
- Receb ayı hayırlara vesile olsun / 01.01.2025
- Yeni bir yıldan beklediklerimiz / 31.12.2024
- Atatürk'e sahip çıkmak / 30.12.2024
- Atatürk'ün soyağacı / 29.12.2024
- Atatürk vatandır / 28.12.2024
- Malazgirt'ten Büyük Taarruz'a Ehl-i Beyt nefesi / 27.12.2024
- Ehl-i Beyt-4 / 26.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Regaib Kandili'miz mübarek olsun / 02.01.2025
- Receb ayı hayırlara vesile olsun / 01.01.2025
- Yeni bir yıldan beklediklerimiz / 31.12.2024
- Atatürk'e sahip çıkmak / 30.12.2024
- Atatürk'ün soyağacı / 29.12.2024
- Atatürk vatandır / 28.12.2024
- Malazgirt'ten Büyük Taarruz'a Ehl-i Beyt nefesi / 27.12.2024
- Ehl-i Beyt-4 / 26.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024