Irak'ta ay sonu yapılacak olan genel seçimler en fazla Başbakan Allavi'nin canını sıkıyor.
Iraklılar'ın gözünde Amerika'nın Adamı imajını bir türlü silemeyen Allavi, seçimler yaklaştıkça Bush'la diyaloğunu artırdı.
Önceki gün yapılan Bush-Allavi telefon görüşmesinin ana konusunu da seçimler oluşturdu.
Şiiler ile Sünniler arasında sıkışan Allavi, ülkede var olmayan otoritesini kaybetmekten korkuyor.
Özellikle Şiiler'in Allavi'ye bakışı bu endişeleri artırdı.
Irak genelinde Şii ağırlığı hakim. Nüfus ağırlığını siyasal ağırlığa dönüştürebilecek konumdaki Şiilere komşu ülkeler de endişeyle yaklaşıyor.
Şii İran için Şii ağırlıklı Irak önemli bir avantaj oluştururken, Suriye ve diğer komşu ülkelerdeki Şiilern de bundan etkilenebilecek olması onları korkutuyor.
Genel seçimlerde güney bölgelerde büyük bir oranla Şii ağırlık parlamentoya yansıyacak.
Petrol merkezli Kuzey'in durumu ise oldukça karmaşık.
Stratejik bir bölge teşkil eden Kuzey Irak'ta kıyasıya bir rekabet ve bir türlü bitmek bilmeyen çatışma var.
Kuzeydeki Arap potansiyel ile Kürt ve Türkmen ağırlık arasında sürekli bir mücadele sözkonusu.
Musul, Kerkük ve Bağdat ekseninde hemen hergün Türkmenler öldürülüyor. Yerli Araplar siyasal baskı altına alınıyor, nüfus göçü yaşanıyor, diplomatlara ve bürokratlara suikastlar düzenleniyor.
Dün Bağdat valisi ve korumalarına düzenlenen suikast da bunun yansıması. Yeni suikastlara yeni ve şaibeli trafik kazaları ekleniyor. Partiler arasındaki güç mücadelesini bastırmak güç.
IKDP ve IKYB'nin içerisende bulunduğu gerilimli ortamda PKK-KADEK militanları da at koşturmaya başladı.
PKK-KADEK militanlarının bölgede fink attığı ortamda Amerikan askerlerinin olaylara geç müdahale etmesi ise mevcut durumun daha da içinden çıkılmaz hal almasına neden oluyor.
Son haftalarda Türk şoförler ve Türk güvenlik güçlerine yönelik tırmanış gösteren saldırılar da Türkiye'nin bu bölgede yeni sorunlarla karşılaşacağının işaretlerini veriyor.
İşgal gücü yönetimi 30 Ocak sonrası Irak'ta demokrasinin yerleşemeyecek olmasını tahmin ediyor.
ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları da Irak'ta çatışmaların uzun bir sürece yayılacağını dile getirdiler.
Irak'ta sadece bir işgal değil, işgalin beraberinde getirdiği ve yan etkisi niteliğindeki çıkar çatışmaları ve siyasal ağırlık mücadeleleri gelecek açısından derin bir uçurumu işaret ediyor.
Irak seçimlerinde etkili bir sonuç elde edemeyeceğini hisseden kesimler seçimleri ertelemek için gayret gösteriyor.
Allavi de böyle düşünüyor olmalı ki Bush ile dirsek temasını sıklaştırdı.
30 Ocak seçim hareketliliğinde yeni saldırı ve suikastlar beklemek gerek.
Hassas Irak terazisinin kefelerine çekemeyeceği ağırlığı koyarak dengeyi bozan işgalciler için 30 Ocak sadece ortaya konan sandık olmayacak; Şubat'ın ilk sabahından ne bekledikleri önemli.
Beklentiler değil, mevcut durum sandığa yansıyacak.
Dengesiz politikalarla şiddet durdurulamaz.
Iraklılar'ın gözünde Amerika'nın Adamı imajını bir türlü silemeyen Allavi, seçimler yaklaştıkça Bush'la diyaloğunu artırdı.
Önceki gün yapılan Bush-Allavi telefon görüşmesinin ana konusunu da seçimler oluşturdu.
Şiiler ile Sünniler arasında sıkışan Allavi, ülkede var olmayan otoritesini kaybetmekten korkuyor.
Özellikle Şiiler'in Allavi'ye bakışı bu endişeleri artırdı.
Irak genelinde Şii ağırlığı hakim. Nüfus ağırlığını siyasal ağırlığa dönüştürebilecek konumdaki Şiilere komşu ülkeler de endişeyle yaklaşıyor.
Şii İran için Şii ağırlıklı Irak önemli bir avantaj oluştururken, Suriye ve diğer komşu ülkelerdeki Şiilern de bundan etkilenebilecek olması onları korkutuyor.
Genel seçimlerde güney bölgelerde büyük bir oranla Şii ağırlık parlamentoya yansıyacak.
Petrol merkezli Kuzey'in durumu ise oldukça karmaşık.
Stratejik bir bölge teşkil eden Kuzey Irak'ta kıyasıya bir rekabet ve bir türlü bitmek bilmeyen çatışma var.
Kuzeydeki Arap potansiyel ile Kürt ve Türkmen ağırlık arasında sürekli bir mücadele sözkonusu.
Musul, Kerkük ve Bağdat ekseninde hemen hergün Türkmenler öldürülüyor. Yerli Araplar siyasal baskı altına alınıyor, nüfus göçü yaşanıyor, diplomatlara ve bürokratlara suikastlar düzenleniyor.
Dün Bağdat valisi ve korumalarına düzenlenen suikast da bunun yansıması. Yeni suikastlara yeni ve şaibeli trafik kazaları ekleniyor. Partiler arasındaki güç mücadelesini bastırmak güç.
IKDP ve IKYB'nin içerisende bulunduğu gerilimli ortamda PKK-KADEK militanları da at koşturmaya başladı.
PKK-KADEK militanlarının bölgede fink attığı ortamda Amerikan askerlerinin olaylara geç müdahale etmesi ise mevcut durumun daha da içinden çıkılmaz hal almasına neden oluyor.
Son haftalarda Türk şoförler ve Türk güvenlik güçlerine yönelik tırmanış gösteren saldırılar da Türkiye'nin bu bölgede yeni sorunlarla karşılaşacağının işaretlerini veriyor.
İşgal gücü yönetimi 30 Ocak sonrası Irak'ta demokrasinin yerleşemeyecek olmasını tahmin ediyor.
ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları da Irak'ta çatışmaların uzun bir sürece yayılacağını dile getirdiler.
Irak'ta sadece bir işgal değil, işgalin beraberinde getirdiği ve yan etkisi niteliğindeki çıkar çatışmaları ve siyasal ağırlık mücadeleleri gelecek açısından derin bir uçurumu işaret ediyor.
Irak seçimlerinde etkili bir sonuç elde edemeyeceğini hisseden kesimler seçimleri ertelemek için gayret gösteriyor.
Allavi de böyle düşünüyor olmalı ki Bush ile dirsek temasını sıklaştırdı.
30 Ocak seçim hareketliliğinde yeni saldırı ve suikastlar beklemek gerek.
Hassas Irak terazisinin kefelerine çekemeyeceği ağırlığı koyarak dengeyi bozan işgalciler için 30 Ocak sadece ortaya konan sandık olmayacak; Şubat'ın ilk sabahından ne bekledikleri önemli.
Beklentiler değil, mevcut durum sandığa yansıyacak.
Dengesiz politikalarla şiddet durdurulamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005