İnsanı diğer varlılardan ayıran özelliği onun irade sahibi olmasıdır. İnsan gönüldür. İnsanın iç dünyasında gönül dünyasında biri birine zıt duygular bulunmaktadır. Bu duygular içerisinde tercih kullanabilme gücü de insana aittir.
Yani insan, cömert olabileceği gibi cimri de olabilir. İnsan cani olabileceği gibi merhametli de olabilir. İnsan adil olabileceği gibi zalim de olabilir. Asıl olan insanın tercihini müspet manadaki duygulardan yana kullanabilmesini sağlamaktır. Bir düşünürün dediği gibi "istediğimizi seçmekte serbestiz, ama istediğimizi istemekte serbest miyiz?"
Serbestlik, özgürlük değildir. Özgürlük, insanın tercihini cömertlikten, merhametten, adaletten vb. duygulardan yana kullanacak seviyeye gelmesidir. Liberal-kapitalist düşünce insanı tanıyamadığı için serbestlikle özgürlüğü de birbirine karıştırmıştır.Asıl özgürlük insana eğitimle kazandırılır. Eğitimle insan iç dünyasında "doğru olan duygular"ı hakim kılarken, önce iç dünyasında özgürlüğünü elde eder; sonra da bu bireylerden oluşan toplum dünyada insan haklarında insanlığa örnek olur.
ABD, serbestliği özgürlük sayan düşüncenin insanlığa armağanıdır. Kan gözyaşı, işgal, zulümden başka bir şeyi insanlığa sunamayan ABD, bu kültürün ve düşüncenin ürünüdür. Oysa Müslüman Türk tarihinin altın sayfaları, eğitilerek özgürleştirilen insanlardan oluşan millet kavramına güzel bir örnektir.
Serbestlik adına başıboş bırakılan insan, kendi menfi duygularının esiri olurken; hiçbir ölçü tanımayacağı için banka hortumlayabilir, devleti soyabilir, ülkeleri işgal edebilir. Hatta kendine bile zarar verebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Juhani Tamminen / FinlandiyaModel, Finlandiya için bir rehberFinlandiya, 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İsveç Krallığına bağlı bir dükalık, 1897'den bağımsızlığını kazandığı 1917'ye kadar ise Rusya'nın özerk bir bölgesi idi. Bu tarihten başlayarak Finlandiya'yı tam bir milli devlet olarak adlandırabiliriz. Üstelik Finladiya bağımsızlığının ve milli varlığının faturasını en ağır biçimde ödemeyi bilmiş ülkelerdendir. Finlandiya 1995'te Avrupa birliğine tam üye oldu. Ama bundan önce yıllar süren bir hazırlık devresi yaşandı ve milli varlığını sürdürebilmek için mümkün olan bütün tedbirler alındı. Finlandiya'da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin birçok enstrümanları koruyucu tedbir olarak uygulamaya alındı. Örneğin, bazı dev Fransız şirketleri uranyum madenlerini topyekün almaya kalkıştı. Ama hükümet yerinde müdahalelerle bu ve bunun gibi olaylara meydan vermedi. Kongremizin temelini oluşturan sevgili meslektaşımın eseri, Finlandiya gibi milli varlığını korumanın güçlükleriyle boğuşan ülkeler için son derece kıymetli bir rehber teşkil etmektedir. Diyebilirim ki, yeni sömürgecilik arayışlarına karşı koymak isteyenlerin elinde artık pratik ve kapsamlı bir rehber, bir doğru yanlış çizelgesi vardır. Bu modelin sahibi Prof. Dr. Baş'ı yürekten tebrik ediyorum.
Yani insan, cömert olabileceği gibi cimri de olabilir. İnsan cani olabileceği gibi merhametli de olabilir. İnsan adil olabileceği gibi zalim de olabilir. Asıl olan insanın tercihini müspet manadaki duygulardan yana kullanabilmesini sağlamaktır. Bir düşünürün dediği gibi "istediğimizi seçmekte serbestiz, ama istediğimizi istemekte serbest miyiz?"
Serbestlik, özgürlük değildir. Özgürlük, insanın tercihini cömertlikten, merhametten, adaletten vb. duygulardan yana kullanacak seviyeye gelmesidir. Liberal-kapitalist düşünce insanı tanıyamadığı için serbestlikle özgürlüğü de birbirine karıştırmıştır.Asıl özgürlük insana eğitimle kazandırılır. Eğitimle insan iç dünyasında "doğru olan duygular"ı hakim kılarken, önce iç dünyasında özgürlüğünü elde eder; sonra da bu bireylerden oluşan toplum dünyada insan haklarında insanlığa örnek olur.
ABD, serbestliği özgürlük sayan düşüncenin insanlığa armağanıdır. Kan gözyaşı, işgal, zulümden başka bir şeyi insanlığa sunamayan ABD, bu kültürün ve düşüncenin ürünüdür. Oysa Müslüman Türk tarihinin altın sayfaları, eğitilerek özgürleştirilen insanlardan oluşan millet kavramına güzel bir örnektir.
Serbestlik adına başıboş bırakılan insan, kendi menfi duygularının esiri olurken; hiçbir ölçü tanımayacağı için banka hortumlayabilir, devleti soyabilir, ülkeleri işgal edebilir. Hatta kendine bile zarar verebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Juhani Tamminen / FinlandiyaModel, Finlandiya için bir rehberFinlandiya, 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İsveç Krallığına bağlı bir dükalık, 1897'den bağımsızlığını kazandığı 1917'ye kadar ise Rusya'nın özerk bir bölgesi idi. Bu tarihten başlayarak Finlandiya'yı tam bir milli devlet olarak adlandırabiliriz. Üstelik Finladiya bağımsızlığının ve milli varlığının faturasını en ağır biçimde ödemeyi bilmiş ülkelerdendir. Finlandiya 1995'te Avrupa birliğine tam üye oldu. Ama bundan önce yıllar süren bir hazırlık devresi yaşandı ve milli varlığını sürdürebilmek için mümkün olan bütün tedbirler alındı. Finlandiya'da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin birçok enstrümanları koruyucu tedbir olarak uygulamaya alındı. Örneğin, bazı dev Fransız şirketleri uranyum madenlerini topyekün almaya kalkıştı. Ama hükümet yerinde müdahalelerle bu ve bunun gibi olaylara meydan vermedi. Kongremizin temelini oluşturan sevgili meslektaşımın eseri, Finlandiya gibi milli varlığını korumanın güçlükleriyle boğuşan ülkeler için son derece kıymetli bir rehber teşkil etmektedir. Diyebilirim ki, yeni sömürgecilik arayışlarına karşı koymak isteyenlerin elinde artık pratik ve kapsamlı bir rehber, bir doğru yanlış çizelgesi vardır. Bu modelin sahibi Prof. Dr. Baş'ı yürekten tebrik ediyorum.