Toplumumuzun birbirinden farklı bir çok ihtiyaçlarının olduğu bir gerçek. Fakat, bütün bu ihtiyaçlar yanında, toplumumuz belki de hiç bir dönem bu dönemde olduğu kadar sevgiye muhtaç hale gelmedi.
Hakikaten bugünün insanının, mustarip, kendisinden kaçan, kendisi ile kavga eden, problemleri olan, kaos ortamına sürüklenmiş bir psikolojiyi yaşayan, her zaman, her an sanki bir hadise olacakmış gibi duran bir manzarası var. Tabii bunun asil sebebi, her zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi, insan denilen varlığın hangi planda olursa olsun görüntüsünün tezahürüdür. Aslında bizim toplumda gördüğümüz hadiseler, topluma mal edilmiş olsalar da, bunlar, tek tek insanların vücuda getirdiği olaylardır. Yani bugün biz, rüşvetten, yalandan, gasptan, hırsızlıktan vs. suçlardan muzdarip isek, bunlardan zarar görüyor isek, aslında bu, toplumu meydana getiren insanlarımızın tamamında çok ciddi hastalıkların, problemlerin olduğunun, insanların çürümeye başladığının da ifadesidir.Binaenaleyh hatırlarsanız biz, geçmişte şunu söylemiştik: Toplumları bireyler vücuda getirir. Toplumlar aslında insanların aynasıdır. Yani toplum meydanında ne varsa, sende ve bende olandır. Birey olarak biz, yalnız başımıza kaldığımızda bunu ortaya koyamayız. Ama toplum içerisinde rahatlıkla gizlilik psikolojisi her şeyin açığa çıkmasını temin eder. İşte bugünkü insanlık ve insanımız maalesef böyle bir hali yaşamaktadır. Ayrıca tek tek bireylerin fıtratında gerçeği arama isteği mevcut olduğu için hepimizde güzel olan bir şeyi arama seferberliği de var. Top yekun bir arayışın içine girmiş durumdayız. Yanlışı, zararlıyı yapmamıza rağmen aslında bu yanlışlarda, bu zararlılarda biz, faydalı olan bir şeyin de peşine düşmüş vaziyetteyiz. Fakat burada işin enteresan noktası, takip ettiğimiz yollar yanlış olduğu için bu neticelere ulaşıyoruz. Eğer biz bu arayış içerisinde ne aradığımızı bilmiş olsak ve aradığımız şeyi de güzel yollardan hayatımıza geçirmesini bilsek, aradığımıza kavuşacağız.
Hakikaten bugünün insanının, mustarip, kendisinden kaçan, kendisi ile kavga eden, problemleri olan, kaos ortamına sürüklenmiş bir psikolojiyi yaşayan, her zaman, her an sanki bir hadise olacakmış gibi duran bir manzarası var. Tabii bunun asil sebebi, her zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi, insan denilen varlığın hangi planda olursa olsun görüntüsünün tezahürüdür. Aslında bizim toplumda gördüğümüz hadiseler, topluma mal edilmiş olsalar da, bunlar, tek tek insanların vücuda getirdiği olaylardır. Yani bugün biz, rüşvetten, yalandan, gasptan, hırsızlıktan vs. suçlardan muzdarip isek, bunlardan zarar görüyor isek, aslında bu, toplumu meydana getiren insanlarımızın tamamında çok ciddi hastalıkların, problemlerin olduğunun, insanların çürümeye başladığının da ifadesidir.Binaenaleyh hatırlarsanız biz, geçmişte şunu söylemiştik: Toplumları bireyler vücuda getirir. Toplumlar aslında insanların aynasıdır. Yani toplum meydanında ne varsa, sende ve bende olandır. Birey olarak biz, yalnız başımıza kaldığımızda bunu ortaya koyamayız. Ama toplum içerisinde rahatlıkla gizlilik psikolojisi her şeyin açığa çıkmasını temin eder. İşte bugünkü insanlık ve insanımız maalesef böyle bir hali yaşamaktadır. Ayrıca tek tek bireylerin fıtratında gerçeği arama isteği mevcut olduğu için hepimizde güzel olan bir şeyi arama seferberliği de var. Top yekun bir arayışın içine girmiş durumdayız. Yanlışı, zararlıyı yapmamıza rağmen aslında bu yanlışlarda, bu zararlılarda biz, faydalı olan bir şeyin de peşine düşmüş vaziyetteyiz. Fakat burada işin enteresan noktası, takip ettiğimiz yollar yanlış olduğu için bu neticelere ulaşıyoruz. Eğer biz bu arayış içerisinde ne aradığımızı bilmiş olsak ve aradığımız şeyi de güzel yollardan hayatımıza geçirmesini bilsek, aradığımıza kavuşacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.