Sayın Gül, "Erdoğan'la oturup, konuşacağız" demişti. Yani bu oyunda bende varım, diyordu. Erdoğan ise ben, Çankaya'da imza memurluğu yapmam. Elim Çankaya'da, ayağım mecliste olacak, anlamında açıklamalar yaptı. Haliyle Gül, ben yokum, çekildim, dedi. (görünen tarafı)Hemen meclis tatile girmeden "dar bölge seçim modeli" kanun hazırlığı başladı. Başbakan kim olacak, sorusuna bir şık daha eklendi; Erdoğan'ın yardımcılarından biri? Sonuç belli! AKP'nin hedefinde, Erdoğan'ı başkan veya yarı başkan olarak Çankaya'ya göndermek var. Peki, Türkiye'nin böyle bir modele ihtiyacı var mıdır? Bu sorunun cevabını Prof. Dr. Haydar Baş, 11 Nisan tarihli yazısında şöyle vermişti; "Sistemimizde Başbakan ve Bakanlar Kurulu aktif; cumhurbaşkanı protokol vazifededir.Bazı çevreler, 82 anayasasında sistem değişikliği yapılarak, başkanlık ya da yarı başkanlık düzenine geçilmesini konuşmaktalar. Böyle bir yapılanma etnik kimlikler üzerinden devam eden ayrışımların önünü açacaktır. Bu başkanlık sisteminin doğal sonucudur.Anayasadan "üniter devlet" ifadesinin kaldırılması, vatandaşlık tanımının yenilenmesi, farklı dillerde eğitim, idarenin bir bütün olmaktan çıkarılması vs. yenilikler bilerek veya bilmeyerek Atatürk cumhuriyetinin temel dinamiklerini değiştirecektir.Bizce, ülkemizin yeni bir sisteme değil, demokratik, laik cumhuriyetin devamını sağlayacak birliğe ve bütünlüğe ihtiyacı vardır. Herkesi Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrımına sebep olmayacak bir yaklaşımla kucaklamaya, milletimizle ordumuzu kaynaştırmaya, Alevi-Sünni-Caferi demeden bir kabul etmeye mecburuz. Varlığı bir asra uzanmamış genç cumhuriyet ancak böyle devam edebilir. Devletin başı cumhurbaşkanı da bu bakış açısına sahip olmak zorundadır."AKP, coğrafyamızdaki hassasiyetleri, ülkemizde ortaya çıkacak siyasi ve sosyal sonuçları hesap etmeden Erdoğan'ın çizdiği hedefe ülkeyi götürmekte ısrarlı. Hatırlarsanız Erdoğan'a, M. Ali Birant canlı yayında, "günlünüzde başkanlık sistemi var mı" diye sormuş, "evet, var" diye karşılık almıştı. İlginçtir! 3 veya 4 dakika sonra "hayır, ben öyle bir şey söylemedim" demiş, Birant'ta kaydı geri aldırıp, tekrarlamıştı?Tartışmalar devam ederken Beşir Atalay'ın yaptığı bir açıklama dikkatimi çekti. "? İlk defa vatandaşlarımız sandıkta Cumhurbaşkanı seçecek? Bunu tartışıyor Türkiye. İsimler kim? Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül. Ve Türkiye'nin geldiği nokta? Buraya da nokta konulur zaten?" Ben noktayı kaldırıp, devam etmek istiyorum? Biz, Türk Milletiyiz. Tarih bunu böyle kaydetti. İslam'ın sancaktarlığını yaptık, yapacağız da. Haçlılar yüz yıllarca İslam'ı yok edeceğiz, diye değil, Türkleri yok edeceğiz, diye seferlere çıktı. Neden? Türk eşittir İslam, İslam eşittir Türk, anlamına geldiği için?İngiliz'i, Alman'ı, Fransız'ı, Amerikalısı vs. bize, Türk Milleti, dedi. Ama Gül ve Erdoğan ısrarla "Türküm", demekten, "Türk Milleti" demekten kaçındılar. Kaderin cilvesi mi, yoksa ilahi yüzleştirmemi dersiniz bilmem ama devletin şu anki bir ve iki numarası, dini söylem ve çıkışlarıyla milletimizi heyecanlandırıyorlar, diğer siyasi partileri ve icraatları eleştiriyorlardı.Sayın Gül, 1995'te meclis kürsüsünden, AB'yi bir Hıristiyan topluluğu olarak tarif ediyor ve asla o topluluğa girmeyeceğiz, söyleminde bulunuyordu. Aynı paraleldeki Erdoğan ise bir adım daha ileri giderek meclisteki; "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" (M. K. Atatürk) sözünün anlamsızlığını kendince vurgulayıp, "Hakimiyet kayıtsız şartsız Allah'ındır" diyordur.Gel gör ki! Bu ikili, 2004 yılında, AB bayrağı ve İslam'ı yok etmeye ant içmiş Papa heykeli altında, AB hakimiyetini kabul eden anlaşmayı imzaladılar. Dünyada başka örneği var mı, bilmem ama 5000 yıllık tarihini 1000 yıldır imanla, İslam'la şereflendirmiş bu milletin Cumhurbaşkanı, İngilizlerin "Knight Grand Cross of the Order of the Bath" (Ruhani Safiyet Derecesinin Şövalye Büyük Haç Nişanı)na layık görülmüştür. Başbakanı ise Siyonizm'in kurucusu Thedore Herzi'n, 1906'da kurduğu AJC tarafında 104 yılda sadece 10 kişiye verilen ve 11. si Erdoğan olan artı Musevilerin dışında ilk kez bir başka din mensubuna verilen Yahudilerin "Üstün Cesaret Madalyası" sahibi olmuştur.Varın kararınızı verin; Çankaya'da kim kalsın, kim çıksın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025